Bu yıl Suriye’yi daha yoğun konuşacağız. Hem ABD’nin çekilme kararının etkileri hem de Türkiye’nin artacak angajmanı sebebiyle. Suriye deyince, kamuoyunun ilgisi açısından birbiriyle bağlantılı üç konu var: YPG’nin kaderi, ılımlı muhalefetin geleceği ve mültecilerin durumu.
Başkan Trump gelen baskılar üzerine çekilme sürecini yavaşlatma niyetinde. YPG’yi koruma hedefini ajandasında tutuyor. ABD’nin çekildiği bölgelere ne olacağı konusunda detaylar henüz netleşmedi. Rusya da ABD de Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlayacak bir “tampon bölge” oluşturma fikri ile meşgul. Moskova, Esed rejiminin toprak kontrolünü genişletmek istiyor. Nihai çözümde Şam’ın elini daha da güçlendirmek için…
Washington ise YPG’yi Türkiye’nin tasfiyesinden kurtarmanın derdinde.
YPG’nin tasfiyesi ve ılımlı muhalefetin yeni Suriye’ye entegrasyonu. İlki, Suriye’nin bütünlüğü ve Türkiye’ye tehdit oluşturmaması için vazgeçilmez. İkincisi, 6 milyon Suriyelinin ülkelerine dönebilmesi için elzem.
Bu noktada Esed’in geleceği konusu da gündeme geliyor.
Moskova er ya da geç Esed’i değiştirmek zorunda. Aksi takdirde Suriye ne iç savaş halinden çıkabilir. Ne de yeniden inşa için dünyadan yatırım çekebilir.
Rusya silahlı mücadelenin bir şekilde sonlanmasının iç savaşın bitmesi anlamına gelmeyeceğini Irak örneğinde görebilir.
Hele hele, mülteci konusu Türkiye, Ürdün ve Avrupa’nın tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallandığı ortamda nihai çözüm bulunamayacak.
Aşırı sağ, popülist partiler “mülteci tehdidi” bahanesiyle merkez siyaseti şimdiden dönüştürmekte. Türkiye’nin askeri operasyonları ve ılımlı muhalefet verdiği destek de ülkemizdeki Suriyelilerin büyük bir kısmının kendi topraklarına dönüşü ile ilgili.
Muhalefet partilerinin dışlayıcı argümanları bir sorumsuzluk örneği teşkil etmekte.
Yılbaşı akşamı Taksim’de Suriyelilerin kutlamasına verilen tepki, kitlelerin duygularına yönelik ajitasyonun tehlikelerini gözler önüne seriyor. Evet, Türkiye’nin “Suriye’nin bir karış toprağında gözü yok.” Türk halkı Suriyeli kardeşlerine misafirperverlikle davranır.
Ve onların insanca yaşayacağı bir ülkeye sahip olması için mücadele verir. Türkiye, sınırında Suriyelileri görmek ister.
Arabıyla, Türkmeniyle, Kürdüyle, Hristiyanıyla… Terör örgütü YPG’yi ya da halkının katili Esed’i görmek istemez. Bu sağlanmadıkça da Suriye dosyası kapanmaz.
[Sabah, 4 Ocak 2019]
Etiketler:
- Strateji Araştırmaları
- Yorum
- 19 Aralık 2018 ABD'nin Suriye'den Çekilme Kararı
- ABD
- ABD Dış Politikası
- ABD-PKK (YPG/PYD/SDG) İlişkileri
- ABD-Terör İlişkileri
- ABD'nin Ortadoğu Politikası
- ABD’nin Suriye Politikası
- Aşırı Sağ
- Astana Görüşmeleri
- Avrupa
- Avrupa Birliği (AB)
- Avrupa’da Aşırı Sağ
- Bahreyn
- Batı
- Beşar Esed
- Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
- CENTCOM
- Diplomasi
- Donald Trump
- Düzensiz Göç
- Entegrasyon
- Esed Rejimi
- Fırat'ın Doğusu
- Irak
- Irkçılık
- Muhalefet
- Mülteci | Sığınmacı
- Mülteci | Sığınmacı Krizi
- Ortadoğu
- PKK - YPG - SDF - PYD - YPJ - SDG - HBDH - HPG - KCK - PJAK - TAK - YBŞ
- Recep Tayyip Erdoğan
- Rusya
- Sabah Gazetesi
- Savaş
- Sünni
- Suriye
- Suriye Barış Süreci
- Suriye İç Savaşı
- Suriye Krizi
- Suriye Türkmenleri
- Tampon Bölge
- Terör
- Terör Örgütleri
- Terörle Mücadele
- Trump'ın Suriye'den Çekilme Kararı
- Türk Dış Politikası
- Türk-Amerikan İlişkileri
- Türkiye
- Türkiye-ABD İlişkileri
- Uluslararası İlişkiler
- Washington
- Yabancı Karşıtlığı
- YPG
- Zenofobi