Arşiv | Onur muhafızları, 13 Kasım 2019'da Washington'da Beyaz Saray'da yapılacak toplantı öncesinde ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı karşılama töreninin hazırlıklarına devam ediyorlar.

Türkiye-ABD İlişkisinin 100 Yılı

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiyi genel olarak incelediğimizde, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, ortak tehdit algısına dayalı bir stratejik ortaklık oluşturulmuş olduğunu görmekteyiz. Özellikle 1960-1980 arasında iki ülke arasında yaşanan deneyimlerin ise mevcut karşılıklı güvensizliğin zeminini hazırladığını ve tarihi kaygıları öne çıkardığını söyleyebiliriz.

Türk-Amerikan ilişkilerindeki ilk temas, 18. yüzyılın sonuna doğru Osmanlı İmparatorluğu ile ABD arasında, Türk Akdeniz limanlarındaki deniz ticareti ile başlamıştı. Osmanlı İmparatorluğu ile ABD arasında, Akdeniz’deki etkileşimlere ve 1802’de İzmir’e bir Amerikan Konsolosu atanmasına rağmen, 1831’de Amerikan elçiliği açılana kadar resmi bir ilişki kurulamamıştı. Aynı şekilde Osmanlı da ABD’ye diplomatik misyon atama konusunda Avrupa ülkelerine kıyasla daha yavaş davranmış ve ABD’deki ilk Osmanlı Konsolosluğu 1858’de açılmıştı. Bu geleneğe, ABD’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra dört yıl bekleyerek, 17 Şubat 1927’de diplomatik ilişkileri yeniden başlatması sürecinde de tanıklık edilmiştir. Osmanlı döneminde gelişmeye başlayan ikili ilişkiler; zamanla ABD’nin Osmanlı topraklarındaki misyonerlik faaliyetleri, Ermeniler lehine Osmanlı aleyhine politikaları ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından alınmak istenilen silahları vermede gösterdiği isteksizlik ile bozulmaya başlamıştı. Bu ilişki, ABD’nin Osmanlı’nın müttefiki olan Almanya’ya savaş ilan etmesiyle tamamen kesilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve Lozan Antlaşması ile Ermeni Meselesi ve Doğu Meselesinin bitirilmesinin sağlanmış olması ve Türkiye-ABD arasında ilişkilerin yeniden tesisi için görüşmeler yapılarak, bir anlaşma imzalanmasına rağmen resmi ilişkiler başlamamıştır. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile ABD arasında diplomatik ilişkilerin tekrar tesisinin gecikmesini, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı’nda her ne kadar tarafsız bir politika benimsediğini söylese de ABD’nin Batılı işgalci devletlere destek vermesi ve Kurtuluş Savaşı sonrası Lozan Antlaşması’na karşı tutumu ile okumak da fayda var. Türkiye ise dış politikasında bu dönemde Kurtuluş Savaşı’nda karşısında olan devletlerle düşmanlığına son vererek barışın sunduğu fırsatlardan yararlanmış, bu ülkelerle olan ilişkisini daha sonra güçlendirecek adımlar atmıştır.

Stratejik Tavır

Türkiye’nin, ilk kurulduğu yıllarda benimsediği ve Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta barış, cihanda barış” sözleri ile ifade edilen yaklaşım, Türk dış politikasının ana belirleyici yaklaşımı olmuştu. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti, 1923-1945 arasında barışa, egemenliğe ve ulusal kalkınmaya öncelik veren tarafsızlık ve bağlantısızlık temeline dayalı bir dış politika benimsemiş ve 1920 ile 1955 arasında komşu ülkelerle yapmış olduğu çeşitli paktlar ve dostluk deklarasyonları ile kendi ulusal güvenliğini güvence altına alma politikasını yürütmüştür. Bu bölgesel paktlara rağmen, 1939’a kadar herhangi bir resmi örgüte üye olmayan Türkiye, dış politikasında bağımsız kalmayı başararak, bütün devletlerle dostane ilişkiler sürdürebilmiştir. Bu politikasının devamı olarak da Müttefik kuvvetlerin tüm baskılarına rağmen İkinci Dünya Savaşı’na girmeyi reddetmiştir.

İkinci Kıbrıs Barış Harekatına katılan pilotlar
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2. Kıbrıs Barış Harekatına katılan pilotlara Türkiye’deki üslerinde komutan tarafından Kıbrıs haritası üzerine brifing veriliyor. (BYEGM/AA, 14 Ağustos 1974)

Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ortaya çıkan Sovyet tehdidi, Türk-Amerikan ilişkisinin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sovyet tehdidi, iki kutuplu dünya düzeninde ABD’nin, geleneksel yalnızcılık (izolasyon) politikasından vazgeçerek, Sovyetler Birliği’nin Stalin yönetimindeki komünizmin yayılmacılığını kontrol altına alma politikasına yönelmesine neden olmuştur….

Devamını Kriter sitesinde okumak için tıklayın: Türkiye-ABD İlişkisinin 100 Yılı

Etiketler: