IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kurumlar dünya savaşı sonrası ABD öncülüğünde kuruldu ve küresel ekonominin önemli birer parçası haline getirildi. IMF ekonomik krizlere acil müdahale görevini alırken liberal piyasa şartlarını gözetti. ABD’nin izni olmadan kurtarma paketleri devreye alınmazken, Dünya Bankası ülkelerin fiziksel altyapılarını iyileştirmek için kredi verdi. Dünya Ticaret Örgütü’nün öncülü GATT sistemi ise küresel ticaretin Batılı ülkelerin hegemonyası altında sürdürülmesine yardımcı oldu.
Tüm finansal şok dalgaları ve oynaklıklara rağmen, Türkiye ekonomisinin reel parametrelerinin oturmuş olması, sağlam temelleri ve iyileşmeyi sürdüren reel makro verileri umutlu olmak için çok neden sunuyor.
Türkiye yeni teknoloji dalgasını ıskalar, üretici olmadan, sadece kullanıcı olursa, küresel ekonomik rekabet ve ulusal güvenlik cephelerinde sorun yaşayabileceğinin farkında. Bu bilinçle teknolojiye yatırım yapıyor
Avrupa’da ekonomik aktivitelerde hissedilir bir iyileşme yaşanırken, vaka sayılarının yeniden artmaya başlaması risk teşkil ediyor. Önümüzdeki günlerde gözler yeni kısıtlama önlemlerinde olacak
Türkiye yenilenebilir enerjide hızlı büyüyen ülkelerden... Yeşil dönüşümü yerli ve milli bir üretim yapısıyla gerçekleştirebilirsek büyümeyi artırabilir, yeni istihdam olanakları oluşturabiliriz