Louisiana ve Missouri eyalet başsavcılarının Biden yönetimine karşı açtığı davada federal hâkimin verdiği ihtiyati tedbir kararı, ifade hürriyetiyle ilgili yeni bir tartışmanın habercisi oldu. Başsavcılar Beyaz Saray’ın sosyal medya platformu yöneticileriyle el ele vererek muhafazakâr sesleri bastırmaya çalıştığını iddia ediyor. Bunun Amerikan anayasasında garanti altına alınan ifade hürriyetinin ihlali olduğunu savunan müştekiler, hâkimin verdiği tedbir kararıyla ön zafer kazanmış oldu. Nihai karar ve temyiz sonrasında dava muhtemelen Yüksek Mahkeme’ye kadar gidecek. Bu süreç önümüzdeki dönemde sosyal medya ve ifade hürriyeti tartışmasının daha da alevleneceğinin habercisi olarak karşımıza çıkıyor.
Florida valisi Ron DeSantis başkan adaylığını Twitter Spaces’da bir sohbet odasında ilan etti. Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformunu tercih etmesi, hem ana akım medyaya tavır koyduğuna hem de yenilikçi bir kampanya yürüteceğine işaret ediyordu. Ancak DeSantis’in başkanlık ilanına gösterilen yoğun ilgi, Musk’ın tasarruf tedbirlerinin sonucu olarak kapasitesi azaltılan Twitter sunucularının çökmesine neden oldu. Başkanlık kampanyasını ilan konusunda yaşanan bu aksaklık, Trump kampanyası tarafından beceriksizlik ve göreve hazır olmama şeklinde kodlanmaya çalışılırken DeSantis ‘interneti çökertmekle’ övündü.
14 Mayıs 2023’te gerçekleşen cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin Türkiye’nin hem iç hem de dış politikalarına birçok önemli yansımaları gözlemlenebilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın küresel sistem ve buna bağlı sorunlara yaklaşımı dikkate alındığında seçimlerin küresel sistem açısından da önem arz ettiği söylenebilir.
Dev sosyal medya platformlarının, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını belirler hale gelmesinin yanında siyasi, ekonomik ve kültürel etki yaratabilmeleri önemli bir meydan okuma olarak karşımıza çıkıyor.
Siyasetin değişmeyen gündem maddelerindendir özgürlük sorunsalı.