Kriter'in Haziran Sayısı Çıktı: Soykırıma Karşı Küresel İntifada

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 91. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı
Kriter'in Haziran Sayısı Çıktı Soykırıma Karşı Küresel İntifada
Amerikan İstihbaratı Dünyaya Nasıl Bakıyor

Amerikan İstihbaratı Dünyaya Nasıl Bakıyor?

Amerikan istihbarat kurumlarının ortak hazırladığı yıllık tehdit değerlendirme raporu hem ulusal hem de küresel tehditlerle ilgili uyarılara yer veriyor. Raporda Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi devlet aktörlerinin yarattığı tehditler ayrı ayrı tartışılıyor. Bunlarla birlikte Gazze savaşının ‘bölgesel bir krizin nasıl geniş sıçrayan etkilerinin olabileceğini ve diğer alanlardaki uluslararası iş birliğini zorlaştırabileceğini’ gösterdiği belirtiliyor. Bu krizin ‘yüksek kabiliyetli bir devlet altı aktör’ olan Hamas tarafından tetiklendiği, bölgesel hedefleri olan İran tarafından alevlendirildiği, Çin ve Rusya’nın söylemleriyle Amerika’nın küresel pozisyonunun altını oymak için kullandığı değerlendirmesi yapılıyor. Küresel sistemin büyük güçler arasındaki mücadele, bölgesel krizler ve uluslar üstü tehditler yüzünden çok daha kırılgan hale geldiğini ifade eden rapor hem uluslararası sistemin kurallarına hem de Amerika’nın hâkim pozisyonuna Çin, Rusya, İran ve bölgesel aktörler tarafından meydan okunduğuna dikkat çekiyor. Amerikan istihbarat bürokrasisinin dünyayı nasıl gördüğüne dair önemli ipuçları içeren rapor, ülkenin siyaset kurumlarının alacağı kararlar için de önemli bir referans kaynağı oluşturuyor.

Devamı

Amerikan Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi, son zamanlarda eşine az rastlanır bir uzlaşıyla ve 352’ye 65 gibi ezici bir çoğunlukla TikTok yasağıyla sonuçlanacak bir yasayı jet hızıyla kabul etti. Yasaya göre TikTok’un sahibi olan Çin firması ByteDance, altı ay içinde sosyal medya platformunu Amerikan yönetiminin onaylayacağı bir firmaya satmadığı takdirde TikTok Amerika’da yasaklanacak. Amerika’da 170 milyon hesaba ve 100 milyonun üzerinde aktif kullanıcıya sahip olan TikTok’a verilen bu ültimatom, özellikle genç kullanıcılardan büyük tepki çekti. Başkanlık seçimlerine giderken dezenformasyon ve seçime yabancı müdahale kaygıları meşru görülebilir ancak yasanın bu kadar hızlı geçmesinde Gazze’de yaşananların TikTok üzerinden yayılmasının da etkisi olduğu açık. Ulusal güvenlikle ifade hürriyeti arasında makul bir denge kurmanın zorluğuna işaret eden TikTok yasağı, Amerika’nın Çin’le ekonomik ve teknolojik mücadelesinde serbest piyasa kurallarını ve bireysel özgürlükleri yeniden düşünmek zorunda kaldığını gösteriyor.

Eski Başkan Trump 2020 Eylül’ünde TikTok’u başkanlık kararnamesiyle yasaklamıştı. Pandeminin başlarında insanların evlerinden çıkamadığı bir dönemde sosyal medyada geçirdikleri vakit zirve yapmıştı. Gençlerin eğitimlerine uzaktan devam etmek zorunda kaldıkları ve eve hapsoldukları bir dönemdi. Sosyal medya bu hapisliğe kısmi bir çare olmuştu adeta. Sosyal medya mecralarının hepsinde kullanım zirve yaparken TikTok viral videolarıyla özellikle Z kuşağının en çok kullandığı platform haline gelmişti. Video içerikleri itibariyle dokunulmayan konu ve dalga geçilmeyen kişi kalmamıştı. Trump’ın yasağı gençlerin alay konusu haline gelmiş ancak Başkan’ın bu adımı nihai olarak mahkemeden dönmüştü. Büyük tartışmalara yol açan yasak uygulanmadı ama “ulusal güvenlik sorunu yaratabilecek sosyal medya platformları” tartışması devam etti.

Türkiye İstatistik Kurumu da Avrupa İstatistik Kurumuyla paralel bir şekilde gerçekleştirdiği Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırmalarıyla güncel durumu takip etmeye çalışıyor. Bu araştırmanın verileri Türkiye'nin son yirmi yılda teknolojik dönüşüm kapsamında aldığı yolu gösteren en önemli verilerden birisi.

Kullanıcıların en çok ilgi duyduğu ve gündelik yaşamının önemli bir kısmını kapsayan alanlar olarak öne çıkıyor.

Yalan Haberle Mücadelede Küresel Eğilimler

Bireylerin ifade özgürlüğünü koruyabilmek için, yöntem ne olursa olsun, yalan haberle mücadele devlet, birey, medya kuruluşu ya da sosyal medya şirketlerine tek başına bırakılamayacak kadar karmaşık bir süreçtir.

Devamı
Yalan Haberle Mücadelede Küresel Eğilimler
Sosyal Medyada Dezenformasyon ve Yalanla Mücadele

Sosyal Medyada Dezenformasyon ve Yalanla Mücadele

Yalan haberle mücadele düzenlenmelerinde en önemli husus, bu düzenlemelerin yalan haberin dolaşıma sokulmasını engelleyerek, bireylerin özgür tartışma ortamını destekleyecek şekilde hayata geçirilmesidir.

Devamı

Halihazırda gündemde bulunan yeni kanun teklifinin ise dezenformasyonu önleme maksadıyla yalan ve yanlış haberin yayılmasını münhasır bir suç olarak düzenleyeceği belirtiliyor. Hangi içeriğin dezenformatif nitelikte olduğuna ise mahkemeler tarafından karar verilecek. Öte yandan teklifle internet medyasının yasal bir altyapıya kavuşturulması da bekleniyor.

Digital 2022 raporuna göre halihazırda yaklaşık 4,62 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı mevcut. 2012'den bugüne kullanıcı sayındaki artış yaklaşık 3,1 kat. 13 yaş üstü kişilerin yaklaşık %75'i sosyal medya kullanıcısı. Bu kullanıcıların sosyal medya platformlarında günde ortalama iki saat 27 dakika geçirdikleri hesaplanıyor. Bu süre Türkiye özelinde ise üç saate yaklaşıyor.

Sosyal medyanın, dezenformasyonu kolaylaştırıcı rolüyle birlikte günümüzde gerçek ile kurgu arasındaki ayrım da önemini giderek yitirmektedir.

Türkiye'nin Netflix ile başlayan ve sosyal ağ sağlayıcıları ile devam eden internet alanının regüle edilmesi konusu öğretici olduğu kadar zorlu bir süreci de ihtiva etmektedir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 54. sayısı çıktı.

Seçimlere müdahale iddiaları, aşırı sağ ve İslam karşıtı fikirlerin serbest biçimde dolaşımı, şiddet ve pornografinin yanı sıra fake news konusundaki artış dijital platformlarda karşılaşılan en önemli sorun alanları olmuştur

6 Ocak Kongre binası baskını sürecinde Trump'ın Twitter hesabının 12 saat boyunca askıya alınması yeni bir ileri adım olarak değerlendirilmişti; gerçekten de hemen ardından hesap tümüyle kapatıldı.

Başta Almanya ve Fransa gibi ülkelerin öncü oldukları bu girişimler, Türkiye'nin de gündemini meşgul etmiş ve bu alandaki gelişmeler, yeni hukuksal düzenlemeleri zorunlu kılmıştır.

Dijitalleşmenin güvenlik sorunu olarak algılandığı günümüz dünyasında özgürlük-güvenlik dengesine ilişkin kadim tartışmalar burada da yerini almaktadır.

Ekonomiler beklenenden hızlı toparlanma kaydetti. Haliyle büyüme tahminlerinin revize edildiğini görmeye başladık. Türkiye bu krizi görece daha hafif atlatması beklenen beşinci ülke konumunda. Büyüme tahmini yukarı doğru en fazla çekilen 5 ülkeden de biri