SETA “31 Mart’a Doğru Türkiye” Başlıklı Panel Düzenledi

|
SETA Genel Merkezi’nde düzenlenen, moderatörlüğünü SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Cem Duran Uzun’un yaptığı panele, …
  • Yakın dönemde Rusya-Ukrayna Savaşı'na yönelik geliştirdiği diplomatik açılımlar, Suriye ve Irak'taki terör örgütleriyle askerî mücadelesi, Gazze'deki insanlık dramına karşı duruşu ve savunma sanayii hamleleri ekseninde uluslararası kamuoyunun radarına giren Türkiye, 2023 yılında hem sosyo-ekonomik hem de siyasal kazanımlarını koruyup geliştirme hususunda kritik görülebilecek bir Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Seçimleri'ne sahne oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı, seçimlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde başarılı sonuçlar elde etti. 100. yıldönümünü kutlayan Türkiye'de Erdoğan'ın karizmatik liderliği ve Cumhur İttifakı'nın ortaya koyduğu stratejik akıl bir kez daha karşılık buldu. Dolayısıyla 2023 seçimlerinden siyasal gücünü koruyarak çıkan Cumhur İttifakı bileşenleri 31 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlere sosyo-psikolojik üstünlükle giriyor.
  • Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.
  • İYİ Parti'den sonra YRP ve DEM Parti'nin kendi adayları ile seçime girme kararı siyasi partilerin konumlanmasını değiştiren bir trende işaret ediyor. Üçüncü yol tartışmasının canlanacağı bir yeni siyasi topoğrafya oluşuyor. Cumhur İttifakı cenahında YRP haricinde ittifak olgusu kendisini korurken muhalefette yepyeni bir müstakil siyaset arayışı öne çıkıyor. Partiler kendi özgül ağırlıklarını gösterme niyetindeler. Bu ağırlığın 2028 seçimlerindeki olası ittifak ve işbirliği pazarlıklarında etkili olacağını düşünüyorlar. "Ötekinin kaybetmesi için bunu destekleyelim" havası büyük oranda kayboldu. Önce muhalefetteki panorama ile başlayalım.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • 31 Mart yerel seçimlerine 56 gün kala siyasi rüzgâr Cumhur İttifakı lehine esiyor. Cumhur İttifakı bu seçimde de ittifak yapısını korurken (bu satırlar yazılırken YRP'nin kararı henüz belli değildi) muhalefet işbirliği yapamadan sandığa gidiyor. 2019 ve 2023 seçimlerinde ittifak kurabilen CHP'nin önünde bu seçimde sadece DEM Parti ile bazı şehirlerde işbirliği yapma fırsatı kaldı. İstanbul özelinde CHP-DEM Parti işbirliği gerçekleşirse bunun İmamoğlu etkisi ile olacağı açık. Bu da İmamoğlu'nun sadece Cumhur İttifakı tarafından değil İyi Parti tarafından da "demlenmekle" ilgili eleştirilere muhatap olacağını düşündürüyor. Kaldı ki DEM Parti'den gelen sinyaller (Başak Demirtaş'ın adaylığı ihtimali) İstanbul da bile CHP'nin yalnız başına kalabileceğini gösteriyor. Böylece CHP için geriye "partilerle olmayan işbirliğini seçmen tabanında yapma" seçeneği kalıyor. Ancak bu seçenek için bile süreç yönetimi çok dağınık ve aleyhte gidiyor.

  • Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 87. sayısı raflarda yerini aldı.

  • CHP ile İyi Parti arasındaki olası işbirliği için zemin hazırlanıyor. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin eko-sistemindeki teşkilatların "işbirliği yapalım" demesi şaşırtıcı değil. İmamoğlu ve Yavaş'ın 2019'daki Millet İttifakı bileşenlerini (HDP ve SP dahil) etki alanlarında tutacak bir koalisyon stratejisi yürüttüğü biliniyordu. İyi Parti'den son istifaların da gösterdiği bu gerçek Akşener'i bir kez daha "masaya geri oturtabilecek" güçte mi göreceğiz.

  • 7 Ekim günü ve sonrasında yaşananlar, yıllardır süregelen İsrail-Filistin çatışmasını dünyaya tekrar hatırlattı. Zira Hamas’ın yaptığı saldırı sonrası İsrail’in Gazze’de başlattığı yıkım, büyük bir insani krize sebep oldu ve bu kriz halen de devam ediyor. Ancak dünyanın önemli bir çoğunluğu –özellikle de Batılı devletler– bu krize yönelik çifte standartlı, uluslararası insani değerlerden uzak ve tamamıyla ideolojik bir yaklaşım gösteriyor. Dolayısıyla Filistin halkı, yıllardır İsrail işgaline karşı sürdürdüğü yalnız direnişine bugün de yalnız devam etmek mecburiyetinde.

  • Akşener'in ittifaksız yerel seçimlere girme arayışı siyasetin gündemini belirliyor. Bu arayış, muhalefetin mevcut krizine işaret etmekle kalmıyor. CHP belirleyiciliğinde kurulan Mayıs 2023 koalisyonunun muhasebesini de yapıyor. Bu itibarla CHP'deki iç çekişme ve değişim polemiklerinden sonra Akşener'in yeni söylemi Mart 2024 seçimlerine giderken en önemli siyasi tartışma konusu. Akşener'in 6'lı masa tecrübesine dair eleştirilerini CHP ve küçük sağ partiler şimdilik itidalle ve sessizlikle karşılasa bile uzun süre bu konu üzerinde açıklama yapmaktan geri duramayacaklar. Zira Akşener'in ayrı seçime girme fikri İyi Parti tabanında giderek yayılma eğiliminde ve hatta CHP tabanından da kısmi destek görebilir. Bu da muhalefetin yerel seçimlerde işbirliği yapmayacağı algısını daha da güçlendirir.