Nükleer enerji Türkiye’nin yarım asrı aşkın bir süredir enerji tüketiminde yer vermeye çalıştığı bir enerji kaynağıdır. 1956 yılında Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulması ile kurumsal bir kimlik kazanan nükleer enerji konusundaki girişimler, 1957 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na kurucu üye olunmasıyla uluslararası ölçeğe taşınmıştır.
Batı’nın küresel güneyden destek görememesi, kendi askeri kapasitesinin zaafa uğraması, Çin’in Tayvan’a müdahalesine vaziyet edilemeyeceği kaygısı ve Donbas’la Kırım’ın geri alınmasının pek mümkün görülmemesi, Ukrayna’ya desteğin siyasi bir hedefe orantılı olması gerektiği yönündeki tezleri güçlendiriyor.
Çin’in Şi Jinping döneminde takip ettiği dış politikada bir değişim söz konusu mu? Çin’in Suudi Arabistan-İran ara buluculuğu nasıl yorumlanmalı? Çin devlet başkanının Moskova ziyareti, Çin ve Rusya arasında Batı’ya karşı bir ittifakın kurulacağının bir işareti mi? Yeni bir dünya düzeninin oluştuğundan söz edebilir mi?
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 78. sayısı raflarda yerini aldı.
Türkiye’nin çabaları ile imzalanan tahıl koridoru anlaşmasının önemi nedir? Anlaşmanın ilk altı aylık uygulamasında karşılaşılan sorunlar nelerdir? Anlaşmanın ikinci defa uzatılmasında Türkiye nasıl bir role sahiptir?