Odak: Koronavirüs Körfez’deki Jeopolitik Riskleri Artırdı

Ortadoğu’daki vaka sayısının yüzde 33’üne sahip olan Körfez bölgesi Arap dünyasındaki diğer aktörlerden finansal anlamda daha güçlü olmasına rağmen koronavirüsten çok boyutlu şekilde olumsuz etkilenmektedir.

Devamı
Odak Koronavirüs Körfez deki Jeopolitik Riskleri Artırdı
ABD'nin Ortadoğu Siyaseti Kaos Üretiyor

ABD'nin Ortadoğu Siyaseti Kaos Üretiyor

Trump yönetiminin, Ortadoğu'nun askeri bakımdan ağır sıklet aktörlerini bir tarafa bırakarak Suudi Arabistan ve BAE üzerinden bölgeyi şekillendirme çabası daha fazla kaos ve istikrarsızlık getirecek.

Devamı

Washington Post gazetesi köşe yazarı Cemal Kaşıkçı cinayetine dair bulgular azmettiricinin kimliği konusunda kapıyı aralamış durumda. Kaşıkçı’nın yazarı olduğu gazetenin 25 Ekim’de Veliaht Prens Muhammet Bin Selman’ın (MBS) fotoğrafını tam sayfa yayınlayarak Suudi Arabistan’a giden ABD Dışişleri Bakanına hitaben “gerçeği talep edin” manşeti ile çıkması küresel medya açısından faile dair adresin yönünü de göstermişti.

Filistin davasına sahip çıkma meselesinin bölgede İran tarafından domine edilmesine fırsat tanımak, Muhammed bin Selman için menfi sonuçlar doğurabilir. İsrail ile işbirliği yaparak bölgesel düzen kurmak ve Riyad’ı bu düzenin kurucu aktörü haline getirmek, çıkışları kapalı karanlık bir tünelde yol almaya benzer.

Kaşıkçı cinayetinde Türkiye'nin gösterdiği ilkeli tutumu Ankara ile Riyad'ın 'Sünni dünyanın liderliği için bir mücadelesi' olarak okuyanlar var.. Meseleyi ideolojik kapışma düzlemine çekmek vahşi bir cinayetin üstünü örtmeye katkı sağlar.

Libya’nın geleceği dış aktörlerin müdahalesi ile değil, demokratikleşme iradesine sahip yerel grupların geniş kapsamlı müzakereleri sonucu varacakları toplumsal uzlaşıyla mümkün olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde Türkiye’nin pozisyonu Libya’da istikrarsızlığın son bulması ve demokratik bir yönetimin kurulması açısından hayati önem taşımaktadır.

Türk-Amerikan İlişkileri Nasıl Düzelir?

Türk-Amerikan ilişkilerinin düzelmesi için ya Ankara’nın da Abu Dabi, Riyad ve Kahire yönetimleri gibi Washington’a boyun eğip ABD’nin bölge politikalarına uygun davranmaya başlaması ya da Amerikan yönetiminin Ankara’ya yönelik dayatmalarına son verip Türkiye’yi eşit bir ortak olarak kabul etmesi gerekiyor

Devamı
Türk-Amerikan İlişkileri Nasıl Düzelir
Kaşıkçı nın Katillerini Kim Yargılayacak

Kaşıkçı’nın Katillerini Kim Yargılayacak?

Ankara'nın cinayeti soruşturma kararlılığı ve delilleri toplama mahareti olmasaydı bu noktaya gelinemezdi. Türkiye'nin delilleri "görmek isteyenlerle paylaşmasından" ve "uluslararası soruşturma" istemesinden sonra Suud Başsavcısı açıklama yapmak zorunda kaldı.

Devamı

Yemen’de devam eden iç savaş ve yürütülen operasyonlar, ülkede her alanda büyük bir yıkıma yol açarken, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu ülkedeki varlığı daha da sorgulanır hale geldi.

Bugün ABD'nin İran'a ikinci tur yaptırımları başlıyor. Böylece, 2015 nükleer anlaşması ile kaldırılan yaptırımlar geri dönüyor. Başkan Trump'ın 'emsali görülmemiş' diye tanımladığı yaptırımlarla İran'ın taşıma, finans ve enerji sektörleri hedefleniyor.

ABD'nin 'sınırlandırmak' için karşısında Arap-İsrail bloğu oluşturduğu yayılmacı bir bölgesel gücün (İran) bu halde olması tahmin edilen bir şeydi. Ancak Trump ailesi ile yakın ilişkileri olan Veliaht Bin Selman'ın hırslı politikalarının bu denli bir sorgulamaya tabi olması beklenmiyordu.

Doç. Dr. Talha Köse, 'Prens bin Selman'ın karşı karşıya kaldığı suçlamadan en fazla İsrail rahatsızlık duyuyor. Çünkü Veliaht kendi yatırımları gibiydi. Bu yatırımlarının boşa gitmesi onları rahatız ediyor.' dedi.

Bölge Müslümanlarına “emanet” duygusu vermeyen, kendi vatandaşlarını bile bir otele hapsedip servetlerine el koyan ve diplomatik temsilciliklerinde muhalifleri infaz eden bir yönetim nasıl “İki Kutsal Harem’in Hizmetkârı” olabilir ki?

Hiçbir somut başarı hikayesi olmayan Veliaht Selman’ın adının sürekli olarak kriz ve kaoslarla anılması sadece şahsına yazılamaz. Kaşıkçı cinayeti başta olmak üzere yapılan tüm eylemlerde aynı zamanda ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in katkısının olduğu ve eşdeğer sorumluluklarının bulunduğunun altı çizilmelidir.

Riyad'ın açıklamaları sık sık değişti. Önce Kaşıkçı'nın konsolosluktan ayrıldığını, bilgilerinin olmadığını söylediler. Sonra çıkan bir arbedede öldürüldüğünü belirttiler. "Başına buyruk serserilerden" bahsedildi. En son da "planlı cinayeti" kabul aşamasına gelindi.

ABD Başkanı Donald Trump: “Orada İsrail’i korumaya yardım edecek başka kimsemiz yok.” Danışmanları Amerikan Başkanı Trump’ı fena hâlde yanıltıyorlar herhâlde.

Andımız, otoriter tek parti döneminin bir uygulaması olarak geldiğimiz noktada geri dönülmesi gerekmeyen bir sembol. Türkiye'nin milli kimliğinin kurucu unsurlarından birinin 15 Temmuz direnişi olduğu unutulmamalı. İhtilafların var olması normal, Erdoğan ve Bahçeli'nin müzakeresi ile ortaklığın güçlendirilmesi pekala mümkün.

2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Ortaya atılan iddialar ve özellikle açıklamalar durumu daha da ilginç hale getiriyor. Peki, Cemal Kaşıkçı neden öldürüldü? Gerçekten bir arbede sonucunda mı öldü yoksa bir hikâye mi yazılıyor? Bu cinayetin sonucu neleri değiştirecek?

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, “Suud’un hırslı veliahdının peşine düştüğü liderlik arzusu ve hayal ettiği bölgesel dizayn meşruiyetini kaybetti” dedi.

Muhalefetin kendisine yüklenmesinden endişe eden Trump, Dışişleri Bakanı Pompeo’yu Riyad ve Ankara’ya gönderip Muhammed bin Selman’ı kurtarmanın yollarını aradı..

Trump’ın Türkiye hakkında iyi yönde değişen hislerinin Washington’ın Türkiye politikası açısından ne anlam ifade ettiğini sorgulayalım...