‘Trump Doktrini’ Ve Post-Amerikan Ortadoğu

|
Trump yönetimi, geçtiğimiz hafta kendi başkanlık döneminin Ulusal Güvenlik Stratejisini yayınladı. Washington DC’deki Ronald Reagan …

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Washington strateji tıkanıklığı dönemini yaşıyor. Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde ağdalı kelimelerle bahsedilse de ABD’nin İran’ı nasıl sınırlandıracağı, Kuzey Kore’nin nükleer tehdidini nasıl bertaraf edeceği, Suriye’den nasıl çıkacağı, PKK’yla ilişkisinin nereye doğru evrileceği, Körfez’de BAE’nin arkasına neden takıldığı veya büyükelçiliğini neden Kudüs’e taşıma kararı aldığı konusunda uzun dönemli bir stratejisi yok.

  • ABD'nin ekonomik refahı, iç güvenliği ve değerlerinin kurulması ilk halkayı oluşturmaktadır. Dışarıda kalan ikinci halka ise terörle mücadele, güç dengesi, NATO ve stratejik silahlara odaklanmaktadır.

  • Trump’ın ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı, hem BM Güvenlik Konseyinde hem de BM Genel Kurulunda ezici bir çoğunlukla kınanmıştır. Filistin konusu, ABD’nin küresel vicdanı ve ortak ahlaki mutabakat noktalarını ihlal etmenin de maliyet doğurabileceğinin bir göstergesi olmuştur. Trump yaklaşımını dengelemenin en etkili yöntemi, bu yaklaşımın ABD’nin maddi çıkarlarına da dokunabileceğini göstermektir.

  • ABD, veto yetkisi yeterli gelmeyince tehdit vetosunu devreye soktu. Washington yönetimi, eski dönemlerde daha sofiste bir şekilde, “düzenin sahibi benim” yaklaşımıyla ve diplomasi sosuyla sonuç almaya çalışırlardı. ABD’nin bu kadar açıktan tehdide başvurması, artık giderek etkisizleştiğinin de göstergesi. Zaten ABD bunun farkında olduğu için, Trump’ın güvenlik stratejisi, çok kutupluluğa gidişi engelleme üzerine inşa edildi.

  • Trump yönetiminin belirsizliklerle dolu dış politikası düşünüldüğünde, yayınlanan Ulusal Güvenlik Strateji (UGS) Belgesi kritik bir önem teşkil etmektedir. Zira ABD hegemonyasının sonunun geldiğine dair tartışmaların hız kazandığı, bölgesel gelişmelerde yeni aktörlerin ön plana çıktığı ve nihayetinde güvenlik paradigmasının değiştiği bir dönemde yayınlanan bu belge, Trump’ın dış politika vizyonu açısından temel bir gösterge niteliğindedir.