KOVİD-19 Hangi Değişikliklerin Habercisi?

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, uluslararası sistemin KOVİD-19 karşısında yaşadığı kriz üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
KOVİD-19 Hangi Değişikliklerin Habercisi
Koronavirüs Salgını Güvenlik Problemine Dönüşür mü

Koronavirüs Salgını Güvenlik Problemine Dönüşür mü?

NATO yeni bir stratejik yaklaşım ve harekat tarzı belirlemek durumundadır. Aksi takdirde mevcut dağınık yapısı ve inisiyatif almaktan kaçınan tavrı ile Çin ve Rusya karşısında zor durumda kalacaktır.

Devamı

Koronavirüs (COVID-19) salgını bütün dünyayı eve hapsederken ABD'nin böyle tarihi bir meydan okuma karşısındaki performansı hem Amerikan halkını hayal kırıklığına uğrattı hem de dünyayı şaşırttı. ABD'nin küresel problemlerde geri durmasına hala alışamayan ve bir şekilde uluslararası liderlik yapmasını bekleyen kitleler şaşkınlık içinde denilebilir. Mevcut acziyet tablosunun oluşmasında hem Amerikan kapitalizminin yapısal problemleri hem de 2000'lerden beri giderek küresel liderlik rolünden uzaklaşmasının etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Dünyanın askerî açıdan açık farkla en güçlü ülkesi olan ABD’nin Covid-19 salgını karşısında düştüğü acziyet, temel görevi vatandaşlarının güvenliğini sağlamak olan askerî gücün yeniden düşünülmesi ihtiyacını ortaya çıkaracak.

Dezenformasyon amaçlı üretilen manipülatif içerikler de bu tür bir medya mantığı ile kitlelere sunulmakta ve kitleleri neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edecek bir vasattan mahrum bırakılmaktadırlar. Son dönemde özellikle Batı medyası ve söz konusu medyanın Türkiye uzantılarının, ülkemizin virüsle mücadeledeki etkisini kırmaya dönük haberleri, manipülasyonun en kaba biçimlerini göstermektedir.

Şimdiye kadar hayatını kaybeden insanların sayısı açısından bakıldığında aslında daha önceki salgınlardan çok farklı görülmüyor. Ancak virüsün yayılma hızı ve özellikle belli yaşın üzerindeki insanlar üzerinde etkisi endişelere sebep oluyor.

Akıllı Güç

Joseph Nye, yumuşak güç kavramını çok erken tarihlerde revize etti. Bir ülkenin diplomatik etkinliğini artırmasının ve nüfuz alanını genişletmesinin tek başına yumuşak veya sert güçten değil akıllı güçten geçtiğini söyledi.

Devamı
Akıllı Güç
Büyümenin Formülü Verimlilik

Büyümenin Formülü Verimlilik

2020’de yüzde 5’lik büyümeye yaklaşmamız çok zor olmayabilir. Ancak yüksek büyüme rakamlarını uzun vadede kalıcı şekilde yakalayabilmenin en sağlam yöntemi verimliliği artırmak

Devamı

Dünya ekonomisinden aldığı payı son 40 yıllık süreçte yüzde 827 artıran Çin, artan refahı topluma yansıtırken dünyanın çeşitli coğrafyalarına yatırımlar yapmakta..

Tarihsel olarak Türkiye konusunda bagajları bulunan Amerikan medyası, gelinen noktada, hukuki bir sınır veya gazetecilik ilkesi tanımaksızın, Türkiye karşıtı mesajların hedef kitleyle paylaşılabildiği bir zemine saplanmış durumda.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 39. sayısı çıktı.

Erdoğan'ın konuşması Türkiye'nin uluslararası siyasette nasıl bir rol oynadığı ya da oynamayı arzu ettiğini açık bir şekilde ortaya koyan bir konuşmaydı. Konuşmanın sadece düzenin sahibi konumundaki Batılı ve İsrail gibi devletleri rahatsız etmediği, Müslümanların hassasiyetleri ve çıkarları konusunda parmağını kıpırdatmayan bölge ve İslam devletlerinin de canını sıktığını söylemeliyiz. Konuşma aynı zamanda "Suudi Arabistan ne işe yarar?" sorusunu da sormaktaydı.

New York’ta Erdoğan-Trump görüşmesi gerçekleşseydi, ABD’nin de bu konuda destek vermesi ve uyumlu hareket etmesi istenecekti. Ancak Ukrayna skandalı nedeniyle kendi gündemine yoğunlaşan Trump ile bu görüşme gerçekleşmedi.

Erdoğan pazar gününü ağırlıklı olarak New York'taki sivil toplum ve düşünce kuruluşlarıyla toplantılarına ayırdı. Pazartesi liderlerle görüşmeler öne çıkarken bugün Genel Kurul'a hitap ediyor. Erdoğan'ın 2014'teki konuşmasına benzer, etkili bir konuşma yapması bekleniyor. Bilindiği gibi, "Dünya beşten büyüktür" mottosu ile Erdoğan, küresel adaletsizliklere ve çatışmalardaki insani drama işaret eden neredeyse tek dünya lideri. Batı dışı toplumların ve elbette İslam dünyasının sorunlarını dünyaya haykırmaktan geri durmuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki hafta boyunca New York'ta düzenlenecek BM Genel Kuruluna katılmadan önce Suriye bağlamında önemli gelişmeler yaşandı. İdlib'in en sıcak konulardan biri olduğu Ankara zirvesinde kalıcı ve sürdürülebilir bir yol haritası ortaya koyulmamış olsa da İdlib'de kapsamlı bir Rus ve rejim saldırısı şimdilik yavaşladı.

Bugün Başkan Erdoğan kritik BM görüşmeleri için New York seyahatine başladı..

Kürt anaları ve babaları isyan ediyor. Kime isyan ediyorlar? En değerli varlıklarını, evlatlarını çalan PKK’ya. Peki neden HDP’nin kapısındalar? Çünkü çocuklarının PKK’ya kaçırılmasında HDP’nin parmağının olduğunu çok iyi biliyorlar.

Bu çatışan menfaatler arasında yol almanın çok zor olduğu açık. Ancak unutmayalım, bugünün realitesi 2013'te ABD'nin Suriye iç savaşını uzatacak bir politikaya geçmesi ve daha sonra Rusya'nın kontrolü ele geçirmesine müsaade etmesiyle şekillendi.

Geçtiğimiz hafta İran'ın ABD'ye ait RQ-4 Global Hawk adlı İHA'yı düşürmesinin ardından Washington ve Tel Aviv'deki savaş yanlıları bekledikleri anın geldiğini düşündüler. Trump da savaş yanlılarının beklentilerini karşılamak adına İran'ı cezalandıracak spesifik bir hedefe yönelik saldırı emri verdiğini ancak 150 kişinin hayatını kaybedeceğini öğrenmesi üzerine saldırıya on dakika kala emri geri aldığını açıkladı. Bu durum İran ile gerilimin tırmanacağının önemli göstergelerinden biri.

Türk siyaseti muhafazakâr popülizme karşı seküler popülizmin mücadelesince belirlenmektedir. Dolayısıyla, muhalefet partilerine elitizm üzerinden eleştiri getirmek artık millette istenen karşılığı bulmamaktadır. Günümüzde AK Parti’nin karşısında sahaya inip milletle bağ kurmaya çalışan ve popülist bir dil kullanan bir muhalefet bulunmaktadır. Böyle bir siyasi rakiple mücadelenin yolu değişmelidir.

Bu sebeple Batı medyasının Erdoğan karşıtlığı kimseyi şaşırtmıyor. Zira 16 Nisan referandumunda da 24 Haziran seçimlerinde de aynı yerdeydiler. "Türkiye'de demokrasi yıkıldı" söylemini yıllardır tekrarlamaktan yorulmadılar. Şimdi de İstanbul seçim iptalini malzeme olarak kullanıyorlar. Ankara veya Antalya'da başkanın değişmesini görmezden gelerek "sandığa güveni" hedef alıyorlar. "Diktatörlük" hikayesini yeniden piyasaya sürüyorlar. CHP adayı lehine moral üstünlük kurmaya çabalıyorlar.