Gülen Grubu ve İsrail

Güçsüz ve hiçliklerin içine gömülmüş Türkiye'den, en güçlü ve her şeye kadir bir dünyaya göçün hikayesidir bu.

Devamı
Gülen Grubu ve İsrail
Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci

Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci

SETA panelinde, 4 Mart 2010 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nun karar tasarısı sonrası Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci masaya yatırıldı. SETA PANEL Oturum Başkanı: Taha Özhan, SETA Konuşmacılar: Bülent Aras, İTÜ Nasuhi Güngör, Star Gazetesi Tarih: 9 Mart 2010, Salı Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara

Devamı

GAZZE’YE karşı 27 Aralık’ta İsrail’in başlattığı operasyonun dünya kamuoyunda yarattığı şaşkınlığın nedeni saldırının sürpriz olması değil, trajedinin boyutları. Bu topraklar ölümlere, bombalamalara, saldırılara, yaratıcı isimler konulan operasyonlara yabancı değil.

Başbakan Erdoğan'ın Amerika ziyareti sırasında John Hopkins, German Marshall Fund ve SETA-DC konuşmalarında ortak can alıcı nokta Gazze tepkisi ve İsrail'e yönelik eleştirileri oldu. Erdoğan güçlü bir mantık örgüsü içinde açık ve yalın bir ifadeyle Gazze'de yaşanan insanlık dramının uluslararası sistemin en temel sınavı olduğunu vurguladı. Erdoğan'ın ifadesiyle, Gazze'de şartların iyileştirilmesi için verilen sözler tutulmadı ve bütün bir uluslararası sistem bu sınavda başarısız olmanın eşiğinde.

1980'de Türkiye'nin gayri safi hasılası ABD'nin kırkta biriydi. 2012'de ise 19 katına düşmüş. 1980'de Almanya 11 kat büyüktü bizden, şimdi 5,5 katına düşmüş. Yani Türkiye artık 1980 Türkiye'si gibi davranamaz.

Suudi Arabistan’ın başını çektiği bir grup Arap ülkesinin İran’ı dizginleme amacı peşinde koşarken, ABD’nin Ortadoğu siyasetinin bir aracı haline gelebilecekleri ihtimalini de göz ardı etmemeleri bölge barışı açısından hayati önemdedir.

Kudüs Provokasyonu Ve Sonrası

Bölgede Türkiye hariç sesini yükseltebilecek, diplomasiyi yürütecek ve en nihayetinde Filistin halkının haklarını etkili bir şekilde savunacak aktör kalmadı.

Devamı
Kudüs Provokasyonu Ve Sonrası
Kudüs İslam Dünyası Ve İstanbul Zirvesi

Kudüs, İslam Dünyası Ve İstanbul Zirvesi

İstanbul'da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Liderler Zirvesi tarihi bir öneme sahipti. Teşkilatın kurulmasına zemin hazırlayan sebepler ve kendine biçtiği misyon, zirvede açık bir şekilde ortaya çıktı.

Devamı

Bölgede boşluk ve belirsizlik Türkiye'ye ciddi sıkıntılar yarattı. Fakat aynı zamanda fırsatlar da sunuyor. Bence burası tam da durmamız gereken çok haklı bir nokta.

Kudüs kararı nedeniyle desteğini aldığı Yahudi lobisi Trump'ın üzerindeki medya baskısını hafifletti...

Trump, İsrail yayılmacılığını meşrulaştırmak için bir adım daha attı. Geçen yıl mayıs ayında Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştı. Önceki gün de "52 yılın ardından ABD için İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tam olarak tanımanın zamanı geldi" açıklamasını yaptı. Dünya başkentlerinden bu kararı reddeden tepkiler geldi.

Prof. Dr. Kemal İnat: 'Uluslararası ilişkilerde güç politikası uygulanması, güce dayalı dayatmalar yeni değil. Savaş, darbe desteklemek ya da medya manipülasyonları gibi güç kullanımları eskiden beri vardı. Hukukun güç politikasının bir aracı olarak kullanılması da yeni değil. Yeni olan ABD’nin iç hukukunu uluslararası hukuk yerine koyarak diğer aktörlere dayatması.'

Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, bir yandan bu saldırının “savaş sebebi” olduğunu söylerken bir yandan da saldırının “İran destekli” olduğunu ifade ediyor. Başkan Trump da bir yandan İran ile bir savaş istemediğini, diğer yandan ise Amerika ordusunun hazır olduğunu ve “bir telefonla bir ülkeye gireriz” tehdidinde bulunuyor.

İbni Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Araştırmacısı Talha Köse gündemi ve Barış Pınarı Harekatı'nı değerlendirdi. Köse "YPG'ye uluslararası meşruiyet kazandıran DEAŞ ile mücadeleydi. Onların elinden bu aracı almak çok önemli" dedi.

Dünyanın en büyük askerî ve ekonomik gücüne sahip ülkesi olan ABD’nin sadece Türkiye’nin dış politikası açısından değil, aynı zamanda iç politikasının şekillenmesi açısından da önemli bir aktör olduğunu da ifade etmek gerekiyor.

ABD ile ilişkilerde yaşanan sorunlar ve çok sayıdaki temel anlaşmazlık konusu artık hem Türk kamuoyunu hem de karar alıcıları yormuş durumda. ABD'nin PYD ve FETÖ'ye vermekte olduğu destek; Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi almasına karşıtlığı ve bu doğrultuda gündeme gelen yaptırımlar; Halkbank Davasını Türkiye aleyhinde sopa olarak kullanılmaya devam edilmesi; Ermeni iddialarının kongre gündeminde kullanılması, Türkiye'nin proje ortağı olduğu F-35 uçaklarının çeşitli bahanelerle teslim edilmemesi; ABD'nin Doğu Akdeniz denkleminde Türkiye'nin karşısından yer alması gibi birçok zorlu dosya iki ülke ilişkilerini son derece olumsuz etkilemekte.

SETA Genel Koordinatörü Duran, ABD Senatosunun 'Ermeni' kararına ilişkin, "Bu yaklaşım, ne ikili ilişki hukukuna ne NATO hukukuna ne müttefiklik hukukuna çalışıyor." dedi.

İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Türkiye saatine göre bu sabah saatlerinde Bağdat Havaalanı yakınlarında ABD saldırısı sonucunda öldürüldü. Süleymani, İran ordusunun yurtdışı operasyonlarından sorumluydu ve İran istihbaratı açısından kritik bir isimdi. Süleymani'nin öldürülmesinin ardından İran; ABD'ye tehdit dolu mesajlar yayınladı ve ABD'ye ait üslerin bölgede hedef alınacağını ifade etti. İran tarafından bir misilleme gelme ihtimaline karşılık İsrail'de de alarm verildi ve güvenlik önlemleri artırıldı. Peki yaşanan bu gelişme Ortadoğu'da nasıl bir yankı uyandıracak ve bölgesel gelişmeleri nasıl etkileyecek. SETA araştırmacısı Talha Köse, Süleymani'nin öldürülmesi ve beraberinde yaşanabilecek gelişmeleri Sabah.com.tr için değerlendirdi. İşte Talha Köse'nin açıklamaları:

İsrail Başbakanı Netanyahu ile muhalefet lideri Gantz’ın, planın duyurulması için birlikte Washington’da olmaları, İsrail tarafının bu konuda nasıl birlik içinde olduğunun göstergesi. Aynı şeyi Arap ülkeleri ya da diğer Müslüman ülkeler için söyleyebilir miyiz?

Bu boyutta bir insani kriz ve yol açtığı sorunlar, bölgede çatışma ve güç arayışında olan ve bunu sürekli uluslararası hukuku ihlal ederek yapan aktörlerin davranışlarını değiştirmesi için bir gerekçe teşkil etmeyecek.