Gelir Dağılımına Bakış

|
Ekonomide analizler ve tartışmalar çoğu zaman birkaç konu başlığı üzerine yoğunlaşıyor. Enflasyon, faiz, kur, cari …
  • Küresel ekonomide hissedilir oranda bir yavaşlama var. Gelişmiş ülkeler, krize yakalanmamak için kaçış yolu arıyorlar. Küresel ekonomiyi zorlayan onca yapısal probleme rağmen, para politikalarının ekonomik toparlanma için temel çözüm olabileceğine dair algı gücünü koruyor. Uluslararası medya ve siyaset arenasında ekonomik reçetelere dair gündem para politikalarından ibaret.
  • Batı'da ekonomik büyümenin zor da olsa kafasını yukarıya kaldırdığı ve işsizliğin düşme eğiliminde olduğu doğru. Ama krize yol açan nedenlerin birçoğuna halen kalıcı çözümler bulunamadı.
  • Gelir dağılımında eşitsizliği gösteren Gini katsayımız 0.40 seviyesinde. Hızlı büyüme dönemlerinde bozulma eğilimi gösteren bu rakamı aşağıya çekerek hem zenginleşen, hem de refahı daha adaletli paylaşan bir toplum olma gereksinimimiz var.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Son verilere göre, dünyanın en zengin %1'lik kesimi, toplam küresel gelirin %48 gibi ciddi bir bölümüne sahip.

  • Siyasal İslam, tanımlamaları çeşitlilik arz etse de genel olarak “bir ülkede siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamın İslami referanslar doğrultusunda şekillendirilmesi” olarak tanımlanır. Bu kavram, kendi idaresini meşrulaştırmaya çalışan Suriye lideri Esad'ın “dini siyasi emellere alet etmek” şeklindeki tanımına indirgenemeyecek kadar derinliğe de sahip. Siyasal İslam denildiği zaman akla ilk gelen oluşumlardan biri Müslüman Kardeşler (Arapça adıyla İhvan-ı Müslimin). Hem dini hem siyasi bakış açısına sahip bu örgüt, 1928'de Hasan el Benna tarafından kuruldu ve Arap Baharı'yla birlikte güncel siyaset sahnesinde önemli bir aktör haline geldi. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde de yayılma alanı bulan ve çağdaş bir İslam toplumu kurmada Kur'an ve Sünnet'i rehber olarak dikkate alan Müslüman Kardeşler, seküler rejimlerce hep bir tehdit olarak algılandı.

  • Ekonomik ve askeri gücü ile dünyayı korkutan Çin’in Arap Baharı’nda Ortadoğu’da yaşadığı köşe kapmaca bir anlamda süper güç olmanın başka yönleri olduğunu da ortaya koydu.

  • İngiltere'de on yıllık başbakanlık görevini bırakan Tony Blair'in öncülüğünü yaptığı "Üçüncü Yol" hareketi, geleneksel sağ-sol ayrımlarını aşmayı hedefliyordu. Avrupa sağının muhafazakâr ve geleneksel değerleri benimseyen; fakat ekonomik alanda bireyci ve sermaye yanlısı tavrına karşı Avrupa solunun gelenek karşıtı; fakat sosyal adaletçi ve müdahaleci politikaları arasında sıkışıp kalan Avrupa siyasetini bu darboğazdan kurtaracak bir açılımdı Üçüncü Yol. 

  • 2007 yılı Türkiye için zor geçecek. Siyaset arenasında son dört yılın biriken hesaplaşmaları bu sene içerisinde farklı ‘mevziler’ üzerinden yürütülecek. AKP iktidarı, hükümete geldiği ilk iki yıl boyunca, ekonomik alanda küresel likiditenin sağladığı rahatlama, siyasal boyutta ise Irak işgaline ortak olmamanın sağladığı imkanları bu yıl içerisinde bulamayacak. Nerdeyse tamamen ‘rölantide’ geçen 2006 senesinin ardından, tehir edilmiş birçok sorun ve dosya ülke gündemini işgal edecektir. İşte bu müşkilatlı tablo içerisinde, Türkiye’nin en can alıcı sorunlarının başında, son 5 yılın oldukça avantajlı küresel şartlarına rağmen, ekonomik yönsüzlüğü aşacak adımların atılamamış olması gelmektedir