Bu raporda İsrail’in din referanslı yürüttüğü soykırımın farklı boyutları üzerine odaklanılmaktadır. 7 Ekim 2023’ten itibaren geride kalan zaman zarfında resmi açıklamalara göre yaklaşık 50 bin Filistinliyi katleden Siyonist yönetimin Gazze’de sürdürülebilir bir yaşam imkanı bırakmamak adına yaptığı yıkım ve verdiği zarar detaylı şekilde tartışılmaktadır. FAO, UNOSAT, FMİB ve Filistin Su Otoritesi gibi resmi makamların verilerinden yararlanılan raporda Gazze’deki soykırımın öteki yüzü ele alınmaktadır. Yaş ve cinsiyet ayrımı gözetilmeyen bir saldırganlıkla Filistinlilere soykırım uygulayan Netanyahu hükümetinin aynı zamanda Gazze’de ağır çevre tahribatıyla benzeri görülmemiş bir çevre ve mekan yıkımı gerçekleştirdiği herkes tarafından görülmektedir.
Devamı
Seçilmesinin hemen ardından Grönland’ı satın alma fikrini ortaya attı… Sonra Kanada’yı ilhak etme, Panama Kanalı’nı geri alma ve Meksika Körfezi’nin adını değiştirme planlarıyla öne çıktı. Gazze’ye dair sözleriyse belki de bugüne kadarki en büyük çıkışlarından biri oldu.
Devamı
Başkan Trump’ın Gazze’yle ilgili sözleri Washington’ın İsrail politikasının ne kadar irrasyonel bir noktaya geldiğinin son örneği oldu.
İsrail işgal devleti tarafından Filistin halkının tüm insani ihtiyaçlarını hedef almak için kullanılmayan hiçbir strateji kalmadı ve Gazze'deki Filistin toplumunu yaşamın tüm unsurlarını baltalayarak boyun eğdirmek için birçok strateji aynı anda uygulandı.
Trump, Gazze'nin geleceğine ilişkin skandal ifadelerine devam ediyor. Filistinlilerin Gazze'den sürgün edilmesine yönelik açıklaması dünya genelinde infial oluşturdu.
Gazze ateşkesi sonrası Hamas-ABD ilişkilerine dair bazı yeni gelişmeler yaşanmaya başladı. Bu anlamda 20 Ocak’ta Hamas’ın Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Musa Ebu Merzuk, The New York Times gazetesine verdiği röportajda, hareketin ‘ABD ile ile diyaloğa hazır’ olduğunu ifade etmesi dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıktı.
Arap ve Müslüman seçmenin Kasım 2024 başkanlık yarışında kritik etki yaratabileceği eyalet olan Michigan’da yapılan ön seçimlerde Biden’a net bir Filistin mesajı verildi. Salıncak eyaletlerden biri olan Michigan’da 2016 yılında Trump 11 bin oy farkla Clinton’ı yenmişti. Bu hafta salı günü yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde 100 binin üzerinde seçmenin Biden’a karşı ‘bağlantısız’ opsiyonuna oy vermesi Başkan’a kritik bir uyarı teşkil ediyor. Ön seçim öncesinde başlatılan ‘Biden’ı terk et’ kampanyasının son derece etkili olduğu görüldü. Bunu seçim öncesinde hisseden Biden’ın basına yaptığı bazı açıklamaların parti içindeki Filistin tepkisini teskin etmeye yetmediği ortaya çıktı. Şu ana kadar Biden’a parti içinden gençlerin, siyahilerin ve Müslümanların tepkisi hep anketler üzerinden ölçülüyordu ancak Michigan ön seçim sonuçları bu kesimlerin seçmen davranışındaki değişimin sandıkta karşılığı olduğuna işaret ediyor.
Devamı
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığına kesin gözüyle bakılan Trump’ın NATO’yla ilgili sözleri Amerika’nın küresel liderlik iddiasının ne kadar kırılgan olduğunu tekrar gösterdi. Trump bazı NATO üyesi ülkelerini askeri harcamalarını yeterli seviyeye getirmedikleri takdirde tehdit edeceğini söyledi. Rusya’nın onlara ‘ne isterse yapabileceğini’ dile getiren Trump, başkanlığı dönemindeki anti-NATO söylemini daha da ileri bir seviyeye taşımış oldu. Önceden beri ABD’nin ortak savunma konseptini sorgulayan Trump’ın NATO üyesi bir ülkeyi korumaması bu askeri ittifakın pratikte sonu anlamına geliyor. NATO’nun 5. maddesine dayanan kolektif savunma anlayışının caydırıcılığının ortadan kalkması ittifakın güvencelerinin bitmesiyle kalmayıp ABD’nin de Batı ittifakı içindeki liderliğinin sonu anlamına gelecektir. Rusya ve Çin’le küresel güç mücadelesi içinde olan Amerika’nın Batı ittifakı içinde birlik sağlamadan bu mücadeleyi yürütmesi çok zor hale gelecektir.
Devamı
Başkanlık yarışında hem Trump hem de Biden birbirlerine karşı yarışacakları kesinleşmiş gibi kampanya yapmaya başladılar. Niki Haley’nin yarıştan çekilmemesine rağmen, Trump şimdiden Biden’a karşı şansını artırmak için kendi tabanı dışındaki farklı kesimlerin desteğini almaya çalışıyor. Geleneksel olarak Demokratlara destek veren sendikaları yanına çekmek isteyen Trump ve taraftarları bir yandan da Taylor Swift gibi beyaz Amerika’da karşılığı olan ünlülerin etkisini kırmak istiyor. Müslümanlara karşı sert söylemleri Trump’ın şansını azaltıyor ancak Biden’ın Filistin meselesindeki tavrı Müslüman oylarını en alt seviyelere çektiği için Trump’a avantaj yaratıyor. Biden sendikalar nezdindeki desteğini korumaya çalışırken Swift’in desteğinin de peşinde. Ateşkes çağrısı yapmadığı için Müslüman liderlerin görüşmediği Biden, özellikle Michigan’da daha riskli bir konumda. Trump’ın seçim stratejisi kendi kitlesi dışından oy alması gerektiğinin farkında görünürken Biden oluşturduğu geniş koalisyonu korumaya çalışıyor.
Başkan Biden’ın Güney Carolina eyaletindeki kilise ziyareti sırasında verdiği mesaj ve bazı göstericilerin tepkisi başkanlık seçimlerine hazırlanırken yaşayacağı açmazın bir özeti gibiydi. 2015 yılında beyaz üstünlüğünü savunan bir saldırganın kiliseye ibadete gelen 9 siyahi vatandaşı öldürmesi, 2016 başkanlık seçimleri arefesinde Trump’ın verdiği mesajın bir sonucu olarak kamuoyunda tartışılmıştı. Biden 2024 kampanyasına bu kiliseye ziyaretle başlayarak siyahi oyların kritik olacağını kabul ettiğini göstermeye çalıştı. Trump’ın göçmenlerin ülkenin kanını ‘zehirlediği’ şeklindeki ifadelerine nazire yaparak asıl ‘zehir’ beyaz üstünlüğü fikridir mesajını verdi. 2016 seçimlerinde Biden’ı adaylığa taşıyan kritik eyalet olan Güney Carolina’daki siyasi seçmene verilen mesajlar, önümüzdeki seçim için de kritik rol oynayacak siyahi seçmenlere ulaşma çabası olarak öne çıkıyor.