31 Mart’a Doğru CHP

|
2023 seçimleri hem CHP hem de muhalefet için o kadar ağırdı ki muhalefet bloku içerisinde …

Bu Konuda Daha Fazla :

  • 31 Mart yerel seçimlerine giderken CHP'nin bir türlü aşamadığı üç yapısal sorunu var.

  • 31 Mart’a Doğru DEM Parti

  • Ekrem İmamoğlu ve CHP, Başak Demirtaş'ın adaylık çıkışı sonrası büyük bir paniğe kapıldı. Zira "Demirtaş" soyadı, İstanbul'daki DEM Partili seçmenleri kendine çekebilecek bir albeniye sahipti. Dolayısıyla CHP'nin kurumsal olarak kurmayı başaramadığı ittifakı İstanbul'da ve "taban"da oluşturacağını söyleyen İmamoğlu'nun iddiası boşa düşecek, diğer bir ifadeyle seçimleri kazanma şansına büyük bir darbe olacaktı. Bu riski fark eden İmamoğlu ve ekibi, CHP'nin artık klasikleşmiş mekanizmasını hemen işletti. Tıpkı 2023 seçimlerinde olduğu gibi tehdit unsuru olarak görülen kurum ve/veya isimler kamuoyu nezdinde hedef haline getirildi. CHP'nin sahip olduğu tüm kurumsal kapasite ve medya gücü kullanılarak DEM Parti ve Demirtaşlara yönelik doğrudan ve dolaylı saldırıları ve bir tür itibarsızlaştırma hareketi başladı.

  • Yerel seçimlere yaklaşık 70 gün kala kampanyaların dili sertleşiyor. AK Parti ve İYİ Parti'nin seçim söylemlerinin CHP'yi zorlayacak bir noktaya doğru gittiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 Ocak günkü aday tanıtım toplantısı konuşmasında CHP eleştirilerini ileri düzeye taşıdı. Erdoğan yeni CHP yönetimi ile ilgili olarak "emperyalistlerin koç başlığına soyunmak", "bölücü terör örgütünün güdümünden çıkamamak", "Kandil uzantılarının ayakları altına kırmızı halılar sermek", "Özgür Efendi'nin iradesini ve ipini terör örgütlerinin temsilcilerine teslim etmek" ve "Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partinin tabutuna son çiviyi çakmak" cümlelerini kullandı.

  • Yeni yıla çok yoğun bir gündemle girdik. Suudi Arabistan'da oynanacak Süper Kupa maçının ertelenmesi, 1 Ocak sabahı yapılan "Şehitlerimize rahmet, Filistin'e destek, İsrail'e lanet" yürüyüşü ve bu yürüyüşte tevhid bayrağı taşıyan bir katılımcıya yumruklu saldırı, Anıtkabir'deki provokasyon, AYM-Yargıtay yetki tartışması, MİT'in 34 İsrail casusunu yakalaması, Hamas liderlerinden Aruri'nin Beyrut'ta İsrail tarafından öldürülmesi Kızıldeniz'de Husilerin seyrüseferi engellemesi, Suriye'de Devrim Muhafızı lider kadrosundan birisinin öldürülmesi ve Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin dördüncü yıldönümünde İran'da 95 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iki bombalı terör saldırısı. Bu olaylar içeride yerel seçimlere giderken geride bıraktığımızı sandığımız rejim tartışmasını laiklik, hilafet, Cumhuriyet değerleri ve Arap düşmanlığı üzerinden yeniden alevlendiriyor. Dışarıda ise bölgesel düzlemde İsrail-Filistin çatışmasının yayılması riskini yükselten gerilimler olarak öne çıkıyor. İlki seçim ortamının gerginliği ve kampanyaları ile ilgili. İkincisi uluslararası sistemdeki belirsizliklerin ve güç rekabetlerinin Ortadoğu'ya tehlikeli yansımaları ile alakalı.