SETA’nın gelenek haline gelen SETA Yıllığı bu sene de Türkiye’yi ilgilendiren bütün meselelere dair geniş bir perspektif sunuyor ve tecrübe edilen gelişmeleri; iç siyaset, dış politika, güvenlik, savunma, göç, hukuk, ekonomi ve enerji alanlarında gündem oluşturmuş kritik konuları bir araya getirerek analiz ediyor.
Brüksel ve AB'ye yön veren başkentlerdeki (özellikle Berlin ve Paris) karar vericiler Polonya, Macaristan ve Çekya gibi üye ülkelerdeki hükümetlerden hiç memnun değiller. Bu hükümetler demokratik yollarla iktidara geldiler ama AB için halkın tercihleri her zaman yeterli olmuyor.
Türkiye-AB ilişkilerinde gerçekten pozitif bir gündemin oluşabilmesi için AB'nin 18 Mart Mutabakatındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor. Aksi taktirde pozitif gündem yaratma çabaları, sadece söylem düzeyinde kalmaya devam edecektir.
Geçen yıl küresel doğrudan yatırımlar yüzde 35 küçülerek 1.5 trilyon dolardan 1 trilyona geriledi. Türkiye pandemi öncesi gerileyen payını yüzde 1.5’lik bir hedefle tekrar gündemine aldı
Yunanistan ve GKRY'nin, sırtlarını AB ve ABD'ye yaslayarak Türkiye'ye baskı yapmaya çalışmak yerine başta Kıbrıs sorunu olmak üzere bölgedeki sorunların çözümü konusunda Ankara ile işbirliği yapmaya yönelmelerinin kendi çıkarları için en doğru yol olduğunu görmeleri gerekiyor.