Analiz: Doğal Afetler ve Uluslararası İnsani Yardımlar

Bu analiz Türkiye’nin uluslararası insani yardımlarının yansımalarının anlaşılması bağlamında 6 Şubat depremlerinin sonrasında ülkemizin gördüğü uluslararası desteği çeşitli yönleriyle ele almaktadır.

Devamı
Analiz Doğal Afetler ve Uluslararası İnsani Yardımlar
KGAÖ Erivan Zirvesi Mevcut Durum ve Muhtemel Senaryolar

KGAÖ Erivan Zirvesi | Mevcut Durum ve Muhtemel Senaryolar

KGAÖ nedir? KGAÖ zirvesinde neler yaşandı? KGAÖ zirvesindeki gerginliğin arka planı nasıl yorumlanmalı? KGAÖ’nün geleceğine yönelik senaryolar neler? Türkiye nasıl bir tutum sergilemeli?

Devamı

Türkiye merkezli diplomasi trafiğinin artarak devam etmesi bekleniyor. Bu beklenti sadece bölgesel istikrarsızlıklar veya küresel meydan okumalardan kaynaklanmıyor. Diğer bir ifadeyle, Türk diplomasisi bu hususlar dahil olmak üzere girişimci bir karakterde ve yapıcı bir şekilde her geçen gün etkisini artırıyor. Bu etki artık kimsenin göz ardı edebileceği nitelikte değil.

İktidar, Ukrayna krizini dinamik şekilde ele alıyor. Amaç, Türkiye'yi savaşın etkilerinden mümkün olduğu ölçüde korumak ve barışın yolunu açabilecek bir politikaya katkı verebilmek.

Birinci Dünya Savaşı öncesi, Avrupalı devletler kısır bir döngü içinde kaynaklarını ve enerjilerini güvenlik ikilemine feda ederlerken ABD'nin Avrupa içi mücadelelerden uzak duran izolasyoncu politikası ile kendi içinde kaynak ve güç maksimizasyonu, onu savaş sonrasında dünyanın başat gücü konumuna yerleştirmiştir. Benzer bir senaryo, önümüzdeki on yıllar içerisinde bu defa Çin için çalışabilir. Eğer şahitlik ettiğimiz süreç gerçekten böyle bir süreçse, Çin'in zaten herhangi bir özeleştiri içerisinde olmasına gerek yok demektir.

Rusya Ukrayna savaşı 2. gününde şiddetlenerek sürerken Rusya'nın başlattığı saldırıya dair soru işaretleri de çoğalmaya devam ediyor. Dün sabah Rusya'nın Ukrayna'nın doğusuna girmesiyle başlayan işgalden peş peşe üzücü haberler ve görüntüler geliyor. Peki bu savaşta Rusya'nın asıl hedefi ne? Türkiye'nin pozisyonu ne olacak? SETA Kıdemli Araçtırmacısı ve Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Ferhat Pirinççi, Rusya Ukrayna savaşına ilişkin son durum ile ilgili çarpıcı analizlerde bulundu. İşte ayrıntılar...

Ukrayna Krizi ve Avrupa Güvenliğinin Zaafları

Rusya-Ukrayna gerilimi, Avrupalı aktörler arasındaki fikir ayrılıkları ve dağınıklıkları yeniden görünür hale getirdi. Normal dönemlerde fazla önemsenmeyen bu dağınıklık, Covid-19 ile mücadele ve Rusya-Ukrayna gerilimi gibi büyük çaplı krizlerde daha belirgin bir hal alıyor. Avrupalı liderler özellikle mali boyutlu meselelerde ve güvenliğini ikinci derecede ilgilendiren konularda geç de olsa çözüm üretebiliyorlar. Askeri gerilimler ise Avrupalı ülkelerin en hazırlıksız olduğu sınamalar.

Devamı
Ukrayna Krizi ve Avrupa Güvenliğinin Zaafları
ABD nin Küresel Liderlik Testi Olarak Ukrayna Krizi

ABD’nin Küresel Liderlik Testi Olarak Ukrayna Krizi

Donbas civarındaki Rus ayrılıkçıların durumunu bahane ederek sınıra 130 bine yakın asker yığan ve Belarus’ta da askeri tatbikatlara başlayan Moskova, Batı’ya karşı el yükselterek Kiev’in Rus etkisinde kalmasını garantilemeye çalışıyor. Putin, Batı’nın Kırım’ın ilhakında olduğu gibi diplomatik protestolar ve etkisiz yaptırımlar uygulamaktan öteye geçemeyeceğini ve Ukrayna ve Gürcistan’ın Rus etkisinde kalmasını bir şekilde kabulleneceğini hesaplıyor.

Devamı

Krizin kaybedeni Fransa, Almanya ve Avrupa'nın stratejik otonomi tartışmaları olmuştur. Devam etmekte olan gerilim hem Rusya hem de ABD'nin Avrupa'daki konumlarını güçlendirmektedir.

Rus askerlerinin Kazakistan'da konuşlanması Moskova'nın bu ülkedeki etkisi konusunu yeniden canlandırdı.

Ukrayna-Rusya sınırında son dönemde olağandışı gelişmeler yaşanmakta, Rus ordusu Ukrayna sınırına büyük bir askeri mobilizasyon gerçekleştirmektedir.

Doğu Avrupa’da yaşanan son gelişmeleri daha iyi anlamak için uzmanlar son dönem Rus dış politikasını, Polonya-Belarus sınırındaki göç krizini ve bu olayların Türkiye, Batı ve genel olarak uluslararası sistem üzerindeki etkilerini analiz etti.

Bu raporun amacı Rusya Federasyonu’nun kurulduğu yıldan bu yana yayımlanan tüm dış politika konsept belgelerini inceleyerek dış politika yapım sürecindeki önemli faktörlere ve ülkenin yıllar içerisindeki dış siyaset eğilimine ışık tutmaktır.

Ukrayna'nın Donbas ve Kırım bölgelerinde çözümsüzlüğün yedinci yılına girerken, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin daha da gerildiğini, bilhassa Donbas bölgesinde ateşkes ihlallerinin devam ettiğini ve çatışmaların sürdüğünü görmekteyiz.

Türkiye'nin enerji hamlesinin yeni bir aşamaya geçtiğini gösteren bu haber sadece ekonomi ile ilgili değil. Doğu Akdeniz'deki güç rekabeti inişli çıkışlı seyrine devam ederken Karadeniz giderek yeni jeopolitik gerilimlerin alanı olmaya aday.

Ermenistan’da 2018’de gerçekleştirdiği renkli devrimle koltuğa oturan ve kısa sürede uluslararası medyanın odağı haline gelen Nikol Paşinyan’ın Dağlık Karabağ çatışmalarında yaşanan kayıplar neticesinde iç ve dış kamuoyunda imajı ciddi yara aldı.

Rusya'yı her istediğini alan değil de müzakere yapmak mecburiyetinde olan bir aktör olarak görmek daha doğru. Türkiye bunu Suriye'de yaptı. Rusya'yı zorladı. Benzer biçimde Azerbaycan da elini daha güçlü oynayabilir. Hele böylesi belirsizlik dönemlerinde Rusya gibi aktörlerin daha da tedirgin olacağı tahmin edilebilir. Azerbaycan ne kadar ileri giderse o kadar iyi. Çözümsüz bir ateşkes sürecine saplanmamak lazım.

Ankara-Moskova-Tahran hattında yeni bir denklem oluşuyor. ABD seçimlerinin sonucu, her hâlükârda, bu süreci hızlandıracak.

AB içerisindeki Türkiye karşıtı çevrelerin Kıbrıs sorununu Avrupa’daki Türkiye karşıtı algıyı güçlendirmek için bir araç olarak kullandıklarını da hatırlarsak, Brüksel’in Kıbrıs meselesinde rasyonel bir politikaya dönme ihtimalinin çok olmadığını da ifade etmek gerekir. Ama her şeye rağmen, Türkiye ile ilişkileri önemseyen Merkel gibi liderler bu zirvede Türkiye-AB ilişkilerinin daha da kötüleşmesine yol açacak kararlar alınmasına engel oldular.