Netanyahu'nun operasyona devam kararıyla bir yandan Divan’ın temennisi çiğnendi, diğer taraftan yargılama sürecine yönelik İsrail'in hanesine bir çentik daha atıldı.
Elbette Biden'ın Netanyahu'yu güya eleştirdiği konuşmada "Ben bir Siyonistim. İsrail olmasaydı, dünyada güvende tek bir Yahudi olmazdı. İsrail, Hamas'tan kurtulana kadar askeri yardım sağlamaya devam edeceğiz" cümlelerini kullanması İsrail ordusuna devam onayı vermektir.
Netanyahu Gazze konusundaki Beyaz Saray’ın telkinlerini dinlememekle birlikte Amerikan yardımına teşekkür etmeyi ihmal etmiyor. Amerika’nın koruması olmaksızın uluslararası baskılara dayanamayacağının farkında olan Netanyahu, koalisyon ortaklarına Washington’la ilişkiyi götürebilecek tek aktörün kendisi olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Biden yönetimi ise İsrail’in politikalarında sınırlı değişiklikler talep etmesine karşın kayıtsız destek politikasına devam etmekte ısrar ediyor. Bunu en son BM oylamasında görüldüğü üzere yalnız kalmak pahasına yapması da Amerika’nın ‘kurallara dayalı uluslararası sistem’ ilkesinden ne kadar uzaklaştığını gösteriyor. Washington bir yandan da İsrail’in ‘orantılı cevap’ kavramını anlamsızlaştıran saldırılarına ve fosfor bombası kullanarak savaş suçu işlemesine rağmen silah vermeye devam ediyor. Kısacası Netanyahu’nun Biden’a teşekkür etmesi için çok sebep var ve bu dinamiklerin kısa sürede değişmesini beklememizi gerektirecek bir işaret yok.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, BM Şartı'nın 99. Maddesi'nin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak Güvenlik Konseyi'ni "uluslararası barışa ve güvenliğe bir tehdit olarak" değerlendirdiği Gazze savaşıyla ilgili göreve davet etti. 15 üyeye gönderdiği mektupta, "korkunç! insani acı, fiziksel yıkım ve kolektif travma" yaratan iki aylık savaşın ardından Gazze'deki insani yardım sisteminin çökme riski altında olduğunu söyleyen Guterres, ateşkes istedi. Konseyin cuma günkü oylamasında ateşkes, 13 "evet", 1 "çekimser" oya karşılık sadece ABD'nin (hayır oyu) "veto"su ile reddedildi.
Gazze'deki dört günlük geçici ateşkesin süresi bugün doluyordu. Yeni bir-iki ya da dört günlük ateşkesin müzakeresi yapılıyordu. Bu yazı yazılırken Katar'dan "iki gün daha uzatma" haberi geldi. Dört günlük dönemde Gazze'ye ulaştırılan insani yardım yetersiz kaldı. Ancak yine de her gün Filistinli çocukların, kadınların öldürülmesi yerine geçtiğimiz dört gün boyunca İsrail hapishanelerinden kurtulan Filistinlilerin özgürlük sevincini görmek dünya kamuoyunu bir nebze rahatlattı. Bununla birlikte, İsrail'in katliamlarına uluslararası toplumun verdiği tepkinin dinmemesi gerekiyor. Rehine takası gösterdi ki aslında 7 Ekim öncesinde de İsrail, Filistinlilere karşı ağır insan hakları ihlalleri uygulamaktaydı. İki devletli çözüm konuşulmaya devam edilmeli ve kalıcı ateşkes için İsrail üzerinde baskı kurulmalı. Batı kamuoylarından sonra İspanya ve Belçika gibi ülkelerden gelen olumlu tepkilerin sürdürülmesi gerekiyor.