Bu yılı maalesef 7 Ekim'de yeniden başlayan İsrail-Filistin çatışmasında ateşkese ulaşamadan ve Kuzey Irak'ta verdiğimiz 12 şehidin acı hatıraları ile uğurluyoruz. 2023'te ABD ve diğer Batılı ülkelerin İsrail katliamlarına verdiği desteğin "BM, uluslararası düzen, değer ve norm" gibi kavramları altüst eden ve uluslararası toplumun vicdanında derin yaralar açan olaylara tanıklık ettik. İki yıl önce koronavirüs salgınının gündemimize taşıdığı büyük güç rekabeti geçen yıl Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile hızlanmıştı. İsrail'in Gazze işgali uluslararası hukukun tabutuna bir çivi daha çakarken bize dünyamızın yeni çatışmalara kolaylıkla sürüklenebileceğini gösterdi. Yemen krizi ABD ve İsrail'in İran ve vekilleri ile bölgesel bir çatışmaya gitme riskini hatırlatıyor.
Biden yönetiminin performansı ideolojik bakışa ve stratejik körlüğe yenik düştüğünü gösterdi.
Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin 5. toplantısı için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetiyle dün Atina'daydık. Pozitif gündemi ilerletme amacıyla Atina'ya giden Erdoğan'ın Yunanistan Cumhurbaşkanı Sakelaropulu ve Başbakanı Miçotakis ile görüşmeleri olumlu bir atmosferde gerçekleşti. Ziyarete verilen önem, konsey toplantısına Türk tarafından 8, Yunan tarafından 11 bakanın katılmasından anlaşılabiliyordu. Aslında bu ziyaret öncesinde iki taraftan da jestler gelmişti.
Çin lideri Şi Cinping’in Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi’ne katılmak üzere geldiği San Francisco’da Başkan Biden ile görüşmesi, her iki ülkenin bir süredir tansiyonu düşürme çabalarının sonucunda gerçekleşti. Biden yönetimi geçtiğimiz yaz aylarından itibaren Çin’e gönderdiği kabine üyelerinin görüşmeleriyle Çin’le istikrar arayışına girmişti. Tayvan, casusluk krizi ve kritik teknolojik ürünler gibi konular, gerilimi tırmandırmanın yanısıra iki ülke ordularının iletişim kanallarının kapanmasına yol açmıştı. Biden-Şi görüşmesi öncesinde yapılan açıklamalardan da anlaşıldığı gibi beklentiler yüksek değildi.
1990’larda Türk siyasetçilerin konuşmalarında geçen Türk dünyası ifadesi, Türkiye’nin irredantist ve Pantürkist politikalarının kanıtı olarak gösterilirken, otuz yıl içerisinde anlam değiştirerek, Türk devletleri arasındaki çok taraflı iş birliğini tanımlamak için kullanılan bir kavrama dönüşmüştür.