3 Temmuz 2019 | TBMM Genel Kurulu'nda, İYİ Parti ve HDP arasında tartışma yaşandı. HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan "Kürt sorunu gibi önemli bir sorunu böyle terörize, kriminalize eden, HDP'yi farklı şekilde itham eden tutumlarınızdan vazgeçin." diyerek şöyle devam ederek sordu: "İYİ Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK'ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP'yle yaptığınız ittifakta HDP'nin oylarının etkisi vardır. Ne yapacaksınız şimdi? Ne diyeceksiniz şimdi buna?" Ve devamında: "Siz şunu bileceksiniz: En köşede oturuyorsunuz. Bakın, aritmetiğe bakın. Zar zor şu kapıdan içeri girdiniz, en köşede oturuyorsunuz, kapının eşiğinde oturuyorsunuz. Böylesi bir partiye "Haddinizi bilin." "Şunu deyin, bunu deyin." diyemezsiniz. Benim oyumla senin Meclis üyen o koltukta oturacak, oturuyor." dedi.

Siyaset Mühendisliğinin Bedeli

Türkiye siyasetindeki siyasetin doğasına aykırı ittifaklar öyle bir hale geldi ki HDP ile İYİ Parti'nin kavgasını hangi perspektiften değerlendireceğimizi..

HDP’Lİ milletvekili mecliste İYİ Partililere çatmış. Bugün bu koltuklarda oturuyorsanız bu HDP’nin ve PKK’nın sayesindedir, demiş. Size rağmen sizin içinde bulunduğunuz ittifaka oy vermeseydik İYİ Parti mecliste yer alamazdı, diye eklemeyi de ihmal etmemiş.
Türkiye siyasetindeki siyasetin doğasına aykırı ittifaklar öyle bir hale geldi ki HDP ile İYİ Parti’nin kavgasını hangi perspektiften değerlendireceğimizi şaşırdık. En iyisi herkesin kabahatini ayrı ayrı söylemek.
Sırasıyla gidelim ve HDP başlayalım;
Birincisi HDP terörün güdümünden çıkmayı başaramamış bir partidir. Dolayısı ile kimseye had bildirme konumunda değildir.
İkincisi velev ki HDP’li seçmenler İYİ Partiyi desteklemiş olsun. Bu destek bir partinin diğerine kıyağı değil seçmenin tercihidir. İYİ Parti bu destek için olsa olsa desteğin sahibi olan seçmene müteşekkir olur. Üçüncüsü haydi diyelim HDP “HDP’li seçmenler” adına konuşma hakkını kendinde görüyor. Peki ya nasıl oluyor da “PKK” adına konuşabiliyor. Böylece partilerinin PKK’nın uzantısı olduğunu kabul etmiş olmuyorlar mı?
Şimdi sayfayı çevirelim ve İYİ Parti’ye gelelim.
Bir, İYİ Parti kendine şu soruyu sormalıdır; Neden başka bir parti değil de ben bu sözleri işitiyorum?
Sözler hadsizce olsa da hakikat payı yok mı? Hangi eylemim neticesinde ben bu sözleri işitiyorum? İkincisi, haydi diyelim İYİ Parti HDP’nin desteği iddiasından bir şekilde kurtuldu. Ama İstanbul’daki durum ne olacak? İstanbul’da İYİ Parti’nin resmi, kurumsal desteği ile seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu hiç de lafı çevirme ihtiyacı hissetmeden terör suçundan kesinleşmiş cezası olan Selahattin Demirtaş’a beğenisini ifade etmiyor mu? Evet, terör örgütünün açıklamaları, HDP’li vekilin hadsiz sözleri İYİ Parti’yi bağlamaz. Ama İYİ Parti’nin resmen desteklediği İmamoğlu’nun açıklamaları da mı bağlamıyor İYİ Parti’yi! Bizim desteklediğimiz belediye başkanı nasıl olurda bir değil defalarca bebek katili Öcalan’ı öven ve terör suçundan hapis yatan bir isimden övgüyle bahseder diye sormayacaklar mı?
Peki bu noktaya nasıl geldiler?
Cevap basit; siyaseti terk edip siyaset mühendisliğine sarıldıkları için. Mühendislik teknik alanlarda iyidir ama siyasette kötü sonuç verir.
Belki rakibinize kaybettirirsiniz, barajı geçersiniz, milletvekili olursunuz ama sonuçta HDP’li bir vekil tarafından PKK namına had bildirilen kişiler olarak tarihe geçersiniz.

[Takvim, 5 Temmuz 2019]

Etiketler: