Televizyon programcısı Şirin Payzın, sosyal medyada çok konuşulacak bir açıklamaya daha imza attı. Programında 'iktidarı çok zorlayacak' Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu'nu ağırlayacağını söyleyen Payzın "Saadet Partisi'nin oyunun yüzde 1 olması değil, AK Parti'den ne kadar götürdüğü önemli" açıklamasında bulundu..

Siyaset Değil Zillet

Şirin Payzın Halk Tv'deki programında Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu'nu konuk ediyor..

AK Parti dile kolay 18 yıldır iktidarda. AK Parti %40-45, lideri Erdoğan ise %50-55 bandında bir seçmen desteğine sahip. Erdoğan’ın politikalarını, liderliğini, Türkiye’nin çıkarlarını savunmasını onaylayıp hayat tarzı farklılıkları nedeniyle Erdoğan’a oy vermeyen kesimi de hesaba kattığınızda ciddi bir destek oranı ortaya çıkıyor. Bu büyük destekçi kitlesinin içerisinde siyasi yelpazenin farklı noktalarında yer alan seçmenler var. Atatürkçü, liberal, milliyetçi, Kürt… Öte taraftan bu kitlenin ana omurgasını muhafazakar seçmenler oluşturuyor. Zaten bu nedenle AK Parti’ye muhafazakar bir parti diyoruz.

Muhafazakar mahallenin başka tercihleri de olabilir; Saadet Partisi AK Parti’ye karşı sert bir muhalefet içerisinde. Hiçbir zaman kitleselleşemediler, bir siyasi partiden daha çok bir kaybedenler kulübünü andırıyorlar ama varlar. Üstelik varlıkları meşru. Pek tabiiki siyaset yapabilirler, muhafazakar tabanı konsolide etmiş olan AK Parti’ye muhalefet edebilirler ve alternatif oluşturduklarını iddia edebilirler. Keza bir dönem AK Parti’de bakanlık, başbakanlık yapmış bazı isimler de yeni partiler kurdular. Ciddi bir inandırıcılık sorunları var, düne kadar tümden destekledikleri politika ve hizmetlere bugün neden karşı çıktıklarını anlatmaları imkansız ama nihayetinde varlar ve meşrular.

Yani sorunumuz birilerinin AK Parti tabanına hitap ederek siyaset yapması değil. Meşrudur, yapılabilir; başarılı yahut başarısız olurlar. Ama bunu yaparken düşülen zillet gerçekten can acıtıcı. Bir örnekle ifade edeyim; Şirin Payzın Halk Tv’deki programında Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu’nu konuk ediyor. Programı sosyal medya hesabından duyururken Saadet Partisi’nin “iktidarı en çok zorlayacak parti” olduğunu ve bu nedenle Temel Bey’in programa davet edildiğini söylüyor. Yani Temel Bey’in ve partisinin tek başına bir önemi yok. Şirin Hanım iktidarı zorlayacaklarını varsaydığı için araçsal bir önem veriyor. Dahası Şirin Hanım’ın takipçilerinden birisi Saadet Partisi’nin oy oranının çok düşük olduğunu hatırlatarak iktidarı zorlamasının mümkün olmadığını söylüyor. Payzın’ın cevabı ibretlik; “50+1 gerekiyor iktidara. Başkanlık sistemi! Oyunun ne kadar olduğu önemli değil. AKP’den kaç oy götürdüğü önemli”. Misafir edeceği genel başkandan azıcık nezaketi esirgiyor. Temel Bey şu an karşımda olsa yaşına, geçmişte verdiği mücadeleye, az da olsa temsil ettiği seçmene hürmeten bu kadar üstten, kaba ve nobran konuşamam onunla. Karşılığında ise Temel Bey’in Şirin Hanım’a gösterdiği beşeri nezaketin onda biri dahi hisseme düşmez. Niyet okumuyorum; Temel Bey’in son zamanlarda kimlere hiddetini, kimlere nezaketini gösterdiği ortada. Mesele sadece Temel Bey’le ve Saadet Partisi ile alakalı değil. Ahmet Davutoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun son görüşmesinden yansıyan görüntülere bir bakın.

Kitabın ortasından devam edelim. Şirin Payzın normal şartlarda ağzıyla kuş tutsa Temel Bey’i sevmez. Çünkü Temel Bey muhafazakar yaşam tarzına sahiptir. Şirin Hanım’ın reklamını yaptığı şarapların müşterisi değildir. Resmi görevi icabı operaya giderse perde arasında akşam namazını kılar (28 Şubat’ta yaşanmış ve irtica haberi olarak verilmiştir!) Batılı hayat tarzından hoşlanmaz. Şirin Hanım tam da bu nedenle Tayyip Erdoğan’ı da sevmez. Bunlar sır değil, hepimiz biliyoruz. Şirin Hanım sevmediği Erdoğan’ı iktidardan düşürmek için aynı nedenlerle sevmediği Temel Bey’i araçsallaştırıyor. Bunun da Temel Bey dahil hepimiz farkındayız ve zaten Şirin Hanım da saklamak ihtiyacı hissetmiyor.

Tekrar edelim; ikisi de namaz kılıyor, içki içmiyor, zinaya karşı çıkıyor ve aynı yaşam tarzına sahipler diye Temel Bey veya başkası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı desteklemek zorunda değil. Ayrı parti de kurabilirler, başka ittifakta da yer alabilirler. Hatta CHP’den daha sert eleştirileri dile getirebilirler. Bunların hepsi meşrudur, analarının ak sütü gibi helaldir. Ama paylaştıkları değerlere düşmanlıkları tescilli olan kişilerin kayığına sığıntı muamelesini peşinen kabul ederek binmek… Buna razı olunmaz. Bu ne siyasettir ne de muhalefet. Ne olduğunu müsaadenizle söylemeyeceğim. Çünkü Şirin Payzın hangi nedenle Temel Bey’e saygı duymuyorsa ben aynı nedenle kendisine saygı duyuyorum.

[Takvim, 18 Eylül 2020]

Etiketler: