Belarus' soldiers demonstrate their skills during a military festival at the "Stalin Line" memorial near the village of Loshany, some 30 km northwest of Minsk, on February 27, 2016. AFP PHOTO / SERGEI GAPON / AFP / SERGEI GAPON

Silah Harcamaları Ülke Ekonomilerini Tehdit Ediyor

SETA Ekonomi Araştırmacısı Karagöl: "Petrol fiyatlarındaki düşüşün yanı sıra askeri harcamaların da artması, ekonomileri yüksek oranda petrol ve doğalgaz gelirlerine bağlı ülkeleri zor durumda bırakacak"

SETA Ekonomi Araştırmacısı Erdal Tanas Karagöl, ekonomileri petrol ve doğalgaz gelirlerine bağlı olan ülkelerde görülen aşırı silah harcamalarına dikkati çekerek, “Petrol fiyatlarındaki düşünün yanında askeri harcamaların da artması bu ülkelere ekonomik olarak büyük yük geçirecek” dedi.

Karagöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü tarafından açıklanan ve küresel silah satışında yaşanan artışa dikkat çekilen raporu değerlendirdi.

Rapora göre 2011-2015 yıllarında 2006-2010 dönemine göre küresel silah satışında yüzde 14’lük artış yaşandığını anımsatan Karagöl, küresel silah ticaretindeki artışın, siyasi gerginliklerin aktif çatışma durumuna dönüşmesinin bir sonucu olduğunu söyledi.

Araştırmanın 2011’de başladığına işaret eden Karagöl, “Bu tarih, Suriye’deki iç savaşın başladığı günlere denk geliyor. Son 5 yılda, başta Suriye olmak üzere Ukrayna, Libya ve Yemen’de yoğun silahlı mücadelelerin yaşandığı olaylara şahitlik etti. Bu bölgelerdeki çatışmaların her geçen gün daha geniş bir coğrafyaya yayıldıklarını düşünürsek silah ticaretindeki artışın bu çatışmaların sonucu olarak ortaya çıktığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün yanı sıra askeri harcamaların artmasının, ekonomileri yüksek oranda petrol ve doğalgaz gelirlerine bağlı ülkeleri zor durumda bırakacağını savunan Karagöl, “Bu durum, söz konusu ülkelere ekonomik olarak büyük yük getirecektir. Askeri harcamaların getirdiği ekonomik yük, ülkeler açısından daha fazla borçlanma ve halklarının refah seviyesinde düşüş anlamına geliyor. Birçok makroekonomik göstergede yaşanan olumsuzlukların bu belirsizlik ortamında çözülmesi mümkün değil. Bölgenin genel refah seviyesinin zaten düşük olduğunu göz önüne aldığımızda Ortadoğu’da yaşanan bu gerginliklerin önümüzdeki dönemde ekonomik krizle birlikte geçen yıl Lübnan’da gördüğümüz gibi bazı kitlesel olayları da tetikleme ihtimali olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

ABD VE RUSYA’NIN DURUMU

Raporda, Asya ve Ortadoğu’da silah ithalatının arttığı, ABD ve Rusya’nın dünyanın en büyük silah ihracatçısı olduğu tespitine yer verildiğini belirten Karagöl, Ortadoğu ülkelerinin küresel silah ithalatı içindeki payının yüzde 25 olduğunu kaydetti. Karagöl, Ortadoğu ülkelerinde silah ithalatının 2011-2015 döneminde 2006-2010 dönemine göre yüzde 61 arttığına dikkati çekti.

Silah ticaretinin ABD ve Rus ekonomisine etkilerinin birbirinden farklı olduğunu anlatan Karagöl, ABD açısından diğer ülkelere veya aktörlere silah satışı yapılmasının ekonomik getirilerinden ziyade ABD çıkarlarının korunmasına yönelik bir adım olarak ortaya çıktığını söyledi. Karagöl şöyle devam etti:

“ABD’nin özellikle son dönemde Çin ile yaşadığı gerginlikleri de göz önüne alırsak Asya-Pasifik’te Çin’in hareket alanını askeri anlamda daraltmak adına yürüttüğü faaliyetler ABD’nin silah satışının artmasının merkezinde yer alıyor. ABD askeri gücünü Ortadoğu’dan ziyade Asya-Pasifik’teki müttefiklerini silahlandırmak için kullanırken Rusya ise tam ters yönde Ortadoğu’da askeri anlamda daha müdahaleci bir politika yürütüyor. Burada ABD’nin aksine Rusya ekonomisinin içinde bulunduğu kaotik durum silah satışından elde ettiği geliri Rusya açısından daha kritik hale getiriyor. Rusya’nın Ortadoğu’yu silahlandırmasının petrol ve doğalgaz gelirlerinde yaşadığı kaybı ikame edecek bir araç olarak gördüğünü düşünüyorum.”

TÜRKİYE’NİN MİLLİ PROJELERİ

Karagöl, Türkiye’nin silah ithalatında önemli yere sahip olduğunu belirterek, ilerleyen süreçte savunma sanayisinde ithalattan çok ihracat odaklı milli savunma projelerinin ağırlık kazanacağını vurguladı.

Savaş gemisi MİLGEM, Altay Tankı ve ATAK helikopteri gibi milli savunma projelerinin üretimiyle ithalatın önüne geçilmesi gerektiğini ifade eden Karagöl, “Bu projeler Türkiye’nin askeri gücünü arttırmasının yanı sıra önümüzdeki dönemde diğer ülkelere yapılabilecek satışlarla önemli bir ihracat kalemi olma potansiyeli de taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

[Anadolu Ajansı, 1 Mart 2016]

Etiketler: