Seçim Sonrası Türkiye’nin Hukuk ve Yargı Gündemi

Türkiye son on yıldır yoğun bir seçim gündemi yaşamaktaydı. Seçmen referandum, genel ve yerel seçimler için on yıl içerisinde sekiz defa sandığa gitti. Önümüzde dört yıllık bir seçimsiz dönem söz konusu. Bu uzun dönemde ekonomi, dış politika ve güvenlik başta olmak üzere birçok soruna seçim baskısı olmaksızın odaklanabilme imkanı Türkiye için büyük bir şans. Ele alınacak konular arasına iç siyasi gündemin önemli başlıklarından hukuk ve yargı meseleleri de dahil edilebilir.

Türkiye son on yıldır yoğun bir seçim gündemi yaşamaktaydı. Seçmen referandum, genel ve yerel seçimler için on yıl içerisinde sekiz defa sandığa gitti. Önümüzde dört yıllık bir seçimsiz dönem söz konusu. Bu uzun dönemde ekonomi, dış politika ve güvenlik başta olmak üzere birçok soruna seçim baskısı olmaksızın odaklanabilme imkanı Türkiye için büyük bir şans. Ele alınacak konular arasına iç siyasi gündemin önemli başlıklarından hukuk ve yargı meseleleri de dahil edilebilir.

Bayram sonrasında TBMM’nin de açılması ile birlikte hukuk alanında önümüze gelecek konular beş başlıkta toplanabilir. Bunlar yeni anayasa, TBMM içtüzük reformu, yargı reformu strateji belgesi, insan hakları eylem planı ve yeni yargı paketleri. En sonuncusundan başlayarak muhtemel gündemi ele alabiliriz.

En son yargı paketi seçimler sebebiyle Meclis tatile gitmeden hemen önce kabul edilmişti. Kamuoyunda 8. yargı paketi olarak anılan 7499 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararları üzerine yapılan düzenlemeler, farklı yargı kollarındaki sürelerin yeknesaklaştırılması ve uyumlulaştırılması, kişisel verilerin korunması hukukunun Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlulaştırılması ve yargı reformuyla ilgili olmayan diğer hükümlere yer verildiği görülmekteydi.

Basına yansıyan bilgilere göre bu paketin ilk başlarda 70 madde civarında olduğu ancak TBMM’ye sunulan teklifte 42 maddeye düştüğü görülmüştü. İlk hazırlanan taslakta yer alan bazı düzenlemeler teklife konulmamıştı. İşte bu düzenlemelerin bazılarını içeren yeni bir yargı paketinin yakın zamanda gündeme gelmesi muhtemeldir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine, evlenen kadının soyadı konusunda bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bu yöndeki bir taslak basına yansımış ama önceki pakete eklenmemişti. İptal kararı üzerine oluşan boşluk sebebiyle bu konuda kısa sürede bir düzenleme yapılması gerekiyor.

Benzer şekilde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından çok defa dile getirilen “cezasızlık algısı” konusundaki düzenleme de 9. yargı paketinde gündeme gelebilir. Yargı ile ilgili toplumdaki en olumsuz algılardan birisi cezaların yetersiz olduğu ve suçlular için caydırıcı olmadığıdır. Ceza hukukçuları Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen cezaların aslında düşük olmadığını ancak infaz düzenlemeleri sebebiyle böyle bir algının doğduğunu belirtmektedir. Bu nedenle küçük suçlar için öngörülen düşük hapis cezalarında dahi belli bir sürenin hapiste geçirilmesini öngören düzenleme için hazırlık yapıldığı gündeme gelmişti.

Son olarak Can Atalay kararı sebebiyle Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında yaşanan kriz üzerine gündeme gelen yasal düzenleme bu pakete eklenebilir. Söz konusu düzenlemenin içeriği henüz bilinmemekle birlikte, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru üzerine verdiği ihlal kararlarının uygulanması hakkında olacağı belirtilmektedir.

Bu yargı paketi yanında yeni bir “yargı reformu strateji belgesi” ve “insan hakları eylem planı” hazırlığının olduğu uzun süredir biliniyordu. Hatta Bakan Tunç’un açıklamalarına göre seçimden önce yıl başında her iki belgenin kamuoyuna açıklanması bekleniyordu. Ancak bu iki önemli belgenin seçim gündeminde kaybolmaması adına seçim sonrasına bırakıldığı anlaşılıyor.

En son kabul edilen (Üçüncü) Yargı Reformu Strateji Belgesi 31 Mayıs 2019 yılında açıklanmıştı. Dolaysıyla üzerinden tam beş yıl geçti. İnsan hakları eylem planı ise 2 Mart 2021 günü duyurulmuştu. Her ikisinin de uygulama süresi dolduğu için yeni belgelerin açıklanması bekleniyor.

Öte yandan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 14 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra birçok defa TBMM İçtüzüğünün yenilenmesi ve bir yasama reformunun hayata geçirilmesi konusunda çağrı yapmış ve yerel seçimler sonrası somut adımlar atılacağını açıklamıştı. Gerçekten de yürürlükteki İçtüzük, 1973 tarihli İçtüzüğün 1996 yılında kapsamlı bir değişikle yenilenmiş bir versiyonudur. TBMM’nin günümüz ihtiyaçlarını karşılayan bir içtüzük ihtiyacı, 2017 Anayasa değişikliği ile acil hale gelmiştir. Bu nedenle önümüzdeki aylarda bu konuda somut girişimlerde bulunulacağı anlaşılıyor.

Son olarak seçimden önce çok defa ifade edildiği üzere yeni anayasa konusu da gündeme gelebilir. Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu ve 12 Eylül rejiminin ürünü bu Anayasadan tamamen kurtulmak gerektiği tüm siyasi partilerin ortak görüşü. Ancak mevcut TBMM kompozisyonu ve 31 Mart seçimlerinin sonuçlarının bu konudaki girişimleri nasıl etkileyeceğini şimdiden öngörmek zor. Türkiye’de siyasetin kısa sürede büyük değişimler geçirdiğini unutmayarak süreci izlemek gerekir.

[Sabah, 13 Nisan 2024]

Etiketler: