COP28 İklim Zirvesi ve Türkiye’nin Küresel İklim Değişikliği ile Mücadelesi

Taraflar Konferansı (Conference of the Parties, COP) nedir? COP28’deki beklentiler, riskler ve fırsatlar nelerdir? Türkiye’nin küresel iklim değişikliği ile mücadeledeki yeri nedir?

“Güvenlik” kavramı uluslararası sistemde yaşanan konjonktürel gelişmelere bağlı olarak değişim ve dönüşüme uğramıştır. Soğuk Savaş döneminde bu kavram çoğunlukla ideolojik bloklar arasındaki siyasal ve fiziksel çatışma risklerine odaklanmıştır. O dönemde güvenlik, devletlerin ulusal politikalarında merkezi bir yer tutan, özellikle “demir perde” metaforu ile simgelenen, kutuplaşmış dünya düzeninde blokların birbirlerine karşı ideolojik ve fiziksel “nüfuz”dan korunmasını ifade eden bir kapsamda kullanılmıştır. Sovyetler Birliği’nin çözülmesini takip eden süreçte ise güvenlik anlayışı genişleyerek çok daha çeşitli tehdit ve zorlukları kapsar hale gelmiştir.

Genişleyen güvenlik kavramı yasa dışı göç, salgın hastalıklar, kıtlık ve çevre sorunları gibi çeşitli küresel meseleleri içine almıştır. Bu bağlamda iklim değişikliği, güvenlik kavramının dönüşümünde özellikle belirgin bir yer tutmaktadır. İklim değişikliği sadece ulusal güvenlik açısından değil aynı zamanda küresel bir tehdit olarak da önem taşımaktadır. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Afet Riskini Azaltma Ofisi (UNDRR) tarafından hazırlanan rapor bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Geçtiğimiz otuz yıllık süreçte yaşanan afetlerin yarısının hava, iklim ve su kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Özellikle geçtiğimiz elli yıllık süreçte kaydedilen 11 bin afetin yol açtığı sonuçlar ise oldukça çarpıcıdır; yaklaşık 2 milyon insanın yaşamını yitirdiği ve 3,64 trilyon dolara varan ekonomik kayıpların meydana geldiği görülmektedir…

Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın.

Etiketler: