Fransa’nın Sosyal Medya ve İnternet Suçlarını Düzenleyen Avia Yasası

Fransa Ulusal Meclisi internet platformlarında yasa dışı içeriklerin kaldırılması için hazırlanan “Avia Yasası”nı 13 Mayıs 2020’de onaylamıştır. Söz konusu yasa 1 Temmuz’da yürürlüğe girecektir. Bu tarihten itibaren YouTube, Facebook, Instagram ve Twitter gibi platformlar yasa dışı söylemler içeren yayınları ve paylaşımları yirmi dört saat içinde kaldırmak zorunda kalacaktır.

Fransa Ulusal Meclisi internet platformlarında yasa dışı içeriklerin kaldırılması için hazırlanan “Avia Yasası”nı 13 Mayıs 2020’de onaylamıştır. Söz konusu yasa 1 Temmuz’da yürürlüğe girecektir. Bu tarihten itibaren YouTube, Facebook, Instagram ve Twitter gibi platformlar yasa dışı söylemler içeren yayınları ve paylaşımları yirmi dört saat içinde kaldırmak zorunda kalacaktır. Homofobik, ırkçı veya cinsiyetçi paylaşımların yanı sıra nefret, şiddet, ayrımcılık ve belirli suçları teşvik eden içerikler de bu yasa kapsamında değerlendirilecek ve kaldırılacaktır. Yasa söz konusu içeriklerin kaldırılmaması halinde ise platformlara önemli miktarlarda para cezaları verilmesini öngörmektedir. Bu kapsamda herhangi bir sosyal medya kuruluşu yükümlülüklerini yerine getiremediği takdirde 200 bin avro para cezasına çarptırılabilecektir. Fransa Radyo, Televizyon ve İnternet Üst Kurulu suçlu bulunan platforma yıllık uluslararası cirosunun yüzde 4’üne tekabül eden cezalar verebilme hakkına sahip olacaktır.[1]

Söz konusu yasa ifade özgürlüğünü kısıtladığına dair çeşitli eleştiriler alsa da Macron hükümetinin bu minvalde eleştirilen tek yasası Avia değildir. Seçim dönemlerinde “bilginin manipüle edilmesi”ne karşı gelmek amacıyla hazırlanan bir başka yasa 2018’de Fransa’da yürürlüğe girmiştir. O dönemde hedeflenen ise manipülasyonları ve dezenformasyonları engellemek, özellikle Sputnik ve Russia Today gibi haber sitelerinin Fransız halkı üzerindeki etkisini azaltmak olmuştur. Emmanuel Macron adı geçen siteleri “aldatmacalar yaymak”la suçlamıştır. Benzer şekilde tepki çeken bir başka karar ise koronavirüs krizi sırasında sahte haberler yayan sitelerin ihbar edileceği ve cezalandırılacağı bir platformun kurulması olmuştur. Fransız medyasının ve kamuoyunun ağır tepkisi sonucunda ise bu platform yayından kaldırılmıştır.[2]

Yasaya Yönelik Tepkiler

Yasaya yönelik özellikle bazı dernekler açık bir bildiri yayımlayarak rahatsızlıklarını dile getirmiştir. Yasa, temel özgürlüklerin anayasal koruyucuları olarak görülen “yargıç ve hakimlerin müdahalesi olmadan özel şirketler tarafından ifade özgürlüğünün kısıtlanması” olarak görülmüş ve “kabul edilemez” olarak nitelendirilmiştir. “Yargı sisteminin yavaşlığı” gerekçe gösterilerek “devletin sorumluluğunun özelleştirilmemesi” gerektiği bu bildiride özellikle vurgulanan nokta olmuştur.[3] Fransa’nın sosyal medyanın toplum ve ekonomi üzerindeki etkilerini araştıran bağımsız danışmanlık komisyonu CNNum ise karar verilmesi için sunulan yirmi dört saatlik sürenin kısa ve yaptırımların ise çok ağır olduğunu belirtmiştir. Komisyon ayrıca bu iki unsurun platformları aşırı temkinli davranmaya iteceğini ve bunun sonucunda meşru içeriklerin de silineceğine dair endişeleri olduğunu belirtmiştir.[4]

LGBTİ ve ırkçılık karşıtı dernekler ise yasanın asıl savunulduğu iddia edilen gazeteciler, aktivistler ve araştırmacılara karşı kullanılabileceğine dair görüş bildirmiştir. Şikayetleri analiz edecek olan algoritmanın nefret söylemi içeren paylaşımlar ile bu nefret söylemine karşı gelen paylaşımları ayırt edemeyeceğini dolayısıyla hedeflenen sonuca ulaşılamayacağını belirtmişlerdir.[5]

Böylelikle sosyal medyada ırkçılığı ve cinsiyetçiliği önlemek için hazırlanan bu yasa hem dijital platformlardan sorumlu derneklerin hem ırkçılık karşıtı derneklerin hem de cinsiyetçilik karşıtı derneklerin tepkisini toplamıştır. Savunulduğu öne sürülen her kesimden tepki çekmesi yasanın ne kadar etkili olacağının göstergesidir

Radikal Grupların Yasaya Tepkileri

Son olarak Fransa’daki aşırı sağ kesimin de Avia Yasası’na tepki gösterdiğinin belirtilmesi gerekir. Aşırı sağ parti Rassemblement National’in sözcüsü milletvekili Sébastien Chenu karar hakkında bir açıklama yapmış, öngörülen mali yaptırımlardan kaçınmak isteyen sosyal medya platformlarının ifade özgürlüğüne büyük kısıtlamalar getireceğini savunmuştur. Ayrıca açıklamasında bu yasanın lobiler tarafından araçsallaştırılabileceği konusunun da altını çizmiştir.[6]

Aşırı sağcı düşünce kuruluşu Liberté Politique ise yasa ile ilgili analizlerinde İslamofobik çıkışlar yapmaktan çekinmemiştir. Analizde “Kur’an’ın şiddet içeren ayetlerinden arındırılmasına dair adımlar atılmıyorken sosyal medyadaki nefret söylemlerini sansürlemenin” entelektüel bir aldatmaca olduğu iddia edilmiştir.[7] Philippe d’Iribarne ve Ivan Rioufol gibi sağcı araştırmacılar yasa sonrası İslami değerlere söz etmenin zorlanacağından rahatsızlık duyduklarını belirtmişlerdir.[8] Aşırı sol partisi La France Insoumise de yasaya tepki göstermiş, Mecliste konuşan milletvekili Alexis Corbière söz konusu yasayla birlikte “basit bir şikayet” sonucunda sosyal medya şirketlerine sansür uygulama hakkı tanındığını belirtmiştir. Ayrıca “DEAŞ’a ve başka kesimlere karşı büyük başarılar elde eden” ancak Fransa’da terörist bir örgüt olarak kabul edilen PKK’nın sosyal medyada ağır darbe alacağından duyduğu memnuniyetsizliği de dile getirmiştir.[9]

Böylelikle yasaya dair yürütülen tartışmalarda dikkat çeken bir diğer unsur da aşırıcı düşüncelerin kendi ülkelerinde uygulanacak bir yasa hakkında tepki verirken bile “Müslüman karşıtlığı”, “terörist seviciliği” barındıran söylemlerini dolaşıma sokmayı başarabilmiş olmalarıdır. Bu durum ise söz konusu söylemlerin saplantı derecesinde radikal düşüncelere yerleştiğini ve ulusal yasaları tartışırken dahi aşırıcıların bu söylemlerle siyasi pozisyonlarını tahkim etmeye ve tabanlarını mobilize etmeye çalıştıklarını göstermektedir. PKK’nın çıkarlarını önceleyen radikal solcular yasa sonrası militan devşiremeyeceği endişesine kapılmaktadır. Radikal sağcılarda ise İslami değerlere hakaret etmenin zorlaşması tepkiye yol açmaktadır. Bu örnek bir kere daha aşırıcı grupların ve siyasi partilerin kendi ülkeleri ve milletlerinden çok ideolojilerinin çıkarları için çalıştıklarını gözler önüne sermektedir.

Almanya’daki Benzer Bir Yasa

Ocak 2018’de sosyal medyada nefret söylemine büyük cezalar getirecek bir yasa da Almanya’da yürürlüğe girmiştir. Fransa’da olduğu gibi “NetzDG Yasası”na göre de bildirilen yasa dışı içeriği kaldırmayan platformlara ağır mali cezalar uygulanmaktadır. Yasanın yürürlüğe girdiği ilk gün aşırı sağ partisi Alternative für Deutschland üyesi bir siyasetçinin mülteci karşıtı bir tweet atması sonucunda hesabı dondurulmuştur. Bununla birlikte bu tweeti tiye alan satirik derginin de Twitter hesabı askıya alınmıştır.[10] Ancak bu anekdot dışında sosyal medya platformlarının ceza endişesi ile birlikte kontrolsüz bir şekilde içerik sansürlediği başka bir vaka söz konusu olmamıştır.

NetzDG’nin nefret söylemini önleme hedefine ulaşıp ulaşamadığı sorusu ise birçok araştırmanın konusu olmuştur. Yürürlüğe girdikten bir buçuk yıl sonra Hamburg Üniversitesi araştırmacısı Reem Ahmed söz konusu yasa hakkında bir araştırma gerçekleşmiştir. Facebook, YouTube, Twitter ve Change.org tarafından sağlanan rakamlara göre NetzDG Yasası’nın çok sayıda şikayete yol açtığı belirlenmiştir. 2018’de bu dört platformda yapılan toplam 992 bin 39 paylaşım şikayet edilmiştir. En çok öne çıkan şikayetler ise hakaret, karalama ve nefret söylemi başlıkları altında gerçekleşmiştir. Sunulan verilere rağmen yasanın verimliliği hakkında yorum yapılmasının güç olduğu belirtilmiştir.[11]

Önemli bir düşünce kuruluşu olan Center for European Policy Studies’de yayımlanan bir başka araştırmada yine aynı kanıya varılmıştır. Yayımlanan makalede 2018’de 166 bin 72 paylaşımın silindiği ve bunun şikayet edilen içeriklerin yüzde 17’sine tekabül ettiği belirtilmiştir. Yazarlar William Echikson ve Olivia Knodt araştırmalarında NetzDG Yasası’nın ne yüksek sayıda içeriğin silinmesine ne de sosyal medya platformlarının aşırı temkin nedeniyle yersiz sansür uygulamasına yol açmadığının altını çizmiştir.[12] Bunların yanı sıra Alman İstihbarat Servisi (BfV) tarafından yayımlanan raporda NetzDG Yasası’nın aşırı sağın militan devşirme ve toplama faaliyetlerini sekteye uğrattığı bildirilmiştir.[13]

Ancak Alman sosyal medya platformlarındaki ırkçılık ve nefret içeren içeriklerin azaldığını söylemek mümkün değildir. Zira sosyal medya platformları yasanın yürürlüğe girmeden önceki dönemde yıllık kaç paylaşım silindiğine dair bilgi paylaşmamaktadır. Yasanın kabulü sonrasında günde 450’den fazla paylaşım kaldırılsa da bunların platformların yıllardır var olan prosedürleri sonucunda mı yoksa söz konusu yasa sayesinde mi kaldırıldıkları bilinmemektedir. Fransız Le Monde gazetesinin yapmış olduğu habere göre silinen paylaşımlarının içeriğinin yasal olup olmadığına dair de herhangi bir veri bulunamamaktadır. Öyle ki haksız sebeplerle içerik silindiği iddiasıyla Facebook aleyhine çeşitli davalar açılmış ve davaların sonucunda Facebook’un hem lehine hem de aleyhine olmak üzere birçok karar vermiştir.[14]

Sonuç olarak söz konusu kanunlar sosyal medya paylaşımlarının yasal bir kontrole tabi tutulması gerektiğini düşünen Fransa ve Almanya’nın bu gereksinime bir çözüm bulmaya çalıştığını göstermektedir. Fakat bu iki ülke tarafından sunulan yasalarda çeşitli eksikliklerin bulunduğunu da belirtmek gerekir.

Hatırlanacağı üzere 2015’te Charlie Hebdo dergisi personeline saldırı düzenlendiğinde ifade özgürlüğü adına bir yürüyüş düzenleyen batılı hükümetleri mesele İslamofobi olduğunda çok bağlı oldukları ifade özgürlüğünden hızla vazgeçebildikleri görülmektedir.

Geleneksel yeni yıl konuşmasında dahi Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğü problemlerine değinmekten kaçınmayan[15] Macron’un son iki yılda bu alanlarda kısıtlama getirecek yasaları onaylıyor olması dikkat çekicidir. Diğer ülkelerdeki ifade özgürlüğüne fazlasıyla önem veren bu hükümetlerin kendi toprakları içerisinde bu özgürlüğü kısıtlarken bu denli özensiz davranmış olmaları dikkatlerden kaçmamaktadır.

[1] Julien Lausson, “Très Contestée, la « loi Avia » Contre la Cyberhaine Devient Realite”, Numerama, 13 Mayıs 2020, https://www.numerama.com/politique/624036-tres-contestee-la-loi-avia-contre-la-cyberhaine-devient-realite.html, (Erişim tarihi: 24 Mayıs 2020).

[2] Öznur Küçüker Sirene, “Loi Avia: La Fin de la Liberté D’expression en France? (Étude)”, TRT Français, 31 Mayıs 2020, https://www.trt.net.tr/francais/europe/2020/05/20/loi-avia-la-fin-de-la-liberte-d-expression-en-france-etude-1420642, (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2020).

[3] “Haine en Ligne: La Proposition de loi Menace la Liberté D’expression, Selon le RN”, Le Figaro, 3 Temmuz 2019.

[4] “Le CNNum Exprime ses Interrogations sur la Proposition de loi Visant à Lutter Contre la Haine sur Internet”, CNNum Basın Bildirisi, 21 Mart 2019, https://cnnumerique.fr/files/uploads/2019/20190321%20-%20CP_regulations_contenus_haineux_VF.pdf, (Erişim tarihi: 25 Mayıs 2020).

[5] “Féministes, LGBTI et Antiracistes, Nous ne Voulons Pas de la loi Cyberhaine”, Liberation, 21 Ocak 2020, https://www.liberation.fr/debats/2020/01/21/feministes-lgbti-et-antiracistes-nous-ne-voulons-pas-de-la-loi-cyberhaine_1774297, (Erişim tarihi: 27 Mayıs 2020).

[6] “Haine en Ligne: La Proposition de loi Menace la Liberté D’expression, Selon le RN”.

[7] “Loi Contre la Haine: Avia et Ses Complices Ont Oublié le Coran”, Liberté Politique, 15 Mayıs 2020, http://www.libertepolitique.com/Actualite/Decryptage/Loi-contre-la-haine-Avia-et-ses-complices-ont-oublie-le-Coran, (Erişim tarihi: 24 Mayıs 2020).

[8] Philippe d’Iribarne, “Loi Avia: Une Aubaine Pour L’islam Politique”, Tribune Juive, 23 Mayıs 2020, https://www.tribunejuive.info/2020/05/23/philippe-diribarne-loi-avia-une-aubaine-pour-lislam-politique, (Erişim tarihi: 9 Haziran 2020); Ivan Rioufol, “Loi Avia: Après les Masques, les Baillons…”, Le Figaro, 13 Mayıs 2020.

[9] Maxence Kagni, “Lutte Contre la Haine sur Internet: L’assemblée Adopte Définitivement la Proposition de Loi”, LCP, 13 Mayıs 2020 http://www.lcp.fr/actualites/lutte-contre-la-haine-sur-internet-lassemblee-adopte-definitivement-la-proposition-de-loi, (Erişim tarihi: 26 Mayıs 2020).

[10] Johanna Luyssen, “En Allemagne, une Loi Qui ne Fait Pas de Distinction Entre Humeurs et Humour”, Liberation, 4 Ocak 2018, https://www.liberation.fr/planete/2018/01/04/en-allemagne-une-loi-qui-ne-fait-pas-de-distinction-entre-humeurs-et-humour_1620421, (Erişim tarihi: 26 Mayıs 2020).

[11] Martin Untersinger, “L’Allemagne a Déjà Fait Une Loi Pour Lutter Contre la Haine en Ligne, Son Efficacité est Incertaine”, Le Monde, 4 Temmuz 2019.

[12] William Echikson ve Olivia Knodt, “Germany’s NetzDG”, CEPS, 22 Kasım 2019, https://www.ceps.eu/ceps-publications/germanys-netzdg-key-test-combatting-online-hate, (Erişim tarihi: 24 Mayıs 2020).

[13] “NetzDG Erschwert Rechten Rekrutierung”, NTV, 29 Ağustos 2018.

[14] Martin Untersinger, “L’Allemagne a Déjà Fait Une Loi Pour Lutter Contre la Haine en Ligne, Son Efficacité est Incertaine”, Le Monde, 4 Temmuz 2019.

[15]Arzu Çakır, “Macron’dan Türkiye’ye Basın Özgürlüğü Eleştirisi”, Amerika’nın Sesi, 3 Ocak 2018, https://www.amerikaninsesi.com/a/macron-dan-turkiye-ye-basin-ozgurlugu-elestirisi/4191035.html, (Erişim tarihi: 5 Haziran 2020).

Etiketler: