Lübnan’da İstikrar Arayışları

Ortadoğu’da son yıllarda yaşanmakta olan gerilimler ve çatışmalar uzun bir süredir dünya siyasetinin sıcak gündemini teşkil etmektedir. Bu karmaşık denkleme Lübnan da eklenince, Ortadoğu’da istikrar arayışları içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Lübnan’daki gelişmelerin bölgenin tümünü etkileyebileceği iç savaş döneminde tecrübe edilmiştir. Lübnan, Türkiye’nin Ortadoğu çıkarları açısından göz ardı edilebilir bir ülke değildir. Türkiye, Lübnan konusunda stratejik yaklaşımını belirlerken, Ortadoğu’nun bütününde yaşanmakta olan çatışma süreçlerini ve bloklaşmaları dikkate almak zorundadır. Mevcut şartlarda, BM’nin 1701 sayılı kararının Lübnan’a ne ölçüde istikrar getireceği belirsizdir.

Ortadoğu’da son yıllarda yaşanmakta olan gerilimler ve çatışmalar uzun bir süredir dünya siyasetinin sıcak gündemini teşkil etmektedir. Bu karmaşık denkleme Lübnan da eklenince, Ortadoğu’da istikrar arayışları içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Lübnan’daki gelişmelerin bölgenin tümünü etkileyebileceği iç savaş döneminde tecrübe edilmiştir. Lübnan, Türkiye’nin Ortadoğu çıkarları açısından göz ardı edilebilir bir ülke değildir. Türkiye, Lübnan konusunda stratejik yaklaşımını belirlerken, Ortadoğu’nun bütününde yaşanmakta olan çatışma süreçlerini ve bloklaşmaları dikkate almak zorundadır. Mevcut şartlarda, BM’nin 1701 sayılı kararının Lübnan’a ne ölçüde istikrar getireceği belirsizdir.

  Raporun tamamını indirin

TBMM 5 Eylül 2006 tarihinde Lübnan’daki Barış Gücü’ne katılmak üzere birlik gönderme konusunda karar almış ve Türk Birlikleri 19 Ekim 2006’da gönderilmeye başlanmıştır. BM Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) misyonu birçok açıdan riskler içermektedir. Bu nedenle bu konu Türk askerinin Lübnan’da göreve başlamasından sonra da tartışılmaya devam etmektedir. Bu raporda Lübnan’ın siyasi ve sosyal yapısı kısaca incelenmekte, Lübnan’daki temel siyasi ve sosyal aktörlerin rolleri analiz edilmekte, krize neden olan sorunlar irdelenerek bu sorunların kısa, orta ve uzun vadede çözümü doğrultusunda atılabilecek adımlar ele alınmaktadır. Bu kapsamda Türkiye’nin siyasi tercihleri araştırılmakta ve Lübnan’da istikrarın tesisi için atılabilecek adımlar irdelenmektedir. Raporun üzerinde durduğu konular ana hatlarıyla şöyledir: • Lübnan Türkiye’nin Ortadoğu perspektifinde nereye oturmakta? • Lübnan’ın karmaşık etnik/mezhepsel yapısı ve çatışma sürecinin analizi • Soruna neden olan hususlar nelerdir? • UNIFIL ve 1701 sayılı karar Lübnan’a istikrar getirebilecek mi? • Lübnan’da istikrar için kısa, orta ve uzun vadede neler yapılabilir? • Türkiye ve diğer uluslararası aktörler ne gibi roller oynayabilir?

***

Ortadoğu’da yaşanmakta olan gerilim ve çatışmalar dünya siyasetinin sıcak gündemini teşkil etmektedir. Bu karmaşık denkleme Lübnan da eklenince, Ortadoğu’da istikrar arayışları içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. 12 Temmuz 2006 tarihinde Hizbullah militanlarının sınırı geçerek, üç İsrailli askeri öldürmesi ve ikisini rehin alması ve karşılık olarak İsrail’in askeri operasyon başlatması üzerine patlak veren savaş, BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının taraflarca onaylanması ile son bulmuştur. 14 Ağustos’ta taraflar arası ateşkes yürürlüğe girmesine karşın, krizin tam anlamıyla çözümlendiğini söylemek mümkün gözükmemektedir. Geriye dönüp bakıldığında, çatışmanın tarafları arasında savaşın kazananı yoktur. 33 gün süren çatışmalar sonunda tarafların tümü ağır kayıplar vermişler ve bu çatışmaya girerken amaçladıkları hedeflerin hemen hiçbirine ulaşamamışlardır. Kısmi olarak daha fazla zarar gören taraflar bulunsa da bunu Hizbullah’ın bir zaferi olarak sunmak gerçekçi değildir. Hi

Etiketler: