8 Ocak 2020 | Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisi (SETA DC) tarafından düzenlenen "Süleymani'nin ardından: ABD ile İran savaşa doğru mu gidiyor?" başlıklı panele Douglas ve Sarah Allison Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey, SETA DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, araştırmacı-yazar Mark Perry ve Quincy Enstitüsü Başkan Yardımcısı Trita Parsi konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise SETA DC Koordinatörü Kadir Üstün yaptı.

Kasım Süleymani Sonrası Dönem Washington’da Tartışıldı

Washington'da düzenlenen panelde konuşan uzmanlar, ABD'nin İranlı general Kasım Süleymani'yi öldürmesinin ardından bölgedeki tansiyonun hızla arttığı ve iki ülke arasındaki savaş ihtimalinin hiç olmadığı kadar yüksek olduğu konusunda mutabık kaldı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisi (SETA DC) tarafından düzenlenen “Süleymani’nin ardından: ABD ile İran savaşa doğru mu gidiyor?” başlıklı panele Douglas ve Sarah Allison Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey, SETA DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, araştırmacı-yazar Mark Perry ve Quincy Enstitüsü Başkan Yardımcısı Trita Parsi konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise SETA DC Koordinatörü Kadir Üstün yaptı.

Süleymani’nin öldürülmesinin kötü bir plan olduğunu ve bunun bir “savaş suçu” sayıldığını savunan Mark Perry, söz konusu saldırının en çok da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yönlendirmesiyle gerçekleştirilğini ifade etti.

İran’ın ABD’ye karşılığının çok yakında ve orantısız ve kontrolsüz olabileceğini savunan Perry, “ABD ile İran arasında muhtemel bir savaş senaryosu düne göre bugün daha fazla.” değerlendirmesini yaptı.

“Eğer bir kez savaş başlarsa tüm hesaplar değişir”

Trita Parsi ise “ABD’nin olmadığı bir Orta Doğu’nun dağılacağı fikrinin doğru olmadığını, aksine ABD’siz bir Orta Doğu’nun daha sakin bir tablo çizebileceğini” dile getirdi. Parsi, “Eğer bir kez savaş başlarsa tüm hesaplar değişir; savaşı hiç başlatmamak için bu yeterli bir nedendir.” diye konuştu.

Süleymani sonrası İran’daki yönetimin halkı bir araya yeniden getirebildiğini vurgulayan Parsi, “İran’ın ABD’ye orantısız bir karşılık verebileceğine inanmıyorum.” yorumunu yaptı.

“Süleymani’nin öldürülmesinin haklı gerekçeleri vardı”

Luke Coffey ise Süleymani’nin öldürülmesinin haklı gerekçelere dayandığını savunarak, “600’den fazla ABD personelinin Süleymani kaynaklı eylemlerde hayatını kaybettiğini belirtiyor yetkililer; bu çok ciddi bir rakam.” değerlendirmesinde bulundu.

Süleymani’nin Irak’ta “barışçıl nedenlerle” bulunduğu yönündeki haberlere itibar etmediğini belirten Coffey, İranlı generalin ölümüyle ilgili olarak Trump’a sunulan seçeneğin Pentagon’un elindeki en iyi seçenek olduğuna inandığını söyledi.

Süleymani suikastinin ABD’nin dış politikasına ilişkin soru işaretlerini daha da artırdığına dikkati çeken Kılıç Buğra Kanat ise bölgedeki müttefiklerin ABD’yle olan ilişkilerini bir kez daha sorgulayacağını dile getirdi.

Türkiye’nin Süleymani sonrası süreçle ilgili diplomatik bir sürece katkı yapabileceğine işaret eden Kanat, ancak şu anda önceliğin “bölgede tansiyonu düşürmek” olduğunu kaydetti.

ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının amaçlarının açık olması gerektiğini belirten Kanat, “Süleymani’nin öldürülmesi bölgedeki istikrarsızlığı artıracaktır. Herkes Süleymani’nin öldürülmesinin sonuçlarını tartışıyor ve bunların hepsi de tehlikeli senaryolar.” ifadelerini kullandı.

[AA, 8 Ocak 2020]

Etiketler: