Sağdan: İsrail Bakanı Benny Gantz, Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Benjamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze'deki savaşın ortasında 18 Ekim 2023'te yapılan kabine toplantısında. (Foto: İsrail Başbakanlık Ofisi)

İsrail ve Amerika Yeni Bir Stratejide Anlaştı mı?

İsrail’in Gazze’nin kuzeyinden bir kısım askerini çekmesi sonrasında Hamas liderlerinden Salih el-Aruri’ye Beyrut’ta suikast düzenlemesi, savaşta yeni bir aşamaya geçtiğinin işareti olarak görülebilir. İsrail Başbakanı Netanyahu, bir süredir Washington’ın Gazze’deki operasyonlarını ‘toparlaması’ yönündeki taleplerine meydan okuyan bir dil kullanıyordu. Buna karşın Gazze operasyonlarında bir sonraki aşamaya geçmesi gerektiğinin farkındaydı. Amerikan Savunma Bakanı’nın İsrail ziyareti sonrasındaki gelişmeler, kamuoyu önündeki sert söylemine rağmen İsrail’in Amerikan telkinlerini dikkate aldığını gösteriyor.

İsrail’in Gazze’nin kuzeyinden bir kısım askerini çekmesi sonrasında Hamas liderlerinden Salih el-Aruri’ye Beyrut’ta suikast düzenlemesi, savaşta yeni bir aşamaya geçtiğinin işareti olarak görülebilir. İsrail Başbakanı Netanyahu, bir süredir Washington’ın Gazze’deki operasyonlarını ‘toparlaması’ yönündeki taleplerine meydan okuyan bir dil kullanıyordu. Buna karşın Gazze operasyonlarında bir sonraki aşamaya geçmesi gerektiğinin farkındaydı. Amerikan Savunma Bakanı’nın İsrail ziyareti sonrasındaki gelişmeler, kamuoyu önündeki sert söylemine rağmen İsrail’in Amerikan telkinlerini dikkate aldığını gösteriyor.

İsrail, Gazze’yi yerle bir etmesine karşın askeri operasyonlarında ciddi kayıplar veriyor ve ordusunu da dinlendirmesi gerekiyor. Hem Amerikan baskısı hem de sahadaki gerçekler, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki varlığını azaltmasını zorunlu kılmış gibi görünüyor. Gazze’deki savaşı daha yönetilebilir bir seviyeye çekmeye çalışan İsrail, Hamas’ı sahada tamamen yok etmenin imkânsız olduğunun farkında olduğu için bundan sonra Hamas liderlerinin yok edilmesine odaklanmak istiyor. Bu şekilde bir yandan kamuoyu baskısı altındaki Washington’ı rahatlatmak bir yandan da Hamas’ı yok etme iddiasını liderleri hedef alarak sürdürmek mümkün olacak.

Amerikan Savunma Bakanı Austin’in İsrail’in Gazze operasyonlarıyla ilgili olarak ‘stratejik yenilgi’ ihtimaliyle karşı karşıya olduğunu söylemesinden beri farklı bir strateji arayışı devam ediyordu. İsrail’e koşulsuz destekte ve ateşkes talep etmemekte ısrar eden Biden yönetimi, bölgeye gönderdiği savaş gemileriyle muhtemel bir bölgesel çatışmaya hazırlık yapmıştı. Bir süredir İsrail’in Lübnan’a baskı yaparak Hizbullah’a tehditler savurmasına karşın Washington çatışmaların bu ülkeye sıçramasını istemiyordu. İsrail’in dünya kamuoyu önünde yalnızlaşmasının stratejik bir yenilgi olacağı telkininde bulunan Washington, çatışmanın bölgeye yayılmasının ABD’yi savaşın içine çekme ihtimalini sınırlamaya çalışıyordu.

İsrail Hizbullah’ın Lübnan’ın güneyinden içeri çekilmesi yönünde baskı yapıyordu ancak bunu sağlamanın tek yolu Hizbullah’la doğrudan bir savaşa girmesi olabilirdi. İki cephede savaşmanın zorluğunun farkında olan İsrailli stratejistler, şimdilik Hamas’a karşı savaşı Beyrut’a genişletme ve bu şekilde Hizbullah’la doğrudan savaşmadan kontrollü bir stratejiyi tercih ediyor olabilir. Ancak Nasrallah’ın Aruri operasyonunun sonuçları olacağı yönündeki tehdidinin İsrail-Hizbullah savaşına dönüşüp dönüşmeyeceğini bekleyip görmemiz gerekecek. Washington’ın bu ihtimali engellemek istediği biliniyor ve Hizbullah’ın da şimdiye kadar topyekûn bir mücadeleden kaçınması karşılıklı sınırlı operasyonların devam edeceği bir döneme girdiğimize işaret ediyor.

İsrail’in Gazze’nin kuzeyinden çekilmesi sonrasında, Irak ve Suriye’de İran yanlısı gruplara operasyonlar yapması, Beyrut’taki Aruri suikasti ve İran’da 100’den fazla ölüme neden olan patlamalar bölgede tansiyonun artacağını gösteriyor. İsrail’in Gazze’nin yerle bir edilmesine odaklanan stratejisinden görece yüksek gerilimli ancak kontrollü bir bölgesel çatışma stratejisine yöneldiği görülüyor. Bu sürecin kontrol edilemez hale gelip İsrail’le Hizbullah arasında savaşa dönüşmesi uzak bir ihtimal değil. Bu senaryo gerçekleşirse İran’ın Hizbullah’a doğrudan destek vereceği de kesin.

Senelerdir kontrollü bölgesel gerilim artırma ve azaltma konusunda uzmanlaşan İsrail ve İran’ın topyekûn bir savaş istemeyeceği bir gerçek. Topyekûn savaş senaryosunda İsrail Amerika’yı İran’la doğrudan savaşmaya razı edemeyeceğinin farkında. İran da Amerika’yla doğrudan bir çatışmanın ne kadar yıkıcı olacağını biliyor. Dolayısıyla iki taraf açısından da karşılıklı suikastlar ve bölgesel vekalet savaşları üzerinden çatışmanın yönetilmesi daha makul görünüyor. ABD’nin Gerald Ford savaş gemisini bölgeden çekme kararını da İran’a kontrollü bir çatışma dönemine girildiği yönünde bir sinyal olarak algılamak mümkün.

İsrail ve ABD güvenlik stratejistlerinin Gazze’deki savaşın şiddetinin azaltılarak öngörülebilir bölgesel çatışma stratejisi üzerinde ortak bir noktaya geldiklerini tahmin etmek mümkün. İsrail’in Hamas liderlerine karşı suikastler, İran yanlısı milislere operasyonlar, İran içindeki patlamalar ve ABD’nin Husilere karşı sınırlı cevap vererek bölgeden savaş gemisi çekmesi gibi gelişmeler böyle bir stratejiye doğru gidildiğini gösteriyor. Bu stratejinin muhatapları olan Hamas, Hizbullah ve İran’ın nasıl cevap vereceği de önemli zira ya bu nispeten öngörülebilir ve kontrollü çatışma stratejisini şimdilik kabullenecekler ya da bölgesel gerilimin tam savaşa dönüşmesi konusunda daha aceleci davranacaklar.

[Yeni Şafak, 5 Ocak 2024]

Etiketler: