Irak’ta DEAŞ Sonrası Süreçten En Çok Etkilenen Grup Sünniler

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından Ankara'da "Irak Genel Seçimleri: Süreklilik mi, Değişim mi?" konulu panel düzenlendi.

SETA Dış Politika Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman‘ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Irak Çalışmaları Koordinatörü Bilgay Duman, SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli ve TRT Sorani Editörü Mustafa Kerim, 12 Mayıs’taki seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Irak’ta birçok bölgede oy dağılımlarının değiştiğini ve seçimlerde nüfus politikalarının önemli rol oynadığını dile getiren Duman, “Özellikle 2003 sonrasında Bağdat’ta büyük bir değişiklik olduğunu görüyoruz. Bağdat önceden Sünnilerin en güçlü olduğu yerlerden biri olarak ifade edilirdi ancak bugün Sünnilerin kurduğu listenin ancak dördüncü sırada yer aldığını görüyoruz. Diyala da Sünniler için önemli bir kent ama buraya İran baskısının olduğunu biliyoruz. Genel olarak baktığımızda Sünnilerin genel olarak dağınıklığı ve Irak siyasetine entegrasyonunun zorlaştığı görülüyor. Seçim sonuçları özellikle Sünnilerin DEAŞ sonrası süreçten en çok etkilenen grup olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.

Duman, Irak’taki seçimlerin milyonlarca insanın evlerinden uzakta yaşadığı, savaşın psikolojik etkilerinin devam ettiği bir ortamda yapıldığına dikkati çekti. Duman, seçim sonuçlarının ülkenin birçok farklı düşünce, inanç ve gruba ayrıldığının bir göstergesi olduğunu söyledi.

DEAŞ sonrası süreçte özellikle Şii milislerin etkinlik gösterdiği bölgelerde Sünnilerin baskı altında seçimlere gittiğini hatırlatan Duman, İran etkisinin Sünni bölgelerde hissedildiğini ve bu durumun Sünnilerin oy kullanma motivasyonlarını düşürdüğünü belirtti.

“Elektronik sistemle oy kullanılması büyük oy kaybına neden oldu”

Mustafa Kerim de Irak’ta ülke genelinde uygulanan elektronik oy kullanımının büyük teknik sıkıntıları beraberinde getirdiğini belirterek, “Irak’ta ilk defa elektronik sistemle oy kullanılması büyük bir oy kaybına neden oldu. Halkın büyük çoğunluğu oy kullanmakta zorlandı. Seçimlerde oy kullanım oranının yüzde 44 civarında olması da bunun bir göstergesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Kürt partilerinin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) referandumdan ciddi şekilde etkilendiğine dikkati çeken Kerim, “Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Goran (Değişim) Hareketi, İslami Toplum Partisi (Komel) gibi Kürtlerin çoğunluğunu oluşturduğu partiler seçimleri genel olarak değerlendirdiğimizde on binlerce oy kaybına uğradı. Süleymaniye ve Kerkük’te Kürt partiler, Türkmenler gibi seçimlerden rahatsız.” ifadesini kullandı.

“Iraklılık kavramı ön plana çıktı”

Emrah Kekilli de Irak’ta partilerin seçim sürecinde mezhepsel ve etnik söylemlerden kaçındığını dile getirerek, “2003’ten bu yana siyasi ve sosyal olarak yıkılmış bir Irak’ta ‘Iraklılık’ kavramı ön plana çıktı. Aday profilleri de zaten buna göre şekillenmişti. Partiler mümkün olduğu kadar Irak’ın her yerine yayılıp mezhep ve etnik üstü Irak kimliğini vurgulamaya çalıştılar.” diye konuştu.

Ordunun yeniden yapılandırılması, DEAŞ sonrası belirsizlik, IKYB’de yönetimin kendi istihbarat ve polis teşkilatını kurması gibi faktörlerin ülkede karmaşık bir güvenlik yapısı oluşturduğuna işaret eden Kekilli, dini ve mezhepsel farklılıkların da buna eklenerek Irak’ın her bir bölgesinde birbirinden ayrı düşüncede grupların oluşmasına yol açtığını söyledi.

Seçimin galibi olarak nitelendirilen ve ABD karşıtlığıyla ön plana çıkan Mukteda Sadr’ın ülkede önemli bir popülariteye kavuştuğunu belirten Kekilli, Sadr’ın oluşturduğu Sairun Koalisyonu’nda komünist ve liberallerin de yer aldığını, bunun Irak’ın geleceği için bir fırsat olduğunu ifade etti.

[AA, 19 Mayıs 2018]

Etiketler: