Düzce'de yerli ve milli imkanlarla üretilen 6 yeni silah, ilk kez 15'inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF 2021) sergilenecek. ( Ömer Ürer - Anadolu Ajansı )

IDEF 2021’den Yansımalar

Türk savunma sanayiine ayna tutan ve sektördeki son gelişmeleri ortaya koyan IDEF fuarları ise yerli ve milli savunma sanayiimizin bilgi birikiminin artmasına vesile olacaktır.

17 Ağustos’ta İstanbul’da başlayan ve bu yıl 15’incisi gerçekleştirilen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2021), 20 Ağustos’ta başarılı şekilde tamamlandı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı yönetiminde gerçekleşen fuar, önceki yıllarda olduğu gibi yerli ve yabancı tüm katılımcıların beğenisini kazandı. Daha da önemlisi IDEF, Türkiye’de savunma sanayiinin yerlileşme ve millileşme hedefinin geldiği başarılı konumu göstermesi bakımından değerli bir etkinlik oldu. İhtisasa dayalı bir etkinlik olmasından ötürü sadece profesyonel ziyaretçilerin ve davetlilerin katıldığı fuara, bu yıl benim de katılma fırsatım oldu. Buradaki gözlemlerimi siz değerli okuyucularla paylaşmadan evvel, fuarın geçmişine ve içeriğine dair kısa bir bilgilendirme yapmak yararlı olacaktır.

1993 yılından beri düzenlenen IDEF, Türk savunma sanayiinin dünyaya tanıtılması amacıyla başlatılmıştır. Zaman içinde dünyanın en büyük savunma sanayii fuarlarından biri haline gelen IDEF, içeriği itibariyle uluslararası tanıtım, pazarlama ve iş birliği platformu olarak da kabul görüyor. Nitekim koronavirüs nedeniyle ertelenen bu yılki fuara 53 ülkeden 536’sı yerli ve 700’ü yabancı olmak üzere toplam 1 bin 236 firmanın katılım sağladığı ve 79 ülkeden 154 heyetin ziyarette bulunduğu açıklandı. Dünyanın dört bir yanından Azerbaycan, Endonezya, Fransa, İngiltere, Kanada, Pakistan, Rusya, Slovakya ve Ukrayna gibi birçok ülkenin stant açtığı fuara katılan firmalar, savunma sanayiine dair binlerce farklı ürünü sergilediler. Sadece milli gururumuz ASELSAN, 60’ı ilk kez bu fuarda sergilenmek üzere 250’nin üzerinde ürünle katılımcıların huzuruna çıktı.

Üç gün süren fuarda kara ve hava muharebe araçları ile ulaşım, lojistik ve levazım araçları yoğun ilgi çekti. Hafif ve ağır mühimmatlar, siber güvenlik ürünleri ve uydu sistemleri de ziyaretçilerin “radarına” takıldı. Silahlı ve silahsız insansız hava araçları ise son yıllarda olduğu gibi bu yılın da gözdeleri oldu. Ayrıca 18 Mart 2023 tarihinde hangardan çıkması planlanan milli muharip uçağımız ile yerli imkânlarla geliştirilip üretilen askeri eğitim uçağımız HÜRJET, genel maksat helikopterimiz GÖKBEY, çok maksatlı savaş helikopterimiz ATAK-2, yerli helikopter motorumuz T700-TEI-701D, lazer güdümlü mini füze sistemimiz METE, NATO standartlarına uygun yerli uçaksavarımız CANİK M2 QCB, elektrikli insansız kara aracımız Alkar R8 ve ilk hibrit motorla donatılan zırhlı aracımız PUSAT HİBRİT, fuar ziyaretçileri tarafından büyük ilgi gördü. Bu noktada yerli imkânlarla üretilen milli araçların, fuarda en çok ilgi çeken unsurlar olmasını gözden kaçırmamak gerekiyor.

Bunların yanı sıra fuarda az sayıda firmanın sergilediği 3 boyutlu (3D) yazıcılar ile bu yazıcılarla basılan sınırlı sayıdaki ürünler hususi ilgimi çekti. Açıkçası kişisel deneyimlerim ve araştırma merakımdan ötürü bu ürünleri bir süredir yakından takip ediyordum. Dijital ortamda hazırlanan 3D tasarımlardan kolaylıkla katı nesneler üretmeye olanak sağlayan bu yazıcıları fuarda görmek beni ziyadesiyle heyecanlandırdı. ABD menşeli olmasından ötürü bu ülkede yaygın şekilde kullanılan 3D yazıcılar, ülkemizde şu an için dar bir sektöre hitap ediyor. Bunun yanında ABD’de son yıllarda 3D baskılı silahların, kontrolsüz şekilde yayılması dikkat çekici. Fuarda yaptığım görüşmelerde bu sektörde faaliyet gösteren az sayıdaki firma yetkilileri, ülkemizde 3D baskılı silahların henüz kullanılmadığını belirttiler. Ancak bu durum, önümüzdeki süreçte 3D baskılı silahların kontrolsüz şekilde üretilip, dağıtılmayacağı anlamına gelmiyor. Yani şimdiden konuyla ilgili ön hazırlıkların yapılması ve sıkı denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor. Aksi takdirde bu silahların kontrolsüz şekilde yayılması halinde, toplum ve devlet olarak ilerleyen süre zarfında önemli bir güvenlik tehdidine maruz kalabiliriz. Dolayısıyla uzun vadede dünyada ve ülkemizde günlük hayatın farklı sahalarında daha fazla yer edinmesi beklenen 3D yazıcıların ve bu yazıcılarla üretilen az sayıdaki endüstriyel ürünün, IDEF 2021’de sergilenmesinin isabetli olduğunu söyleyebilirim.

Son olarak, Türkiye’nin savunma sanayiinde kendi imkânlarıyla neler yapabileceğini açıkça ortaya koyan katma değeri yüksek savunma sanayii ürünlerinin, ekonomiye katkısını gözden kaçırmamak gerekiyor. IDEF 2021’in açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı verilere göre 2002’de ülkemizde sadece 62 savunma sanayii projesi yürütülüyorken, bu sayı halihazırda 750’yi aşmış vaziyette. Bu projelerin bütçeleri de aradan geçen süre zarfında 5,5 milyar dolardan, yaklaşık on dört kat artarak 75 milyar doların üzerine çıkmış. Sektörde faaliyet gösteren firma sayı ise 56’dan bin 500’e ulaşmış ve firmaların yıllık ciroları, 1 milyar dolardan 11 milyar dolara yükselmiş. Dolayısıyla, bizzat cumhurbaşkanlığının koordinasyonunda yürütülen savunma sanayii projeleri, önümüzdeki süreçte hem göğsümüzü kabartmaya devam edecek hem de dış ticaretimizde önemli bir yer edinecektir. Aynı doğrultuda, bu projeler sayesinde savunma sanayiinde yüzde 20’lere kadar inen dışa bağımlılık oranı daha da düşecektir. Türk savunma sanayiine ayna tutan ve sektördeki son gelişmeleri ortaya koyan IDEF fuarları ise yerli ve milli savunma sanayiimizin bilgi birikiminin artmasına vesile olacaktır.

[Sabah, 21 Ağustos 2021]

Etiketler: