31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin ardından Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 6 Mayıs'ta verdiği, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi ve CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasının iptali" kararı üzerine, İstanbullular sandık başına gitti.

Hesaplaşma Değil Muhasebe

31 MART seçimleri AK Parti'ye kuvvetli bir mesaj vermişti. 23 Haziran'da yenilenen İstanbul seçimlerinde farkın AK Parti aleyhine açılması seçmenin AK Parti'ye verdiği mesajın ciddiyetini arttırdı. Her şeyden önce karamsar olmamak ve panik yapmamak gerekiyor. AK Parti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü liderliği, yetişmiş nitelikli insan kaynağı ve kurumsallaşmış yapısı ile mesajın gereğini yapacaktır.

31 MART seçimleri AK Parti’ye kuvvetli bir mesaj vermişti.
23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimlerinde farkın AK Parti aleyhine açılması seçmenin AK Parti’ye verdiği mesajın ciddiyetini arttırdı. Her şeyden önce karamsar olmamak ve panik yapmamak gerekiyor. AK Parti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliği, yetişmiş nitelikli insan kaynağı ve kurumsallaşmış yapısı ile mesajın gereğini yapacaktır.
Karamsarlık ve panik AK Parti’nin muhasebe sürecini hesaplaşmaya çevirir. Hesaplaşma ve muhasebe kelimelerinin anlamları birbirine yakın.
Ama siyasetteki karşılıkları farklı.
Muhasebede konunun muhatapları bir araya gelirler, karşılıklı olarak konuşurlar ve daha iyiyi bulmak için bir yol haritası çıkartırlar.
Hesaplaşma ise olumsuz bir süreç.
Hesaplaşmada taraflar birbirlerinin muhatabı değil rakibi olurlar.
Konuşmazlar fakat birbirlerine karşı galip gelmek için tartışırlar. Daha iyiyi değil birbirlerinin hatalarını ararlar.
Kabine revizyonu tartışmalarını ele alalım…
Kimisi iyi niyetli kimisi kötü niyetli çevreler kabile listeleri yayınlamaya başladılar. Herkes o ya da bu nedenle gözüne bir bakan kestirmiş. O gitmeli ve yerine bu gelmeli… Birileri tarafından en kabahatli bulunan bakan, başkaları için başarılısı. Ve tabii arada parazit yapanlar da var.
Fırsat ele geçmişken ayak kaydırmaya çalışanlar, kendisi veya adamı için yer açmaya gayret edenler. Hariçten gazel okuyup AK Parti’nin içini karıştırmak isteyenler de eksik değil maalesef.
Panikle başlayacak bir hesaplaşma süreci hataya götürür, kötü niyetlilerin işini kolaylaştırır. Eğer kabine değişikliği yapılacaksa öncelikle hizmetlerin aksadığı alanların tespit edilmesi gerekiyor. İş hastalığı teşhis etmekle bitmiyor. Hastalığın kaynağı da bulunmalı. Ancak ondan sonra doğru tedavi uygulamaya konulur.
Eğer tedavi sürecinde bakanın değişmesi gerekiyorsa değişir, genel merkez yönetiminde yenilik lazımsa yapılır, teşkilatlarda aksama varsa giderilir.
Zaten şimdiye kadar hep böyle olmadı mı? AK Parti sadece belediye kaybettikten sonra değil kazandıktan sonra da muhasebe mekanizmalarını çalıştırdı. Daha iyinin peşine düştü, reform ajandası oluşturdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasette partinin çok önemli olduğunu biliyor.
Tüm bunları yaparken partisini yıpratmamaya, başka sorunlara yol açmamaya dikkat etti. Ama birilerinin hoşuna gitmeyecek diye milletin verdiği mesaja da kulak tıkamadı.
Hatırlayalım; AK Parti’de bir metal yorgunluğu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan değil miydi?
Mevzubahis toplumun beklentileri olunca çok önem verdiği partisinin yaptığı yanlışlıkları dillendirmekte zerrece tereddüt göstermedi.
Şimdi de benzer bir mantıkla hareket edilecektir. Muhasebe başlayacak; seçmenin mesajı enine boyuna masaya yatırılacak, sorunların kaynağı tespit edilecek, gerekli adımlar atılacak. Ne partiye zarar verilecek, ne de ‘aman parti zarar görmesin’ mantığıyla reformdan vazgeçilecek.
Sakın zor demeyin. Ne zorlukları atlattı AK Parti hareketi. Yeter ki panik olmayalım, umutsuzluğa kapılmayalım, parazitlere meydan vermeyelim!.

[Takvim, 28 Haziran 2019]

Etiketler: