2000’li yıllarda dünya üzerinde hala devrimcilik diye bir ideoloji ve pratik mümkün mü diye sorsalar hiç tereddüt etmeden hayır derim. Sol, sosyalizm ve devrimcilik bir ideoloji ve siyasi pratik olarak ne kadar imkânsızsa bir imaj olarak o kadar kullanışlı, konforlu ve makbul.
Bu imajın tüm sefasını sonuna kadar süren anlı şanlı muhaliflerimizin ikisinden bahsedeyim:
Can Dündar ve Hayko Bağdat. İkisi de devrimci, ikisi de solcu, ikisi de emekten, haktan, adaletten yana devrimci imajından asla taviz vermiyorlar.
Erdoğan ve AK Parti karşıtlıklarının nedeninin kesinlikle sınıfsal kibir, kültürel iktidarı koruma içgüdüsü, ayrıcalıklarını kaybetmek istememe, pozitivist saplantılar, radikal laiklik takıntısı olmadığını bilakis hak, hukuk, adalet, emek, eşitlik, antiemperyalizm, halkların kardeşliği adına Erdoğan’a ve AK Parti’ye karşı olduklarını hemen her fırsatta dile getiriyorlar.
İkisi beraber ozguruz.org isimli bir haber portalı kurmuşlar. Haber portalı sayesinde Erdoğan rejimi, Erdoğan diktatörlüğü olarak tanımladıkları Türkiye’ye militanca bir muhalefet sergiliyorlar. Tabii Bağdat’a ve Dündar’a sorsak ona militanca muhalefet değil özgürlük mücadelesi derler ama o kadar da farkımız olsun!
Hayko Bağdat sosyal medya araçlığı ile Can Dündar ile birlikte kurdukları mecradan ayrıldığını ilan etti. Bağdat emeği sömürülen çalışanlardan birisinin hikâyesini takipçileri ile paylaşarak ayrılma nedenini açıklamış oldu; beraber çalıştıkları emekçilerin emeklerinin sömürülmesini ayrılmasına gerekçe gösterdi. Ne kadar havalı değil mi?
Kurucusu olduğu mecradan bir emekçinin emeği sömürülüyor diye istifa eden Hayko Bağdat… Ne kadar kahramanca, hatta belki de şövalyece mi demeliydim?
Bağdat’ın paylaştığı metinden ayrılma gerekçesinden başka bir sürü şey de öğreniyoruz. Mesela bu emek sömürüsü “6 aydır 7/24” devam ediyormuş ama nedense Bağdat’ın aklına ayrılmak bugün gelmiş. Ulaş ve Elif (Bağdat ve Dündar’la birlikte ozguruz.org’da çalışan iki emekçi) ilk ay sigortasız çalışmış solcu, devrimci, emekçi, adaletçi, özgürlükçü Hayko Bağdat ses etmemiş; ikinci ay sigortasız çalışmış Bağdat yine ses etmemiş, üçüncü ay sigortasız çalışmış Bağdat yine ses etmemiş, dördüncü ay sigortasız çalışmış Bağdat yine ses etmemiş; beşinci ay sigortasız çalışmış ben yazarken yoruldum Bağdat ses etmezken yorulmamış… Ulaş ve Elif altıncı ay da sigortasız çalışırken Ulaş ofiste bayılınca Bağdat’ın aklı başına gelmiş, emekçi, devrimci, özgürlükçü, solcu olduğunu hatırlamış… Çok şükür…
Daha başka şeyler de öğreniyoruz Hayko Bağdat’ın “şövalyece” istifasından.
Meğerse Can Dündar ve Hayko Bağdat o kadar da özgür değillermiş. Başlarında bir tane Alman patron varmış, finansmanı sağlayan Alman patron çalışanlara Bağdat’ın paylaştığı metinde geçen ifadeyle “it muamelesi” yapıyormuş.
Haklarını arayan çalışanlarına yine Hayko Bağdat’ın paylaştığı metinde geçen ifadeyle “küfür kafir” cevap veriyormuş.
Ve bunlar altı aydır devam ediyormuş.
Hayko Bağdat’a ve Can Dündar’a ülkenizi Almanya’ya satmayın desek; hak, hukuk, özgülük, emek mücadelesinin dini, milliyeti olmaz derler. Meğerse varmış, Alman patronun derdi hak ve özgürlük mücadelesi değil ucuza ve sigortasız çalıştırıp “it muamelesi” yaptığı Türk işçileri Alman çıkarlarına uygun olarak Türkiye’ye saldırtmakmış. Bağdat’ın paylaştığı metinde yazana göre de Can Dündar iyi bir insanmış ama emekçiler kurda kuşa yem olurken çalışanlarının hakkını koruyamamış.
Olsun be… Çok şükür devrimciyiz…
[Takvim, 15 Haziran 2017]
