Mayıs 2023 | Hatay Altınözü'nde deprem konutları projesinin ilk aşaması. (Foto: Ramazan Kaya / AA)

Deprem Sonrası Yeniden Yapılandırmanın Finansmanı

Türkiye'nin bugüne kadar yaşadığı tüm afetlerde edindiği deneyim, özellikle uluslararası kuruluşlardan edindiği mali destek, bu tür felaket zamanlarında çok ihtiyaç duyulan desteği sağlayacaktır. Ancak, alternatif yeni fonlara, yeniden yapılanmayı ve yapılandırmayı finanse etmek için yeni modellere ve yeni bir canlandırma sürecine de kesinlikle ihtiyaç var.

Dünya Bankası, Haziran 2023’ün sonlarında, deprem sonrası Türkiye’ye yardım için planladığı 1,8 milyar doların 1 milyar dolarını onayladı. Bu finansmanın da kamu hizmetleri ve köy konutları gibi temel harcamalara gitmesi planlanıyor. Bunun yanı-sıra, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile birlikte, işletmelere yönelik 450 milyon dolarlık yeni bir proje daha başlatıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bu hafta deprem bölgesine yönelik yeni bir hibe ve faizsiz kredi kampanyası başlattı.

Öte yandan Türkiye, depremin vurduğu bölgede 180 binin üzerinde yeni konut inşaatına şimdiden başlamış durumda. İlk grup evleri de bu yılın Ekim ayına kadar teslim etmeyi planlıyor. Türkiye’nin güneyindeki bu 11 ilde arama kurtarma çalışmaları uzun bir süre önce sonlandı. Yeni barınaklar, daha uzun süreli güvenli evler ve ekonomik aktivitenin canlanması yeni zorluklar. En önemlisi de tüm fiziksel hasarı yeniden inşa etmek için yeni fiziksel ve finansal yatırıma ihtiyaç bulunmaktadır.

Nihayetinde, (ard-arda gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki) iki deprem Türkiye’de tartışmasız büyük bir ekonomik yıkıma ve servet kaybına yol açtı. Bu yüzden de şimdi ekonomiyi yeniden inşa etme zamanı. Ancak, uzun vadede yönetilebilen ve sürdürülebilen kapsamlı bir iyileşme için yeni altyapı, konutlar, beşerî ve fiziki sermaye harcamaları gerekli. Bu çabalar da doğal olarak yeni bir konuyu gündeme getiriyor: Deprem hasarlarını onarmak için yeni finansman bulmak şart.

Bu arada, ortalama 60 milyar dolarlık bir değerle, daha uzun vadeli yeniden inşa maliyeti tahminimiz 45 ila 80 milyar dolar arasında değişiyor. Bu meblağ da esas olarak büyüme düşüşü, enkaz kaldırma, evlerin yeniden inşası, yenileme, işgücü ve beşerî sermaye kayıpları, altyapı ve kamu tesisi maliyetleri gibi doğrudan maliyetleri yansıtır. İkincil harcamalar dikkate alındığında, bu aralık 45 ila 150 milyar $’a çıkabilir.

Depremin Finansmanı

Tüm bunlar birer realite iken, bu uzun yeniden yapılanma sürecinde değerlendirilmeyi bekleyen epeyce finansman seçeneği de var. Daha umut verici yeşil finans seçenekleri, mikro krediler, blokzincir tabanlı yeni finansman modelleri, ICO’lar, daha kadim İslami finansal araçlar, yabancı yatırım çekilmesi, kamu sübvansiyonları, borç bazlı finansman, öz sermaye tabanlı ve öz sermaye dışı kitle fonlaması seçenekleri, yeniden inşa çabalarını finanse etmek için yeni ufuklar açıyor.

Bu arada, bir ön finansman kaynağı (rezerv fonları gibi ex-ante finansman) afetle ilgili maliyetler noktasında kritik avans finansmanı sağlamaya yardımcı olabilir. Ancak, bu opsiyonlar, borç finansmanı, vergilendirme veya diğer uluslararası destekler gibi sonradan finansman (ex-post finansman) araçlarına kıyasla nispeten daha yüksek fırsat maliyetine sahiptirler.

Türkiye, ayrıca, yeniden yapılandırma sürecine yanıt vermek ve finansman sağlamak için önemli bir mali alana da sahip. Sağlam bütçe ve düşük borç/GSYİH oranları, Türkiye ekonomisine ve hükümete yeni kamu finansman sistemlerini harekete geçirmesi için kayda değer manevra alanı sağlıyor. Borç/GSYİH oranları %35’in altında.

2022’de artan vergi tahsilatları sayesinde (%100’ün üzerinde bir artış) bütçe koşulları da fena değil. Örneğin, Temmuz başında, 2023 için yeni bir ek MTV ödemesi, kurumlar vergisinin %20’den %25’e çıkarılması; harçlar, KDV ve değerli kâğıtlar gibi birçok kalemde getirilen yeni vergi artışları da deprem sonrası toparlanma ve yeniden yapılandırmanın finansmanına ciddi katkılar sağlayacaktır.

Deprem bölgesine yönelik vergi teşvikleri ve sübvansiyonlara ek olarak, devlet harcamaları da etkin bir şekilde kullanılabilir. İş sürekliliği ve finansal sektör dayanıklılığı son derece önemlidir. Öte yandan, yeni vergiler (TIF’lerde olduğu gibi) ve devlet harcamaları gibi kamu politikaları da ekonomilerin çok daha hızlı toparlanmasına (yatırım ve talep etkileri aracılığıyla) yardımcı olur.

Ancak, bütçe kaynakları veya iç finansman kesinlikle yeterli olmayacaktır. Bu nedenle, önemli ölçüde uluslararası destek ve mali yardım içeren dış mekanizmalar da beklenmektedir. Örneğin, geniş afet yönetimi uzmanlığına sahip lider bir küresel kurum olarak Dünya Bankası’nın teknik uzmanlığı ve mali desteği kritik olacaktır. Özellikle, Dünya Bankası, ADB, IDB ve EBRD’den alınacak uzun vadeli uluslararası finansal seçeneklerin tümü çok faydalı olacaktır. Ek olarak, acil mali yardım için (doğal afetlerden etkilenen ülkelere) bir Avrupa hatta İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) fonu da ileriye dönük olarak düşünülmelidir.

Bu arada, hangi finansman seçeneklerinin önceliklendirileceğine ilişkin kararlarda ise olası daha az maliyetli ve az bürokratik, daha likit ve doğrudan seçeneklere öncelik verilmelidir. Çok uluslu kuruluşların acil durum fonları, acil mali yardım için mevcut ulusal veya uluslararası fonlar, sigorta araçları daha etkin kullanılabilir. Tahvil veya kredi türü diğer araçlar ise daha uzun vadeli ve daha bürokratik seçeneklerdir.

Bu tür belirsizlik ve güvensizlik dönemlerinde alternatif ödeme yöntemlerine yönelim de artmaktadır. Blokzincir teknolojileri ve kripto ödemeleri, bu tür sınır ötesi ve eşler arası ödeme alanlarından biridir. Bu araç, geleneksel finansal işlemler durdurulduğunda veya askıya alındığında bile para transferlerini mümkün kılar.

Başka bir örnek olarak, şarta bağlı krediler (contingent loans), uluslararası kuruluşlar tarafından felaketten etkilenen dünya ekonomilerine sağlanan düşük maliyetli acil durum kredileridir. Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar tarafından etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca, (borca dayalı bir fonlama yöntemi olarak) özel deprem tahvilleri de şüphesiz kullanılabilir. TIF (Vergi Artıran Fonlama) seçenekleri, yerel makamlara bile çok ihtiyaç duyulan fonları sağlayabilir.

TIP tahvillerinde veya kullandıkça öde seçeneklerinde olduğu gibi tahvil türü borca dayalı finansman yöntemleri, artan vergilerle geri ödenebilir. Uluslararası kuruluşlardan uygun, düşük maliyetli krediler, uluslararası İslami finans fonu seçeneklerine erişim ve sukuk türü tahviller de yeniden inşa çabalarını finanse etmek için faydalı olabilir.

Deprem veya daha geniş kapsamlı afet tahvilleri (CAT tahvilleri) günümüzde birçok uluslararası doğal afet durumunda etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Dünya Bankası da dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlardan gelecek mali yardımlarla hastaneler, yollar, köprüler, okullar, elektrik, su, gaz ve kanalizasyon gibi fiziksel altyapının inşa edilmesi desteklenebilir.

Altyapı yatırımları, inşaat sektörü destekleri, enerji ve tarım sübvansiyonları ile bu bölgeye yönelik büyük bir yerli ve yabancı sermaye girişi, kısa ve orta vadede bölge ekonomisinin canlanmasına yardımcı olabilir. Bu örnekler, bir defaya mahsus vergiler, tahviller ve hatta merkez bankası finansmanı ile de genişletilebilir. Örneğin, Türkiye’de Türk Reasürans’ın ve dolayısıyla da DASK’in ödeme gücü de 117 milyar TL’ye çıkmış durumda. 6 Şubat depremleri nedeniyle, 23 milyar TL’lik bir ödeme yapıldı. Ödemeler devam ediyor.

Büyük resimde, tüm bu deprem sigortaları, belirli deprem vergileri, kişisel tasarruf veya servet, özel banka kredileri, sivil toplum kuruluşları (STK’lar), yerel kamu desteği (Hazine ve diğer kamu kurumlarından) ve dış finansman (uluslararası kuruluşlar ve hükümetlerden) sadece birkaç deprem sonrası yeniden inşa çabaları için potansiyel kurumsal finansman kaynakları örnekleridir.

Dolayısıyla da yardım veya krediler gibi mali sermaye girişleri, güçlü bütçe rakamları, sağlam mali dayanıklılık ve düşük borç/gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) oranları, Türkiye’nin yeniden inşa çabalarında ciddi katkılar sağlayacaktır. Yabancı sermaye girişleri, mali destekler, yeni kamu teşvikleri ve evlerin yeniden inşası, yeni altyapı yatırımları ve işletmelerin yeniden inşası için yapılan devlet harcamaları, daha sonra ekonomik aktiviteyi artırabilir ve olası bir ekonomik daralmayı da sona erdirebilir. Bununla birlikte, arayış muhtemelen esas olarak verimli, zamanında ve daha az bürokratik finansman planları için olmalıdır.

Alternatif olarak, iklime değişikliğine dayanıklı bina stratejileri, yeşil kalkınmaya ve çevre dostu konut projelerine bağlı diğer fonların çekilmesine de yardımcı olabilir. Depreme dayanıklı evler, iklime dayanıklı yeşil binalar inşa etmek, yeşil dönüşüm politikalarına olanak sağlamak ve yeniden yapılanma için teknolojiyi etkin kullanmak, kademeli olarak daha fazla finansal yatırım çekebilir.

Yine de, belki de kapsamlı bir felaketin yeniden inşası ve finansman planındaki ilk adım yeni ve güçlü bir kurumsal altyapı olmalıdır. Ayrıca, böyle bir merkezi otoritenin Türkiye’ye akan mali yardımları da artırması muhtemeldir. Türkiye, daha uzun vadeli fonlar aramak ve kamu bütçesi üzerindeki yeniden yapılanma yükünü azaltmak ve ayrıca şehirlerin, altyapının ve bölge ekonomisinin yeniden inşasını kolaylaştırmak için böyle bir tamamlayıcı kurumu, yeni bir özel fonu (“Afet Yeniden Yeniden İmar Fonu”) inşa etmiş durumda.

Merkez bankası finansmanı da, tıpkı kalkınmacı merkez bankacılığında veya tek seferlik, helikopter para tipi finansmanda olduğu gibi düşünülebilir. Hazine, merkez bankası ve diğer kamu kurumları tarafından koordine edilen geniş çaplı bir kamu harcama ve finansman modeli de bu doğrultuda işe yarayabilir. Bu durum, önceden herhangi bir vergi tahsilatı veya borç ihracı da gerektirmeyecektir.

Türkiye mevcut durumda, etkin afet yönetimi ve yardımların yanı sıra finansmanı kolaylaştırmaya yardımcı olması için kredi genişlemesini ve parasal genişlemeyi de etkin bir şekilde kullandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da Şubat ayında toparlanmayı finanse etmeye destek olma niyetinin altını çizmişti.

Bu arada, bölgesel ve yerel üreticilere ve ticari kuruluşlara finansman sağlamak için uluslararası ve ulusal finans kuruluşlarla ikili ve çok taraflı anlaşmalar imzalanmalıdır. Dikkate değer bir diğer konu olarak, sigortacılık ve menkul kıymetleştirmenin yaygınlaşması sayesinde bankacılık sektörü ve finansal sistem üzerindeki olası olumsuz etkilerin ve kamu kesimi üzerindeki yükün de sınırlanmış olması beklenmektedir.

Politika Yaklaşımları

Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı tüm afetlerde edindiği deneyim, özellikle uluslararası kuruluşlardan edindiği mali destek, bu tür felaket zamanlarında çok ihtiyaç duyulan desteği sağlayacaktır. Ancak, alternatif yeni fonlara, yeniden yapılanmayı ve yapılandırmayı finanse etmek için yeni modellere ve yeni bir canlandırma sürecine de kesinlikle ihtiyaç var.

Rouya Turkiyyah’ta geçen ay çıkan yeni bir makalemde Türkiye’nin deprem sonrası yeniden inşa faaliyetlerinin finansmanına ışık tutuyor. Türkiye’nin, 200 bine yaklaşan yeni konut inşa faaliyetleri ise, finansmanın doğru yönetilebileceğini göstermektedir.

Bu arada, Türkiye’de hükümet bölgenin yeniden inşası için büyük miktarda fon ve kamu kaynağı seferber etmişken, (seçim kampanyaları sırasında) muhalefetin ise mali açıdan sağlam, somut finansman planlarının olmaması ilginçti. Yeni evlerin ücretsiz olarak teslim edilmesinden bahsettiler, ancak bunu nasıl finanse etmeyi planladıkları hala net değildi.

Muhalefet, son seçim sürecinde, iyi bir akademisyen ekibine de sahipti (çok daha önce yapmaları gerektiği gibi), ancak yine de, özellikle büyük çaplı depremlerin yeniden inşasını nasıl finanse edecekleri konusunda somut planlar sunamadı. Politika yapıcıların, fazlasıyla muğlak olan “israf ve yolsuzluktan elde edilen kaynaklar” retoriğinin ötesinde düşünmeleri gerekiyor. Bu tür felaketlerin kalkınma ve yapısal dönüşüm hedeflerini zayıflatmasına izin veremeyiz.

[Sabah, 8 Temmuz 2023]

Etiketler: