Denemekle Olmuyor

Kılıçdaroğlu'na bir şeyler oluyor. Kendini daha fazla cepheye sürer hale geldi. Yeni yöntem denemeleri var. Sürekli kendi kişiliği üzerinden siyaset yapma eğilimine girdi.

Kılıçdaroğlu’na bir şeyler oluyor. Kendini daha fazla cepheye sürer hale geldi. Yeni yöntem denemeleri var. Sürekli kendi kişiliği üzerinden siyaset yapma eğilimine girdi.

Sanırım 2019 seçimlerine hazırlanıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu modelinin yerine Kılıçdaroğlu modelini düşünüyor olsa gerek. CHP siyasetini kendine indirgemeye ve kendi kişiliği üzerinden bir lider inşa etmeye çalışıyor.

Ankara’dan İstanbul’a yaptığı yürüyüşle başladı. Kendini öne çıkarıyor.

Bazen mağdur gibi davranıyor.

Bazen celalleniyor. Bir arayış içinde olduğu çok açık. Daha etkin bir liderlik arayışı bu.

Çeşitli semboller özenle seçiliyor.

Denemeler yapılıyor. “Adalet” ve “yürüyüş” ilk denemenin iki kilit kavramıydı. Bir yanıyla kimsenin itiraz edemeyeceği ama içeriği çok doldurulmamış muğlak bir kavram olan adalet bilerek seçildi. Adaletten kastın ne olduğu hiç açıklanmadı. Kimin için adalet arandığı söylenmedi. Bu yönüyle kurucu değil yıkıcı bir yöntem tercih edilmiş oldu. Yani asıl mesele sınırları ve hedefi belirlenmiş bir adalet arayışı değil, hükümete karşı olan herkesi tek bir bayrak altında toplamaya yönelik siyaset arayışıydı. Adalet gibi geniş bir kavramla kendisinden olmayan geniş kitleleri Erdoğan karşıtlığında birleştirmek istedi.

Bunun yanına bir de yürüyüş eklendi.

Gandi ismi ve karizması taklit edilmek istendi. Buradan pasif agresif bir liderlik inşa edilecekti. Gandi şiddet içermeyen, pasif bir saldırganlık üretebilmişti.

Aynısını üretmek iyi bir fikir gibi görünmüş olabilir.

Sonra Kılıçdaroğlu’nun MİT TIR ‘ları davasından hüküm giyen Enis Berberoğlu ile ilişkisi gündeme geldi. Berberoğlu’nun basına sızdırdığı belgeleri Kılıçdaroğlu’ndan aldığı ima edildi. Kılıçdaroğlu hemen aradığı fırsatı bulmuşçasına bir mağduriyet ve kahramanlık söylemi üretmeye çalışıyor.

Tutuklanacak olursam muhalefet güçlenir diyor. Yine tam karar verebilmiş değil. Mağdur rolünü mü oynayacak yoksa sertleşecek mi? Öyle olunca da ikisini birden deniyor. Zaman zaman mağdurluk iması yaparken zaman zaman da cesaret gösterilerine girişiyor.

Kılıçdaroğlu bir arayış içerisinde kendini lider yapmak için piyasadaki tüm basmakalıp hikayeleri teker teker deniyor. Erdoğan mağdurdu yükseldi diye düşünüp mağduriyete oynuyor.

Erdoğan’ın dik durduğu aklına gelince kahramanlık gösterisi yapıyor. Gandi’ye benziyorsun dediklerinde yola düşüyor.

Maalesef hepsi pek bir taklit pek bir suni görünüyor.

Ama bunların hiçbiri “atlet” denemesi kadar trajik değildi. Seçmene yaklaşmayı ve dokunmayı çok yanlış anlamış olsa gerek. Gecekonduya ayakkabılarıyla girme komedisinde olduğu gibi yine baltayı taşa vurdu.

Özenle piyasaya sürülmek istenen bu atletli pozu gördüğümde hiçbir faninin kendine bu kötülüğü yapamayacağını düşündüğümden fotomontajdır diye düşündüm. Birileri şaka yapıyor galiba dedim. Ama sonra baktım ki “iletişim stratejisiymiş.” Gerçekten söyleyecek söz bulamıyorum. Atletli poz vererek halkı kazanacağını sanmak nasıl bir bakıştır? Bu pozu vermek için toplumun değer ve düşüncelerinden çok uzak ve iletişim stratejisinde çok yapmacık olmak gerekir. Doğal ve sahici hiçbir lider adayı o görüntüden sevimli bir liderlik çıkaramayacağını bilir. Neden diye soran olursa basitçe söyleyeyim.

Bu görüntü çirkinlik ve saygısızlık olarak görülür. Lider adayına yakıştırılmaz. Bunu bilmeyen siyasetçi boş yere deneme yapmasa iyi olur. Fakat sanırım Kılıçdaroğlu’nun Türk halkına dair bilgisi halkı aşağılamaya ayarlı karikatür dergilerine ve köşe yazarlarına dayanıyor. Ancak onların tarifinde vatandaş böyle resmedilir.

Kimse kusura bakmasın ama bu haliyle ben Kılıçdaroğlu’nu hevesli ama yeteneksiz bir öğrenciye benzetiyorum.

Piyasada ne kadar başarı hikâyesi varsa hepsini derleyince ve çok çalışınca olacağını zannediyor. Maalesef işin aslı öyle değil. Vermeyince Mabud neylesin Mahmud.

Olmayınca olmuyor. İğreti duruyor.

[Takvim, 23 Ağustos 2017]

Etiketler: