CHP Muhalefetteki Değişimi Anlamıyor

31 Mart yerel seçimlerine 56 gün kala siyasi rüzgâr Cumhur İttifakı lehine esiyor. Cumhur İttifakı bu seçimde de ittifak yapısını korurken (bu satırlar yazılırken YRP'nin kararı henüz belli değildi) muhalefet işbirliği yapamadan sandığa gidiyor. 2019 ve 2023 seçimlerinde ittifak kurabilen CHP'nin önünde bu seçimde sadece DEM Parti ile bazı şehirlerde işbirliği yapma fırsatı kaldı. İstanbul özelinde CHP-DEM Parti işbirliği gerçekleşirse bunun İmamoğlu etkisi ile olacağı açık. Bu da İmamoğlu'nun sadece Cumhur İttifakı tarafından değil İyi Parti tarafından da "demlenmekle" ilgili eleştirilere muhatap olacağını düşündürüyor. Kaldı ki DEM Parti'den gelen sinyaller (Başak Demirtaş'ın adaylığı ihtimali) İstanbul da bile CHP'nin yalnız başına kalabileceğini gösteriyor. Böylece CHP için geriye "partilerle olmayan işbirliğini seçmen tabanında yapma" seçeneği kalıyor. Ancak bu seçenek için bile süreç yönetimi çok dağınık ve aleyhte gidiyor.

31 Mart yerel seçimlerine 56 gün kala siyasi rüzgâr Cumhur İttifakı lehine esiyor. Cumhur İttifakı bu seçimde de ittifak yapısını korurken (bu satırlar yazılırken YRP’nin kararı henüz belli değildi) muhalefet işbirliği yapamadan sandığa gidiyor. 2019 ve 2023 seçimlerinde ittifak kurabilen CHP’nin önünde bu seçimde sadece DEM Parti ile bazı şehirlerde işbirliği yapma fırsatı kaldı. İstanbul özelinde CHP-DEM Parti işbirliği gerçekleşirse bunun İmamoğlu etkisi ile olacağı açık. Bu da İmamoğlu’nun sadece Cumhur İttifakı tarafından değil İyi Parti tarafından da “demlenmekle” ilgili eleştirilere muhatap olacağını düşündürüyor. Kaldı ki DEM Parti’den gelen sinyaller (Başak Demirtaş’ın adaylığı ihtimali) İstanbul da bile CHP’nin yalnız başına kalabileceğini gösteriyor. Böylece CHP için geriye “partilerle olmayan işbirliğini seçmen tabanında yapma” seçeneği kalıyor. Ancak bu seçenek için bile süreç yönetimi çok dağınık ve aleyhte gidiyor.

***

2023 seçimlerinde 6’lı masayı toparlayabilse bile CHP, “Kim cumhurbaşkanı adayı olsun?” tartışmaları ile seçime gitmişti. Aynı zaaf şimdi CHP’de “Adayları kim belirliyor?” tartışması ile kendisini gösteriyor. Aday gösterilmeyen belediye başkanlarından gelen “Partide çok açık şekilde Kürt ve Alevi tasfiyesi yapılıyor” ya da “Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler tasfiye ediliyor” eleştirileri iktidarın ya da diğer partilerin verebileceği rahatsızlığın ötesine geçecek mahiyette. Genel başkan değişimi yeni bir siyasi hava getirmediği gibi parti içi iktidar çekişmesi ve “benim adamım değişimi” polemikleri CHP gündemini oluşturuyor.

CHP’de iç gündemin seçimleri kazanmak yerine kendine yakın ismi aday yapma kapışmasına dönmesi, yani 1 Nisan’da ne olacağına kayması tabanı umutsuzluğa sürükleyecek bir durum. İyi Parti’den gelen sert eleştirileri de bu manzaraya eklediğinizde kampanya sürecinde CHP’nin toparlanması zor görünüyor. Önceki müttefikleri ile yaşadığı tartışmalar CHP’yi iktidarın söylemleri karşısında da zayıflatıyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Bursa’daki konuşmasında “Müttefiklerine hoyratça davrananların şehirlerimize şefkat göstermesi mümkün mü?” argümanını tedavüle soktu bile.

***

İyi Parti, CHP’den ayrışma tercihini pekiştirmek durumunda. Partisinin afişlerinin billboardlara asılmasının İBB tarafından engellenmesini “Bizi engelleyen Beştepe değil Saraçhane” cümlesiyle eleştiren Akşener’in İmamoğlu’na karşı daha sert söylemler kurması mümkün. Hatta İyi Parti’nin seçmenini kendi adayına (Buğra) çekmesi için de bu tür eleştirileri yükseltmeye ihtiyacı var. İstanbul ve Ankara’da İyi Parti, seçmenini CHP’li adaylara oy vermekten vazgeçiremezse seçim akşamından itibaren CHP medyası “hür ve müstakil siyaset arayışının iflasından” bahsedecek.

***

Muhalefet partilerinin tek başına seçime girmesi muhalefetin siyasi topoğrafyasını değiştiriyor. “CHP ile işbirliği” mecburiyetinden kurtulan partiler yerel seçimlerde kendi oylarını konsolide etmenin derdinde. İyi Parti ile başlayan bu tercih yeni bir duruma işaret ediyor. CHP çevreleri yaşanan dönüşümü anlamayarak hâlâ diğer muhalefet partilerinin tek başına seçime girmelerine “CHP’ye kaybettirmek” diyorlar. Halbuki Mayıs 2023 seçimlerindeki yenilginin en somut sonucu şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında birleşmek artık bir tutkal değil ve zaten kaybettiriyor. Bu yüzden İyi Parti’ye, SP’ye, Memleket Partisi’ne, Zafer Partisi’ne hatta belki DEM Parti’ye “Neden iktidarı değil de CHP’yi eleştiriyorsunuz?” demek sadece çaresizliğin beyanı. Özel-İmamoğlu ikilisi yönetimindeki CHP, Kılıçdaroğlu’nun 2019 ve 2023’te kurduğu ittifak/işbirliği ile kıyaslanamayacak kadar yalnız bir konumda. Muhalefet partileri ise 2028’e hazırlık yapıyor.

[Sabah, 3 Şubat 2024]

Etiketler: