Birleşik Arap Emirlikleri, Yeni Bölgesel Dengeler ve İhvan

İslami hareketler, özellikle de Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketi, Ortadoğu'da hız ve güç kazanırken, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed el Nahyan, Birleşmiş Milletler'de örgütün Körfez ülkeleri için tehdit oluşturduğunu ilan etti ve Körfez ülkelerine örgüte karşı birlikte mücadele etme çağrısı yaptı. Son dönemde BAE'de İhvan'la bağlantılı olduğu ileri sürülen Islah Hareketi'ni hedef alan operasyonların sayısı arttı, özellikle Arap isyanları başladıktan sonra harekete üye olan onlarca kişi tutuklandı. 2012 yılında Islah Hareketi'ne mensup 60 kişi tutuklandı ve bu tutuklamalar 2013'te de devam etti. Son gelişmelerden hareketle BAE'nin bölgedeki siyasi gelişmeleri iyi okuyamadığını, İslamcı hareketler lehine değişmeye başlayan güç dengesine rağmen bu şekilde tepki göstermesinin rejimin korkularını açığa çıkarmakla beraber kırılganlığına da işaret ettiğini söylemek mümkündür.

İslami hareketler, özellikle de Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketi, Ortadoğu’da hız ve güç kazanırken, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed el Nahyan, Birleşmiş Milletler’de örgütün Körfez ülkeleri için tehdit oluşturduğunu ilan etti ve Körfez ülkelerine örgüte karşı birlikte mücadele etme çağrısı yaptı. Son dönemde BAE’de İhvan’la bağlantılı olduğu ileri sürülen Islah Hareketi’ni hedef alan operasyonların sayısı arttı, özellikle Arap isyanları başladıktan sonra harekete üye olan onlarca kişi tutuklandı. 2012 yılında Islah Hareketi’ne mensup 60 kişi tutuklandı ve bu tutuklamalar 2013’te de devam etti. Son gelişmelerden hareketle BAE’nin bölgedeki siyasi gelişmeleri iyi okuyamadığını, İslamcı hareketler lehine değişmeye başlayan güç dengesine rağmen bu şekilde tepki göstermesinin rejimin korkularını açığa çıkarmakla beraber kırılganlığına da işaret ettiğini söylemek mümkündür.

İhvan’ın Körfez ülkelerindeki geçmişini incelediğimizde, Nasır döneminde örgütün Mısır’da yasaklanması üzerine üyelerinin büyük çoğunluğunun tutuklanmasının ve bir kısmının da yurtdışına kaçmasının başlangıç noktası olduğunu görürüz. BAE henüz İngiltere’den bağımsızlığını kazanmadan önce ülke topraklarına giden İhvan üyeleri, bağımsızlık sonrası 1974’te Dubai Emiri Şeyh Raşid bin Said el Mektum’un onayıyla el-Islah, Islah ve Toplumsal Rehberlik Kurumu, hareketini kurdu. Hareket devletin kuruluş yıllarında spor, kültür ve yardım faaliyetleri yürüten aktif bir sivil toplum kuruluşuydu.(1) Hareketin üyeleri ilerleyen yıllarda özellikle eğitim ve hukuk alanında, bakanlık seviyesine ulaşan etkili pozisyonlara geldiler. 1990’larda hareket, öğrenci birliklerinde, öğretmen ve avukatlar sendikalarında etkin oldu. Şunu belirtmekte fayda var ki İhvan üyeleri Körfez ülkelerine giderken BAE birinci tercihleri olmamıştı. Bunun sebebi BAE’nin petrol ihracatına henüz başlamamış olmasıydı. Mısır’dan gelen İhvan üyelerinin sayısı az olmasına rağmen İhvan BAE’de yerel halkın ilgisini çekmeyi başarmış ve destek toplamıştır.(2) 1994 yılı Islah hareketi için sıkıntılı zamanların başlangıcı oldu. 94’te Mısır’ın terörist ilan ettiği bir grubun BAE’deki Islah hareketi tarafından desteklendiğini ileri sürmesi üzerine bir soruşturma başlatıldı. Bunun üzerine BAE yönetimi Islah hareketini tasfiye etme, bilhassa eğitim ve yargıda faaliyet gösteren mensuplarını görevden alma kararı aldı. 1994 yılından sonra hareketin yasal dernek ve kuruluşları kapatıldı, faaliyetleri engellendi. 2000’li yıllarda hareketin sistemsel etkisinin artmasını engellemek için eğitim bakanlığında görev yapan 170 üyesinin görevine son verildi.(3) Islah’ın resmi kurumlarının kapatılması ve faaliyetlerinin yasaklanması iktidarla ilişkide yeni bir sürecin başladığını gösteriyordu.

Üyelerinin önemli bir kısmı insan hakları aktivisti, avukat, öğretmen ve öğretim görevlilerinden oluşan Islah hareketi, diğer ülkelerdeki İhvan hareketleriyle benzer olarak, İslami bir söylem yerine daha liberal bir söylem kullanarak ve sınıf farklılıklarına dikkat çekerek(4) faaliyetlerine devam etti. Islah hareketine mensup 63 kişi Arap isyanlarından da cesaret alarak Mart 2011’de temsil gücü daha yüksek ve yetkileri olan bir parlamento istediklerini belirten bir bildiri yayınladı ve birkaç ay sonra bu gruptan, aralarında Islah lideri Şeyh Sultan bin Kayed el Kasımi’nin de bulunduğu, 60 kişi tutuklandı. Takip eden süreçte başka Islah üyeleri de sebepleri belirtilmeden tutuklandı ve aileleriyle görüşmeleri engellendi.

BAE’de ’94’te gerilmeye başlayan, 2006’dan bu yana devlet kademesinde tasfiyelere kadar uzanan mücadele özellikle Arap isyanlarından sonra harekete karşı resmi bir tavra dönüştü.

2013’ün Ocak ayınca BAE’de yönetimi ele geçirme teşebbüsüyle suçlanarak tutuklanan ve hâkim, avukat, akademisyen ve üniversite öğrencilerinden oluşan 94 kişilik grup mahkemeye sevk edilmişti. 94 tutuklunun davasıyla ilgili olarak Islah Hareketi’nin rejimi yıkmak amacını taşıdığı ve ülkenin güvenliğini tehlikeye soktuğu iddia edildi. İlave olarak tutukluların bir kısmının bu amaca ulaşmak için Mısır ve Katar’daki İhvan üyeleriyle görüştükleri, devlet içerisinde devlet kurmaya çalıştıkları belirtildi. Islah örgütünün gizli toplantılar düzenleyerek ve özellikle sosyal ağlar üzerinden propaganda yaparak yönetimi devirme çabasında olduğu da ileri sürüldü.(5) Mart ayında görülmeye başlanan davaya Uluslararası Hukukçular Birliği gözlemcilerinin alınmasına izin verilmedi. Son olarak BAE Milli Meclis Kanun Komisyonu şiddet ve terör yanlısı, aşırılar, olarak değerlendirilen dini örgüt ve hareketlerle mücadele için bir merkez kurma kararını onayladı. BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid eğitim yoluyla radikal fikirlerle mücadele etme konusunda kararlı olduklarını ve bu amaçla ‘Hediye’ Merkezini kurduklarını ifade etti.(6) Mahkemeye ulusal ve uluslararası gözlemcilerin alınmasının yasaklanması, bu kişilerin gerçek bir tehdit mi olduğu yoksa tehdit havası verilerek örgüt etrafında organize olabilecek potansiyel muhalefeti engelleme çabası mı olduğu sorusunu gündeme getirdi.

BAE’de 94’te gerilmeye başlayan, 2006’dan bu yana devlet kademesinde tasfiyelere kadar uzanan mücadele özellikle Arap isyanlarından sonra harekete karşı resmi bir tavra dönüştü. Bütün Körfez ülkelerinde İhvana tepkiler ve hareketin potansiyeli aynı olmamakla birlikte sergilenen bu tutum genel olarak bütün Körfez ülkelerinin isyan dalgasını kendisinden uzak tutmaya çalıştığı düşünüldüğünde sürpriz sayılmaz. Zira bölge ülkelerinde önemli bir siyasi aktör konumuna yükselen İhvanın Körfez monarşileri için tehdit oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu, tek başına ihvanın sebep olduğu bir tehdit değildir fakat halkların kendi gücünü göstermiş olması, sosyal medyada artan muhalefet, Körfez’de artan memnuniyetsizliğin uzun vadede eyleme dönüşmesine örnek teşkil edebilir. İhvan da organizasyon kabiliyeti, direnç potansiyeli ve bölgesel etkisinin artmasından faydalanarak Körfez monarşilerin de devrime öncülük etme ve destekleme potansiyeline sahiptir. Nitekim BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah’ın “Müslüman Kardeşler ulus devletin sınırlarını ve egemenliğini tanımayan ve hatta ulusal birliğe zarar veren bir örgüttür. Dolayısıyla ülkelerin içişlerine karışmak onlar için garip değil” sözleriyle harekete bakışı çok iyi özetlemektedir.(7)

BAE’nin bölgesel gücü ve ulusal desteği bu kadar artan bir örgüte karşı, uzlaşmacı değil de baskıcı bir siyaset izlemesi ise uzun vadede ülkeyi zora sokacak bir duruma sürükleyebilir. Oysa değişen dengeler bağlamında uluslararası tepkilere de sebep olan baskıcı politikalar yerine siyasi parti kurma ve gösteri yapma yasağını kaldırmak, ekonomik küreselleşmeyle paralel olarak siyasal açılımlar yapmak daha akılcı hamleler olacaktır.

  1. Pekka Hakala, “Opposition in the United Arab Emirates,” European Parliaments, 15 Kasım 2012, s.2
  2. Birol Başkan, Polis Müdürü ve Şeyh: Birleşik Arap Emirlikleri’nin İhvan’la İmtihanı, Ortadoğu Analiz, Kasım 2012, 4:47, s.82.
  3. Samir Salama, “Rise and fall of Muslim Brotherhood in UAE,” Gulf News, 13 Nisan 2013.
  4. Yedi Emirlik arasında en fakir olan Ras El Hayme’de örgüte desteğin yüksek olması bu açıdan bakıldığında daha anlamlı olacaktır.
  5. Abdullah Rasheed, “First session of national security case begins,” Gulf News, 4 Mart 2013.
  6. Samir Salama, “UAE cabinet approves counter-terrorism centre,” Gulf News, 10 mart 2013.
  7. Samir Salama, “Shaikh Abdullah slams Muslim Brotherhood,” Gulf News, 8 Ekim 2012.
 
Etiketler: