27 Mayıs 2020 | İran'ın Venezuela'ya gönderdiği petrol yüklü beş tankerden üçüncüsünün Venezuela kara sularına girdiği açıklandı. (AA)

Bir İran-Venezuela Hikâyesi: Emperyalizme Karşı Nasıl Mücadele Edilmez?

Son günlerde uluslararası medyanın gündemine yansıyan haberlerden biri İran’ın 5 akaryakıt tankeri göndererek ABD baskısı altında sıkışan Venezuela’ya yardım ettiğine dair haberler oldu.

Son günlerde uluslararası medyanın gündemine yansıyan haberlerden biri İran’ın 5 akaryakıt tankeri göndererek ABD baskısı altında sıkışan Venezuela’ya yardım ettiğine dair haberler oldu.
Tankerlerden ikisinin, muhtemel bir Amerikan müdahalesine karşı Venezuela hava ve deniz kuvvetlerinin eskortluğunda bu ülke limanlarına ulaştığı, diğerlerinin ise henüz yolda olduğu ifade ediliyor. Amerikan yargısının Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya karşı “uyuşturucu kaçakçılığı” suçlamasının ardından Trump yönetimi Venezuela kıyılarına askerî güç gönderme kararı almıştı.
Trump’ın bu kararı, ABD’nin daha önce Panama’ya yaptığı ve Küba’ya yapmaya çalıştığı gibi, Venezuela’ya askerî müdahalede bulunmaya yönelik hazırlığı olarak yorumlanmıştı.
Venezuela’ya akaryakıt “yardımında” bulunan İran tankerleri haberlerine baktığımızda, meselenin birçok farklı açıdan yorumlanabileceğini görürüz.

Dünyanın ispatlanmış petrol rezervleri açısından ilk sırada yer alan ülkesine bu açıdan dördüncü sırada bulunan ülkesinin 12 bin kilometre uzaktan gönderdiği benzin tankerleriyle yardımda bulunması başlı başına garip bir olay.

Her iki ülkenin sahip oldukları zengin enerji kaynaklarının bu yaptırımlarla ilgisi üzerine uzun analizler yapılabilir.

Yine her iki ülkenin ideolojik kimliklerinin, maruz kaldıkları yaptırımlarla ve yaptırımlar karşısında geliştirdikleri dayanışmayla ilişkisi üzerine de çok şeyler söylenebilir.
Benzer şekilde, dünyanın en fazla petrol rezervlerine sahip ülkesi olan Venezuela’nın nasıl olup da dışarıdan gelecek akaryakıta ihtiyaç duyduğuna dair de derin tahliller yapılabilir.
ABD ve müttefiklerinden bazılarının bu iki ülkeye yönelik yaptırımlarının hukuksuzluğu üzerine de geniş yorumlar yapılabilir.

Amerikan yaptırımları altında ezilen İran’ın, bu ülkenin yaptırımları karşısında daha çok ezilen Venezuela’ya akaryakıt göndermesi sadece bir yardım faaliyeti değil kuşkusuz. Bu teslimat karşısında İran’ın Venezuela’dan yüklü miktarda altın aldığına dair haberler de söz konusu.

Ancak yine de ABD tarafından bu şekilde kıskaca alınmış Maduro yönetimine, çok ihtiyaç duyduğu akaryakıtı göndermeyi göze almak her şeye rağmen ciddi bir yardım faaliyeti ve dayanışma örneğidir.

ABD’nin uluslararası hukuku hiçe sayarak, hedef seçtiği ülkelere yönelik uyguladığı güç ve baskı politikasına karşı direnen bütün ülkeler gibi, Venezuela ve İran’ın direnç göstermeleri ve bu yolda birbirleriyle dayanışma içerisinde olmaları takdire şayandır. İran’ın Venezuela’ya desteğini de bu kapsamda değerlendirmek gerekir.

Bu tavrı, uluslararası siyasal sistemin haksız yapısına bir isyan olarak da okumak mümkündür.

Ancak her iki ülkenin de ABD merkezli uluslararası sisteme başkaldırıları sonrası düştükleri duruma bakıldığında, emperyalizme karşı mücadelenin nasıl olmaması gerektiğine dair dersler çıkarabiliriz.

Her şeyden önce Amerikan müdahaleciliğine karşı çıkışı tek başınıza ya da çok az sayıda ve etkisiz müttefikle yapmamanız gerekir. Müttefiklerinizin sayısını mümkün olduğunca geniş tutmanız gerekir. Mesela İran’ın bu mücadelesinde Türkiye gibi, benzer sorgulamayı yapan bir ülkeyi kazanamaması Tahran açısından büyük bir başarısızlıktır.

İkinci olarak, ABD ile birlikte bütün uluslararası aktörleri ve kurumları karşınıza almaktan kaçınmanız gerekir. Venezuela’ya karşı Amerikan yaptırımlarına Washington’un Latin Amerika ve Avrupa’daki müttefiklerinin neredeyse tamamının katılıyor olması Maduro yönetimi için ciddi bir başarısızlıktır.

Üçüncü olarak, ABD karşısında sırtınızı yasladığınız aktörlerin güvenilir olması gerekir. Çin ve Rusya gibi aktörlerin yeterince güvenilir “dostlar” olmadığı ve Amerikan baskısı karşısında verdikleri desteğin yetersiz kaldığı hem İran hem de Venezuela örneklerinde görüldü.

Dördüncü olarak, dış baskı karşısında içeride dayandığınız, millet bilincine ve bağımsızlık ruhuna sahip sağlam bir halkın olması gerekiyor. İran ve Venezuela yönetimlerinin bugüne kadar devrilmemesi bu konuda kısmen başarılı olduklarını gösterse de, her iki ülkede zaman zaman yaşanan geniş kapsamlı gösteriler bu açıdan da sorun olduğunu gösteriyor…

[Türkiye, 27 Mayıs 2020]

Etiketler: