Bilmece Çözülmedi

Amerika hala her yöne dönebilir..

Her ulusal güvenlik belgesinin bir amacı, bir aracı bir de yöntemi olur.
Ama Trump’ın ulusal güvenlik belgesinde amaç muğlak, araç net, yöntem ise hiç yok.

HEDEF MUĞLAK
Belgede amaç büyüme ve zenginleşme.
Bu amaca yönelik tehdit olarak görülen revizyonist ülkeler Çin ve Rusya’dır.
Haydut devletler ise Kuzey Kore ve İran’dır. Üçüncü tür tehdit olarak ise “cihatçı teröristler” ifadesi muğlak biçimde kullanılmıştır. Dolayısıyla güvenlik belgesi bunların hepsini Amerikan çıkarlarına açıkça düşman olarak görüyor. Fakat hangisini öncelediği belli değil. Bu nedenle stratejik tehdit tanımının muğlak kaldığı söylenebilir. Yani Amerika hala her yöne dönebilir.

ARAÇLAR NET 
Belgenin en net unsuru ise araçları.
Güç kullanımı hiçbir ulusal güvenlik belgesinde olmadığı kadar merkezi bir rol oynuyor. Ve ilk tercih olarak sunuluyor.
Gelenekte askeri güç diplomasi işe yaramadığında baş vurulacak bir unsur olarak görülür. Ama bu belgede diplomasi askeri gücün arkasına itiliyor. Bu açıdan bakıldığında Amerika’nın en yoğun başvuracağı aracın askeri güç olduğu düşünülebilir. Amerika’nın kullanacağı kendi araçlarına ilaveten kuracağı ittifaklar konusu da gayet net biçimde ele alınmış.
BM gibi uluslararası örgütleri ya da NATO gibi uzun vadeli ittifakları kullanmak yerine “çok taraflı forumları” kullanacağını açıkça söylüyor. Yani “arzu eden partnerlerle” kısa süreli ve konu bazlı işler yapılabilir. Amerika hiçbir ortağına karşı sorumlu değildir. Yarın başka bir grupla başka bir forum kurulup bir önceki forumun ortakları göz ardı edilebilir.
Amerika müttefiklerine karşı sorumlu değildir. Karşılığını almadan hiçbir şey vermeyecektir. Bu da aslında Amerika’nın hep almak isteyeceği ve karşılığını ödemeyeceği şeklinde de yorumlanabilir.

YÖNTEM YOK 
Belgenin en eksik olduğu taraf ise yöntemidir. Belge bu araçları bu amaç uğrunda nasıl kullanacağına dair hiçbir açık ifade barındırmıyor. Yani dış politika davranışı belirlenmiş değil. Tehditlere ve düşmanlara karşı sınırlandırma, yayılma, maliyeti başkasına yükleme, zorlama, caydırma, esnek cevap, peşine takılma gibi yöntemlerden hangisini izleyeceğine dair hiçbir fikir vermiyor. “Amerika’nın büyüklüğüne sorun olan ülkelerle mücadele edeceğiz” fikri var. Ama mücadelenin tutarlı bir yöntemi yok. İran’a karşı sınırlandırma mı yoksa önleyici saldırı mı tercih edilecek? Çin’e karşı ambargo mu, yoksa çevreleme mi izlenecek? Bu tür yöntemlerin her biri ayrı anlam ifade eder ve farklı sonuçlar doğurur. Fakat belge bunlardan hiçbirine eğilim göstermiyor.
Yani esasında Amerikan dış politikasının hatları belirlenmiyor. Trump’ın belgesi bir bilmeceyi çözmüyor. Amerika hala öngörülemez kalıyor. Bu da dünya siyasetinin savrulmaya devam edeceği ve krizlerle şekilleneceğini gösterir.
Bu şartlar altında Türkiye ve benzeri ülkeler Trump’ın hangi hedefe odaklanacağı ve araçlarının nasıl kullanacağı konusunda emin olamaz.
Yani Çin, Rusya, İran, Kuzey Kore ve terörizm gibi aktörlerin her biri ayrı türden hedefledir. Ve bunlardan birine yönelen Amerika Türkiye için farklı sonuçlar üretir. İran’a yöneldiğinde Türkiye tercihe zorlanır. Çin’e yöneldiğinde Türkiye daha az kıymetli bir partner konumuna düşebilir çünkü ağırlık merkezi Uzak Asya’ya kayar.
Türkiye Suriye gibi alanlarda Rusya ile tek başına yüzleşmek zorunda kalabilir.
Rusya’yı hedefe alması ise Türkiye’yi daha kıymetli bir partner konumuna sokabilir. Ama Müslüman Kardeşler ve Sünni grupları hedefe oturtursa, o zaman Amerika İran ve Rusya ile yakınlaşabilir.
Bu da Türkiye’nin yalnızlaşması sonucunu doğurabilir. Yani kısaca henüz bu konu netleşmiş değil. Amerika bunların hepsinden rahatsız olabilir fakat en fazla ikisini hedefe oturtabilir, hepsini birden değil. Bu konu çözüme kavuşmadan Türkiye’nin de siyasal ve stratejik hedeflerini belirlemesi maalesef mümkün görünmüyor. Bu çok can yakıcı. Ama şimdilik başka alanlara odaklanıp hayatın Amerika’yı başka düşmanlara doğru sürüklemesini beklemek en güvenli yol.

[Takvim, 27 Aralık 2017]

Etiketler: