8 Şubat 2023 | Başkanlık dönemindeki ikinci "Birliğin Durumu" konuşmasını yapan 80 yaşındaki ABD Başkanı Joe Biden, Amerikan tarihinde bu konuşmayı yapan en yaşlı başkan olarak tarihe geçti.

Biden’ın Ekonomi Odaklı ‘Birliğin Durumu’ Konuşması

Dış politika temalarının belki de en az yer aldığı Birliğin Durumu konuşmalarından birini yapan Biden, Ukrayna’ya desteğe devam sözü verdi ve Çin casus balonunun vurulmasını ABD’nin egemenliğine halel gelmeyeceği ekseninde değerlendirerek geçiştirdi. Küresel bir strateji ortaya koymaktan uzak duran Biden, hem Rusya hem Çin meselelerini içerdeki ekonomik etkileri üzerinden değerlendirmeyi tercih etti.

Türkiye tarihte eşine az rastlanır bir deprem felaketiyle mücadelenin daha ilk günlerinde büyük bir mücadele örneği veriyor. Halkımızın seferber olması ve devlet kurumlarının tam mobilizasyonu arama ve kurtarma operasyonlarının hızını yavaşlatan kış koşullarına rağmen çok daha fazla iyi haber gelmesi için ümit veriyor. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkemize tekrar geçmiş olsun.

***

Amerikan başkanlarının Kongre’nin Senato ve Temsilciler Meclisi kanadının ortak oturumunda her sene başında gerçekleştirdiği ‘Birliğin Durumu’ konuşması, Amerikan siyasetinin önemli geleneklerinden biri. Kongre’ye hitap, Başkan’ın Amerikan Anayasası’nın 2. maddesinin zorunlu kıldığı ‘Başkan’ın Kongre’ye ülkenin durumuyla ilgili bilgi verme ve önerilerini sunma’ yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlıyor. Başkan her iki parti senatörleri ve temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada önümüzdeki yılın yasama gündemi önceliklerini sıralayarak destek istemesine rağmen, Kongre’nin iki kanadında hangi partinin çoğunlukta olduğu yasama sürecinin gidişatı üzerinde belirleyici oluyor.

Bu yılki Birliğin Durumu konuşmasını 7 Şubat Salı akşamı gerçekleştiren Biden’ın karşısında bölünmüş bir Kongre vardı. Kasım ara seçimlerinde Demokratların 51’e 49 da olsa Senato hâkimiyetini ve Cumhuriyetçilerin de Temsilciler Meclisi’nde 222’ye 212 çoğunluk sağlamış olmaları, Başkan’ın istediği yasaların geçmesi için Cumhuriyetçilerin önceliklerinin dikkate almasını zorunlu kılıyor. Biden bu dengeyi gözeten bir konuşma hazırlamıştı zira zaman zaman Cumhuriyetçilere rest çekse de birlikte çalışma mesajları vermekten geri durmadı. Önümüzdeki iki yıl boyunca uzlaşmaz görünen aşırı sağ temsilcilerin yasama sürecini tıkayacağının farkında olan Biden, muhalefetin daha merkeze yakın kanadına oynamayı ihmal etmedi.

Biden’ın ülkenin durumuyla ilgili sözleri neredeyse tamamen ekonomik meselelere odaklandı bu sene. Kendi döneminde Amerikan tarihinin en fazla istihdamının yaratıldığına vurgu yapan Biden, trilyon dolarlık altyapı yasası da dâhil 300’ün üzerinde her iki partinin uzlaştığı kanunun Kongre’den geçtiğini hatırlatarak birlikte çalışmanın önemine vurgu yaptı. %3,4 oranına gerileyen işsizlik rakamının son 50 yılın en düşük oranı olduğunu hatırlatan Biden, daha önce Çin’e götürülen imalat sektörünün nasıl Amerika’ya dönmeye başladığını ve 800 bin yeni istihdam yaratıldığını anlattı. Araba ve elektronik eşyaların çip ihtiyacının fiyatları artırdığına vurgu yapan Biden, Intel’in yeni çip üretim fabrikalarından bahsederek Çin’le mücadelenin ABD’ye yatırım yapmaktan geçtiği mesajını vermeye çalıştı.

Enflasyonun birçok ülkeyi vuran küresel bir sorun olduğunu söyleyen Biden, tedarik zinciri zorlukları ve Putin’i sorumlu gösterdi. Tahıl ve enerji fiyatlarındaki anormal artışların faturasını Ukrayna’yı işgale kalkan Putin’e kesen Biden, tedarik zinciri sorunlarını da birçok kritik ürünü Amerika’da üreterek çözmekten bahsetti. Amerika’nın adeta dökülen altyapısına da değinen Biden, bu konuda Cumhuriyetçilerin de onayladığı 1 trilyon dolarlık harcama paketini başarı olarak sundu. Sosyal Güvenlik’te kesinti isteyen muhalif temsilciler olduğunu söyleyince tepki çeken Biden, yüksek ilaç fiyatlarıyla mücadele ve Obama döneminin sağlık sigortası programından vazgeçmeme gibi önceliklerini sıraladı.

Cumhuriyetçilerin borç üst limitini artırma konusunda sıkı bir pazarlığa hazırlandığını bilen Biden, bu konuda daha önceki rest çeken tavrını yumuşatmış göründü. Trump döneminde üç kez artırılan üst limitin pazarlıksız artırılması gerektiğini söyleyen Biden, mali bütçe konusunda Cumhuriyetçilerin önceliklerini konuşmaya hazır olduğunu ilave ederek muhalefetin merkez kanadına pazarlığa açık olduğu mesajı verdi. Bazı Cumhuriyetçilerin özellikle yaşlı nüfus nezdinde çok popüler olan Medicare ve Medicaid gibi federal sağlık sigortası programlarını bitirmek istediğini söyleyince aşırı sağ temsilcilerden Marjorie Taylor Greene’in ‘yalancı’ diye bağırması gecenin belki de en renkli anı oldu.

Greene’in başını çektiği Trumpçı Özgürlük Grubu üyesi temsilciler kendi partilerinin Meclis grup liderinin seçim sürecinde Lider McCarthy’ye 15 tur oylama kâbusu yaşatarak önümüzdeki dönemde istediklerini alamazlarsa sistemi tamamen kilitlemekten kaçınmayacakları sinyali vermişlerdi. Konuşması sırasında bu grubu merkez Cumhuriyetçilerden ayrıştırarak izole etmeye çalışan Biden’ın stratejisinin ne kadar işe yarayacağı meçhul. Borç üst limiti krizinin yaşanması neredeyse kesin çünkü Özgürlük Grubu geçen sene kabul edilen bütçenin önceliklerini değiştirmek istiyor ve hedeflerinde Ukrayna’ya yardım ve Obama sağlık sigorta programı da var. Biden’ın Temsilciler Meclisi’nde adeta gerilla siyaseti üzerinden istediklerini yaptırmayı hedefleyen bu gruba taviz vermeden Cumhuriyetçilerle anlaşabilmesi çok zor.

Dış politika temalarının belki de en az yer aldığı Birliğin Durumu konuşmalarından birini yapan Biden, Ukrayna’ya desteğe devam sözü verdi ve Çin casus balonunun vurulmasını ABD’nin egemenliğine halel gelmeyeceği ekseninde değerlendirerek geçiştirdi. Küresel bir strateji ortaya koymaktan uzak duran Biden, hem Rusya hem Çin meselelerini içerdeki ekonomik etkileri üzerinden değerlendirmeyi tercih etti. Bu da aslında ‘Önce Amerika’ diyen Trumpçılığın etkisinin Amerikan halkı nezdinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Dış politika konusundaki geniş tecrübesine rağmen büyük oranda iç politikaya odaklanan Biden, ‘iç politikaya göre tasarlanmış bir dış politika’ yürütmeye çalıştığını göstermiş oldu.

[Yeni Şafak, 10 Şubat 2023]

Etiketler: