Doğu Akdeniz’de 2000’lerin başında yaşanmaya başlanan deniz alanlarına ilişkin sorunların esasını kıyıdaş ülkelerin doğal kaynaklar üzerinde münhasır egemen yetkilere sahip oldukları kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge alanlarının (deniz yetki alanları) kıyıdaş ülkeler arasında paylaşılması (sınırlandırılması) oluşturmaktadır. Sorunun esası bu olmakla birlikte bu temel sorundan kaynaklı daha birçok ilişkili sorun yaşandığı da görülmektedir. Bu sorunlar kendilerini daha çok yapılan ikili sınırlandırma antlaşmaları ve doğal kaynak bağlantılı faaliyetler çerçevesinde göstermektedir.
Yakın zamanda Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve iki taraf arasında deniz yetki alanlarını sınırlandıran mutabakat başta Yunanistan olmak üzere bazı ülkelerin tepkisine yol açmaktadır. Bu durum Doğu Akdeniz’de bundan sonraki süreçlerde de bazı hukuki ve siyasi zorlukların yaşanmaya devam edeceği anlamına gelmektedir. Bununla birlikte mutabakatın bölgede deniz alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin yeni bir hukuki ve siyasi aşama başlattığı ve Türkiye’nin hukuki yaklaşımları açısından üzerinde analizler yapılması gereken önemli yansımalar oluşturduğu söylenebilmektedir.
Etiketler:
- Analiz
- Dış Politika
- Enerji
- 17 Aralık 2015 Libya Siyasi Anlaşması (LSA) | Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)'nin Kuruluşu
- 27 Kasım 2019 Türkiye-Libya Deniz Yetki Alanları Sınırlandırması Mutabakatı
- Akdeniz
- Avrupa
- Avrupa Birliği (AB)
- Doğu Akdeniz
- Doğu Akdeniz Doğalgazı
- Doğu Akdeniz Dosyaları
- Kıta Sahanlığı
- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
- Libya
- Libya Barış Süreci
- Libya Dosyaları
- Libya Krizi
- Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)
- Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)
- Petrol ve Doğalgaz Rezervleri
- SETA
- SETA Analiz
- SETA Çalışmaları
- SETA PDF
- Türk Kıta Sahanlığı
- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)
- Türkiye-Libya Anlaşması
- Türkiye-Libya İlişkileri
- Türkiye'nin Doğu Akdeniz Politikası
- Türkiye'nin Libya Politikası
- Yunanistan