Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Foto: TCCB / Murat Çetinmühürdar)

AK Parti’nin 22 Yılı ve Muhalefetin Arayışları

Kuruluşundan 14 ay sonra tek başına iktidar olan AK Parti'nin diğer Türk siyasi partileri ile kıyaslanamayacak, özgün bir hikayesi var. 1990'ların siyasi ve ekonomik krizlerine çözüm bulmak için yola çıkan AK Parti birçok şeyle hesaplaştı. İdeoloji yerine "mümkün ve rasyonel olanı" tercih ederek dünya siyasetinin gidişatını çok iyi analiz etti.

Dün AK Parti’nin kuruluşunun 22. Yıldönümüydü.

Kuruluşundan 14 ay sonra tek başına iktidar olan AK Parti’nin diğer Türk siyasi partileri ile kıyaslanamayacak, özgün bir hikayesi var.

1990’ların siyasi ve ekonomik krizlerine çözüm bulmak için yola çıkan AK Parti birçok şeyle hesaplaştı.

İdeoloji yerine “mümkün ve rasyonel olanı” tercih ederek dünya siyasetinin gidişatını çok iyi analiz etti.

Millet iradesini temsil için içerde Kemalist vesayetle mücadele etti.

Siyasetçinin darbeyi engelleyerek faillerini yargılayabileceğini gösterdi.

Hükümet sistemini değiştirmek dahil ülkenin kaderi ile ilgili en kritik kararları alabileceğini ispat etti.

Dışarda otonom dış politika ile Türkiye’nin uluslararası statüsünü yükseltme kavgası verdi.

Hem hakkaniyet için uluslararası sistemin yapısını eleştirdi hem de milli çıkarlar için gerektiğinde gerilimden kaçmadı.

İstisnai bu hikâyede çok sayıda insanın katkısı ve milletin teveccühü var.

Ve kuşkusuz AK Parti’nin başarısının arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi performansının, liderliğinin ve her kritik aşamada milletten destek alabilmesinin ayrı bir yeri bulunuyor.

AK Parti’nin 21 yıllık iktidar deneyiminin incelenecek çok boyutu var.

SETA dört ciltlik çalışmayla AK Parti’nin dış politikadan yerel yönetimlere kadar Türkiye’yi nasıl dönüştürdüğünü mercek altına aldı.

Bu eserleri okuyucularımın dikkatine sunarım.

***

AK Parti yerel seçimler için yeniden sahaya dönerken muhalefet cephesindeki yenilenme arayışları devam ediyor.

Seçim yenilgisinden sonra ciddi bir liderlik krizi yaşamayan İYİ Parti muhalefetin en hızlı toparlanan partisi olmak istiyor.

Bunu da Akşener’in 26 Ağustos’ta açıklayacağı “Türk siyasetinde önemli bir başlangıcı” ile gerçekleştirmek istiyor.

Malum İYİ Parti kurulduğundan bu yana milliyetçilik ile merkez sağ arasında bocalıyor.

Mayıs 2023 seçimlerine giderken Millet İttifakı içerisindeki konumu ve HDP’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylığına verdiği destek sebebiyle hayli zorda kalmış ve yüzde 10’u ancak toparlayabilmişti.

Neticede Akşener 6’lı masada aday dayatılan, masayı terk eden sonra geri dönmek zorunda kalan ve kuyruk siyasetine mahkûm edildiğini söyleyen bir genel başkan.

Bu haliyle İYİ Parti’nin hem kendi hem de diğer muhalefet partilerinin ideolojik-siyasi krizine açılım sağlayacak yeni bir siyasi perspektif getirmesi mümkün mü?

Çok zor.

İYİ Parti’nin kendisine yeni bir çizgi ve söylem kurmasının önündeki temel engel daha baştan ideolojik fay hatları üzerine kurulmasıdır.

Ne tarafa meyletse kaybediyor.

Bir yanında AK Parti ve MHP diğer yanında CHP varken İYİ Parti’nin güçlü bir çıkış yapma imkânı çok çok sınırlı.

21 yıldır iktidarda olan AK Parti ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan merkez sağı öylesine kuşatıyor ki, İYİ Parti’ye ancak aşırı sağ savrulma kalıyor.

Gerçi orada da Zafer Partisine kaybedilen ve kaybedilebilecek oylar var.

CHP ise Kemalist-seküler oylara daha rahat hitap ediyor.

Yine 6’lı masa tecrübesi de İYİ Parti’ye ve hatta tüm masa bileşenlerine zarar verdi.

***

Elbette bu tecrübeden en büyük zararı CHP gördü.

Listelerinden “asalakları Meclise taşıdığı” eleştirisi yaygın bir öfkenin tezahürü.

CHP çevrelerindeki bu hissiyatın küçük sağ partileri 6’lı masa pratiğine yabancılaştırdığı da söylenebilir.

Kurultay ve genel başkanlık tartışmasına devam eden CHP’de taşlar yerine oturuyor.

Zaman Kılıçdaroğlu lehine işlerken İmamoğlu İBB’yi kaybetme riskinin büyütüyor.

Bakmayın Kılıçdaroğlu’nun 6’lı masayı “dünya siyasi tarihinde bir ilk” olarak nitelemesine seçim öncesi ve sonrası ile 6’lı masa siyaseti o masada oturan partileri öylesine hırpaladı ki hiç birisi bu tecrübenin olumsuz etkilerinden kolaylıkla kurtulamayacak.

Yeniden güven tesis etmek kolay olmayacak.

Hepsi gizli ya da açık muhasebe içerisinde.

Bu partilerin tabanlarındaki ümitsizlik ve öfkeyi yenebilmek için yeni arayış içerisinde olmaktan başka da bir çaresi yok.

Ancak 6’lı masada oluşturdukları ortak politika mutabakatına bile dönebilmekten uzaklar.

Muhalefet, Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’taki aşırı sağ söylemi ile de yeteri kadar yüzleşmedi.

Hatta önümüzdeki yerel seçimlerde muhalefetin belediye başkanı adaylarının Suriyeli sığınmacılar, yasa dışı göç ve yabancı düşmanlığı üzerinden daha ileri söylemler üretmesi şaşırtıcı olmayacak.

[Sabah, 15 Ağustos 2023]

Etiketler: