Türkiye’de farklı alanlarda bir senenin değerlendirmesini içeren akademik yıllık sayısı yok denecek kadar azdır. Belli başlı konularda yayımlanan az sayıdaki yıllıklar ise genelde kronolojik olayların alt alta sıralanması ve bu kronolojilere eklemlenen fotoğraflardan ibarettir. Uzun süredir yayımlanan “SETA yıllıkları” bir yılın kronolojisini ortaya koymanın çok ötesinde analiz yoğunluklu bir formatta ve birçok farklı alanı kapsayacak şekilde yazılmaktadır. Artık gelenekselleşmiş olan SETA yıllığı “iç siyaset”, “dış politika”, “güvenlik ve savunma”, “ekonomi”, “enerji”, “eğitim ve sosyal politikalar”, “hukuk ve yargı” ve “medya” başlıklarında o yıl içindeki tüm gelişmeleri analiz eden bir içerikle konusunun uzmanları ve araştırmacılar tarafından titizlikle hazırlanmaktadır.

2019’da iç siyasetin en önemli gündemi 31 Mart yerel seçimleriydi. Yerel seçimlerin Türkiye siyaseti açısından önemi –yasal bir çerçeve olmasa da– partilerin büyük çoğunluğunun kendi aralarında ittifaka giderek blok siyaseti üzerinden seçimlere katılmasıydı. Blok siyaseti etrafında şekillenen seçimlerin sonucunu da büyük oranda ittifaklar belirledi. 31 Mart yerel seçimleri 2002’den bu yana AK Parti döneminde yapılan on beşinci seçimdi. Bu seçimlerin sekizi 2014 ve sonrasında yapıldı. Daha önceki tüm seçimlerde olduğu gibi 31 Mart seçimlerinden de AK Parti, Cumhur İttifakı ile birlikte galip geldi. Ancak İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bazı büyükşehirlerde CHP, Millet İttifakı partileri ve HDP’nin desteği ile uzun bir süreden sonra yerel seçimleri kazandı.

Yıllığın Türkiye iç siyaseti bölümünde yeni hükümet sistemine geçişle birlikte Türkiye siyasetinin en önemli kurumu haline gelen Cumhurbaşkanlığı makamı başta olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti ve Halkların Demokratik Partisi’nin iç ve dış siyasete yönelik gündemleri ele alındı. Bu bağlamda söz konusu siyasi aktörlerin özellikle 31 Mart yerel seçimleri ile 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sürecindeki pozisyonları, diğer yandan PKK ve FETÖ olmak üzere terör örgütleriyle mücadeleye yaklaşımları, dış politikadaki gelişmelere yönelik tutumları ve kendi iç gündemleri detaylı bir şekilde incelendi. Tüm bunlara ek olarak siyaset kurumunda Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte başlayan dönüşüm süreci yine söz konusu aktörler açısından değerlendirildi.

Türk dış politikası açısından 2019 en hareketli geçen yıllardan biriydi. Türkiye yıl içinde karşı karşıya geldiği her türlü siyasi, güvenlik ve ekonomik meydan okumaları yöneterek etkili bölgesel aktör ve yükselen küresel bir oyuncu olduğunu ispat etti. Üstlendiği inisiyatiflerdeki oyun kurucu ya da bozucu etkisi Türkiye’nin bölgesel rolünü giderek pekiştirdi. Ulusal birliğine ve bütünlüğüne yönelik operasyonlara oldukça etkili cevaplar verdi. Yıl boyunca Türk dış politikasını en fazla meşgul eden konu başlıkları Ortadoğu ile ilgili gelişmelerdi. Ortadoğu’daki gelişmeler Türkiye’nin sadece bölge ülkeleriyle değil ABD ve Rusya gibi küresel oyuncularla ilişkilerini de ciddi şekilde etkiledi.

Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde 2018’den devralınan kriz başlıkları 2019’da da devam etti. Suriye kriziyle irtibatlı olarak ABD’nin YPG/PKK’ya verdiği destekten geri adım atmaması ve buna mukabil Türkiye’nin de Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın almaktan vazgeçmemesi ikili ilişkilerdeki en önemli sorun alanlarıydı. Bunun yanında ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım başlıklarını sopa olarak kullanması ve FETÖ elebaşının iade edilmemesi gibi farklı konulardaki krizlerde ilerleme sağlanamadı. Bu bağlamda 2020’de S-400’lerle ilgili ABD yaptırımları ikili ilişkilerdeki en önemli test alanını oluşturacak.

Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik dış politikasının öne çıkan gündem maddesi daha önceki yıllarda olduğu gibi yine Suriye kriziydi. Bu konuda yıl içinde yaşanan en önemli gelişme 9 Ekim’de Barış Pınarı Harekatı’nın başlatılmasıydı. Yaklaşık on gün süren bu harekatla ilgili tüm dünya Türkiye karşıtı açıklamalar yapsa da iktidar kararlılığından vazgeçemedi. ABD ve Rusya ile Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletin kurulmasına müsaade edilmeyeceği üzerinden yürüttüğü müzakerelerde başarılı sonuçlar elde etti. 2019’daki Suriye, (İdlib, güvenli bölge, YPG ile mücadele ve mülteciler), Libya, Doğu Akdeniz, ABD ve Rusya ile ilgili sorun alanlarının birçok boyutu 2020’ye taşındı. Yeni yılda Rusya ve Esed güçleri adım adım İdlib çatışmasızlık bölgesini ele geçirme niyetinde. Sayısı 2-3 milyonu bulabilecek bir mülteci baskısı ABD ve AB’nin iş birliğiyle karşılanamazsa Türkiye 2020’de İdlib’in geleceğiyle ilgili yeni önerilerle ilgili tarafların karşısına dikilmek zorunda kalacaktır.

2019’nun ikinci yarısında Türkiye’nin Libya denklemine müdahil olması da önemli dış politika gündemlerinden birini oluşturdu. Yılsonu itibarıyla Suriye krizi bağlamında yaşananların bir benzerinin Libya sorununda tekrarlanacağı gibi tartışmalar devam ediyor. Ancak Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya hamlesini bu sorunda daha avantajlı bir konuma geçtiğinin işareti olarak yorumlamak gerekir.

Dünya ve Türkiye 2019’da Brexit’i, NATO’nun geleceğini, ABD Başkanı Trump’ın azlini, İsrail’in yayılmacılığını, Kaşıkçı cinayetini, Hong Kong’dan İran’a, Irak’tan Fransa ve Bolivya’ya uzanan protestoları, ticaret savaşlarını, S-400’leri, yerel seçimleri, Suriye iç savaşını, Barış Pınarı Harekatı’nı, Bağdadi’nin öldürülmesini, Keşmir’i, Aramco tesislerinin vurulmasını, yerli otomobili, Kanal İstanbul’u, ABD yaptırımlarını, ekonomik toparlanmayı, Doğu Akdeniz ve Libya’nın geleceği gibi konuları tartıştı. Bu başlıklarının birçoğunda Türkiye tartışmaların merkezindeydi. Son yıllarda bölgesel türbülansın olumsuz etkileri ile uğraşan Türkiye güçlü siyasi liderliği ve dış politikasındaki aktivist adımlarıyla bu tartışma başlıklarının birçoğunda giderek avantajlı bir konuma yükseliyor.

Türkiye’nin sınır içinde ve ötesinde terörle mücadelesi açısından 2019 başarılı bir yıl oldu. Tüm yıl boyunca terörle mücadele “bütüncül” ve “kesintisiz operasyon stratejisi” çerçevesinde yürütüldü. Terörün kaynağında yok edilmesi hedefi bağlamında 2016’da Suriye içerisindeki YPG/PKK varlıklarına yönelik gerçekleştirilen Fırat Kalkanı Harekatı’nı 2018’de Zeytin Dalı Harekatı izledi, 2019’da ise Suriye’nin kuzeyinde Barış Pınarı Harekatı ile beklenin de ötesinde başarılı sonuçlar elde edildi.

Ayrıca Irak’ın kuzeyine de “Kararlılık” ve “Pençe” harekatları düzenlenerek PKK’ya ağır darbeler indirildi. Sınırın içerisinde ise “Kıran” harekatları ile PKK ile mücadelede son yıllardaki en önemli başarılara ulaşıldı. Bu kapsamda PKK’ya karşı yurt içinde 613, sınır ötesinde 357 operasyon gerçekleştirildi.

Irak’ın kuzeyinde sürdürülen Pençe harekatları neticesinde 158 terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi. Türkiye içerisinde, Irak’ta ve Suriye’nin kuzeyinde yürütülen operasyonlarda terör örgütlerinin tüm uzantılarına ait taktik-operasyonel unsurlarını, lider kadrolarını ve lojistik kapasitelerini etkisiz hale getirmede çok önemli başarılar elde edildi. Sınır ötesi operasyonlar neticesinde de terör kaynaklı olası tehdit ve saldırıların önüne geçildi. Terör örgütleriyle her alanda kesintisiz yürütülen mücadelenin en başarılı sonuçlarından biri de örgüte katılımın giderek azalmasıdır. Devletin terör örgütünün siyasi uzantılarına yönelik aldığı önlemler sayesinde PKK’nın zorla eleman devşirmesi güçleşti. Ayrıca PKK’nın zorla kendi saflarına kattığı gençlerin geri gönderilmesine yönelik annelerin Diyarbakır’da başlattığı sivil baskı terör örgütüne katılımı son yılların en düşük seviyesine getirdi. 2019’da PKK’ya katılım sadece yüz sekiz sayısıyla sınırlı kaldı.

2019’un öne çıkan en önemli gündem başlıklarından biri ekonomik gelişmelerin ne yönde seyredeceğiydi. 2019’da açıklanan ve 2020-2022 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nın ana teması “değişim” üzerineydi. Bir önceki yılın ekonomi programının ana gündemi olan “dengelenme” sürecinde önemli bir ilerlemenin sağlanması 2019’da ekonomide yapısal dönüşüm için yeni fırsatları ortaya çıkardı. Enflasyon ve cari açık 2019’da kayda değer oranlarda geriledi. Bunun yanında döviz kurlarında daha istikrarlı bir ivmenin yakalanması Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu yapısal değişime yönelik politika adımlarının atılmasının önünü açtı. 2020-2022 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nın büyüme hedeflerinde yukarı yönlü revizyonlar yapıldı. Yıl içinde iç talebin daralmaya başlamasına paralel olarak ithal mallara olan talepte hissedilir oranda azalma yaşandı. 2019’un seçim yılı olması, kur şokunun etkileri ve ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi nedenlerden bütçe hedeflerinde bir sapma yaşandı. Bu sapmaya rağmen bütçe açığının Maastricht Kriterleri’nde belirlenen yüzde 3’lük hedefi aşmamasına yönelik mali mücadele verildi.

2019’da yargı gündemini belirleyen en önemli gelişme Üçüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin tamamlanarak açıklanmasıydı. 2009 strateji belgesiyle başlayan yargıda planlı reform hareketinin üçüncü aşamasını oluşturan 2019 Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin açıklanmasıyla yeni bir aşamaya geçildi. 2019’da FETÖ ve darbe davalarında önemli ilerlemeler sağlandı. Darbe davalarının yüzde 93’ünde nihai kararlar verildi. 31 Mart seçimlerinin ülke gündemindeki önceliğinden dolayı yıl içerisinde TBMM’nin yasama faaliyetleri otuz altı kanunla sınırlı kaldı. Bu kanunların çoğunluğu onaylanan milletlerarası anlaşmalara uygun bulunmasına ilişkin oldu. Yargıyla ilgili düzenlemeleri içeren kanunlar ve askere alma sistemini tamamen değiştiren yasalar TBMM’nin öne çıkan iki önemli gündemini teşkil etti. Öte yandan yeni hükümet sistemi doğrultusunda yürütmenin görev alanına dair düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile gerçekleştirildi. Gerek bu kararnamelerle gerekse diğer işlemlerle geride bıraktığımız yılda Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurumsallaşması bakımından ciddi bir mesafe alındı.

2019’da daha önceki yıllarla karşılaştırıldığında eğitimde nispeten başarılı bir dönem geride kaldı. Ulusal ve uluslararası alanda önceki yıllarda gelinen seviye geliştirilip mevcut durumdaki mesleki dinamikler gündeme alınarak geleceğe yönelik planlamalar somut aşamalarla belirlendi. Mevcut durumda Türkiye’de eğitim ekonomik gelişmenin ve siyasetin önemli belirleyicilerinden biridir. Bu bağlamda eğitimde önceliklerin belirlenip mali ve insan kaynaklarının etkin ve verimli kullanılarak yönetilmesinin çok daha kritik bir önemde olduğu tartışmaları bu yılın önemli fakat öne çıkmayan gündemlerinden biriydi.

Burada farklı başlıklarda kısaca özetlenen konular 2019’da Türkiye başlığıyla SETA yıllığında analize tabi tutulmuştur. Bu analiz 2019’da Türkiye’nin iç siyasetini, dış politikasını, güvenlik ve savunma alanında yaşananları, ekonomi, enerji, eğitim, sosyal politikalar, hukuk, yargı ve medya konularındaki gelişmeleri etraflı bir şekilde ele almaktadır. Her konu başlığı kendi içinde bir bütünlük oluşturacak şekilde alt başlıklar üzerinden incelenmektedir. 2019’da Türkiye başlıklı SETA yıllığı hem geçmişin daha iyi anlaşılmasına katkı sunacak hem de geleceğe yönelik bir perspektifin ortaya konulmasında önemli bir boşluğu dolduracaktır. Daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yılki SETA yıllığı da Türkiye ile ilgili birçok konuyu bir arada anlamak isteyenler için önemli bir referans kaynağı olma özelliğini sürdürecektir.


Etiketler: