SETA > Yorum |

OHAL Komisyonu Etkili Bir Başvuru Yolu Olacak mı?

OHAL Komisyonu’nun amacı yargının yerine geçmek değil henüz dava konusu olmadan idari mekanizmalarla hızlı bir şekilde OHAL işlemlerinin incelenmesi ve hataların giderilmesidir.

Kamuoyunda kısaca OHAL Komisyonu olarak anılan "Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu" 17 Temmuz 2017 tarihi itibarıyla başvuruları almaya başladı. Böyle bir komisyon kurulmasının temel sebebi OHAL döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile yapılan işlemlere karşı yargı yolunun kapalı olmasıydı (Anayasa m. 148). Nitekim CHP'nin ilk kararnamelere karşı açtığı davayı Anayasa Mahkemesi bu gerekçeyle reddetti. Bunun sonucunda bu kararnamelerle kamudan ihraç edilen kişiler ve kapatılan kurumlar için idari itiraz yolları kapalı olduğu gibi yargısal başvuru imkânları da ortadan kalktı. Bu kişilerin büyük bir kısmı Anayasa Mahkemesi ve AİHM'ye doğrudan başvuru yapmışlardı ancak her iki mahkeme de yakın zamanda OHAL Komisyonu'nu işaret ederek başvuruları reddetti. Buna karşılık kurulduğu ilk günlerden bugüne bu Komisyonun oyalama amacı taşıdığı, AİHM'ye yapılan başvuruları önlemek istediği, etkili bir iç hukuk yolu olmayacağı ve mağduriyet iddialarını gideremeyeceği ileri sürüldü. Ancak Komisyon'un kuruluşu, seçilen üyeler, yapılan hazırlıklar ve geçmişteki benzer komisyon tecrübeleri bu iddiaları doğrulamıyor.

Komisyonun kurulmasına 23 Ocak 2017'de kabul edilen 685 sayılı KHK ile karar verildi. Buna göre Komisyon yedi üyeden oluşur ve üyeler hâkim ve savcılar ile kamu görevlileri arasından Başbakan, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından seçilir. Komisyon üyeleri 16 Mayıs'ta belli oldu ve başkanlığına Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı hâkim Selahaddin Menteş seçildi. Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı hâkim Mehmet Karagöz, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanı hâkim Esat Işık, Danıştay Tetkik Hakimi Murat Aytaç, Mülkiye Baş Müfettişi Hasan Işıldak, MEB Atama Daire Başkanı Mustafa İkbal ve Devlet Denetleme Kurulu Uzmanı Salih Tanrıkulu Komisyon'un diğer üyeleri. Başbakan atadığı üç üyeden birisini de hâkimler arasından seçerek komisyonda yargı kökenlilerin çoğunlukta olmasını sağladı. Komisyona seçilen üyelerin nitelikleri ve geldikleri kurumlar değerlendirildiğinde bakılacak itirazların niteliğine göre belirlendikleri anlaşılıyor. Yargı kökenliler dışında en çok başvurunun geleceği Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'ndan birer üye seçilmiş.

Yargı kökenlilerin çok olmasına rağmen şunu da belirtmek gerekir ki bu Komisyon bir mahkeme değil idari organdır. Bu sebeple komisyonun üyeleri Başbakanlık, Bakanlıklar ve HSK tarafından atanmıştır. Yani bu kurumun tamamen bağımsız ve tarafsız hâkimlerden oluşması beklenemez. Kurumun amacı yargının yerine geçmek değil henüz dava konusu olmadan idari mekanizmalarla hızlı bir şekilde OHAL işlemlerinin incelenmesi ve hataların giderilmesidir.

KOMİSYON VE DOSYA YÜKÜ

Komisyonun, sayısı yüz binleri aşacak dosyalara yetişemeyeceği ve sürecin yıllar alacağı bir diğer iddia. Hatta her bir dosyaya şu kadar dakika ayrılsa bile komisyon iki yılda bu dosyaları bitiremez ve başvuruların sonuçlanması yıllarca sürer şeklinde hesaplamalar yapıldığı görülüyor. Oysaki Komisyon bu görevleri tek başına yedi üye ile yapmayacak. Komisyona elli civarında uzman/raportör ve yüz elli civarında da memur tahsis edildi. Yani toplamda iki yüz civarında yardımcı personeli olacak. Bu uzman/ raportör personelin yirmi beşi Yargıtay, Danıştay ve kürsüden seçilmiş hâkimler, onu milli eğitim müfettişi, on beşe yakını da maliye ve mülkiye müfettişi. Görüldüğü üzere seçilen uzmanlar da işin niteliğine uygun olarak yargı, Milli Eğitim, Mülkiye ve Maliye gibi kurumlardan seçilmiş. Bu personel desteği ile Komisyon yapılan başvuruları çok gecikmeden sonuçlandırabilecektir. Ayrıca başvuruların on binlercesi hakkındaki ceza davaları sonuçlanmaya başladı. Bu mahkeme kararları, Komisyon için bağlayıcı olmasa da karar vermesini hızlandıracaktır. Son olarak binlerce başvurunun içeriğinin birbirine çok benzediğini ve bunlar hakkında verilecek bir karardan sonra diğerlerinin daha hızlı sonuçlandırılacağını tahmin etmek güç değil.

Komisyonun çalışma esaslarına ilişkin tebliğe göre Komisyon iki yıl boyunca çalışacak ve gerekli görülmesi durumunda süre uzatılacak. Komisyona başvuru süresi başvuruların alınmaya başlandığı 17 Temmuz 2017'den itibaren veya yeni bir işlem yapılırsa o işlemin yapılış tarihinden itibaren altmış gündür. Komisyon ihtiyaç duyduğu her türlü bilgi ve belgeyi ilgili kurumlardan isteyebilir ve kararlarını dosya üzerinden verir. Komisyonun kararları gecikmeksizin ilgili devlet kurumları tarafından yerine getirilir.

Son olarak belirtmek gerekir ki bu Komisyon Türkiye için yeni bir kurum değil. Yargıya gitmeden önce ve daha hızlı şekilde idari başvuru ile hak ihlali iddialarını ele almak amacıyla iki ayrı komisyon kurulmuş ve bunlar başarılı bir şekilde uzun yıllar görev yapmıştır. Birincisi 2004'te kurulan "Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Tespiti Komisyonu" ve ikincisi de "İnsan Hakları Tazminat Komisyonu"dur. Her iki komisyon da OHAL Komisyonuna benzer yöntemlerle ve üyelerle kurulmuş ve AİHM tarafından etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edilmişti. Bütün yapılan bu hazırlıklar ve geçmiş tecrübeler sebebiyle Komisyon henüz göreve başlamadan aleyhine kampanya yürütmek ve başarısız olacağını ileri sürmek doğru bir yaklaşım değildir. Komisyona süre tanımak ve destek olmak gerek.

[Sabah Perspektif, 29 Temmuz 2017].