Günümüzün en popüler sosyal ağlarından Twitter her yıl şeffaflık raporu yayınlıyor. Raporda hangi ülkenin Twitter’dan neler istediğine ve Twitter’ın bunlara ne cevap verdiğine ait bilgiler yer alıyor.
***
Twitter’ın 2015 Şeffaflık Raporu kısa bir süre önce yayınlandı. Türkiye Twitter’dan fazla bilgi talep eden, kanunlarına aykırı olduğu için içerik kaldırılmasını çokça isteyen ülkeler arasında.
Hal böyle olunca kızılca kıyamet koptu. Vay efendim Türkiye ifade hürriyetini kısıtlamak istemiş, en baskıcı ülkeler arasında yer almış. Türkiye’nin bu kadar çok içerik kaldırma talebinde bulunması otoriter bir ülke olduğu anlamına gelirmiş.
***
Evet, kızılca kıyamet koptu ama siz fark etmemiş olabilirsiniz. Çünkü kızılca kıyametin koptuğu paralel evrende yaşamıyorsunuz. İşinde gücünde normal insanlar için her şey yolunda ama paralel evrende yaşayan bir kısım dijital aktivist (maalesef doğru, kendilerini böyle adlandırıyorlar) ve akademisyen bu bilgilere bakarak bir kez daha otoriter bir ülke olduğumuz sonucuna vardı.
İki ihtimal var; ya ülkeyi karalamak için herkese açık olan bilgileri bile çarpıtacak kadar gözü dönmüş durumdalar ya da okuduklarını anlamıyorlar. Koskoca dijital aktivistlerin ülkeyi karalamaya meraklı gözü dönmüş insanlar olduğunu kabul etmeye gönlüm razı gelmiyor. Onun için ikinci ihtimalin doğru oluğunu düşünüyorum ve anlamadıkları yerleri tane tane anlatıyorum. Düşünmelerini teşvik için sorular soruyorum.
***
-Rapor Twitter’ın şeffaflık raporu, ülkelerin değil. Yani rapor ülkelere şeffaflık notu vermiyor. “Twitter şeffaflık raporunda Türkiye son sıralarda” dediğinizde farkında olmadan (!) yalan söylemiş oluyorsunuz.
-Raporda sadece taleplerin sayısı verilmiş ancak taleplerin içerikleri hakkında yeterli bilgi yok. Taleplerin hatırı sayılır bir kısmının tehdit, küfür, hakaret ve şantaj içeren tweetler hakkında olmadığını nereden biliyorsunuz? Örneğin kadına karşı şiddet içeren tweetlerin kaldırılması talebi otoriterlik bir yana Türkiye’yi daha adil bir ülke yapmaz mı?
-İlginç bir ayrıntı; sadece resmi kurumların talep sayısı değil bireysel kullanıcıların kendilerine hakaret edildiği gerekçesi ile içerik kaldırma talepleri de yüksek. Bir çırpıda “otoriter devlet” sonucuna varmaktansa” biz galiba toplum olarak sosyal medyanın doğru kullanımını anlamamışız” sonucuna varmak daha akıllıca değil mi? Hem sosyal medya aktivisti olarak doğru kullanımına bir katkınız olurdu belki!
-Fransa’nın içerik kaldırma ve bilgi talepleri yüzde 400’e varan oranda artmış ve rapor bunu Paris saldırıları sonrasında yürütülen soruşturmalara bağlıyor. Raporu yazanlar Türkiye’nin taleplerindeki artış için de Suruç, Ankara ve İstanbul’daki terör eylemlerini, Fransa’ninki gibi doğrudan olmasa da, işaret ediyor. Ülkesi hakkında terör konusunda Twitter uzmanları kadar bile duyarlı olmayan aktivistlerimiz var galiba.
-Bir diğer ilginç ayrıntı; Twitter Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin bilgi taleplerini yüzde 80’e varan oranlarda kabul ederken, Türkiye için bu oran istikrarlı bir şekilde yüzde 0.Sanırım bu işte bir bityeniği var.
Ne dersiniz sayın dijital aktivist?
[Bugün, 23 Şubat 2016]
