Türkiye’nin Beka Meselesi

Türkiye çok zor bir coğrafyada, belirsizliklerle dolu bir çağda varoluş mücadelesi veriyor. Türkiye düşmanları her şeyden önce bu beka meselemizi unutturmaya çalışıyorlar.

Tayyip’ten kurtulalım diye memleketin yarısını mı vereceğiz PKK’ya… 
Böyle diyor Nihat Genç.
Bir televizyon programında verip veriştiriyor.
CHP beyannamesi için “PKK yazsa bu kadar yazar” diye ekliyor.
Ne yapıyorsanız bari gizli yapın da millet duymasın. 25’ine kadar sessiz durun, uslu durun sonra söylersiniz ne söyleyecekseniz diyor.
Belli, bunları söylerken içi yanıyor Nihat Genç’in.
Düne kadar sessiz kalalım dedik, muhalefete oy verelim dedik. Bitti bizim için. Kaldık ortada…” diyor.
Erdoğan düşmanı cephenin içine düştüğü hal bundan daha iyi özetlenebilir mi?
Evet Erdoğan düşmanlarının sırf Erdoğan’dan kurtulmak için nasıl kanlı bir pazarlığın içinde olduğunu gözler önüne seriyor Nihat Genç.
Biz söylemiyoruz.
Erdoğan’a muhalefet eden biri söylüyor.

***

Acı olan kendisine ulusalcı diyenlerin bugüne dek Erdoğan’ın yerli ve milli duruşunu görememeleri, 2002’den bu yana Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürmeleri.
Onlar eğer en başta doğru yerde durmuş olsalardı, işte o takdirde ne FETÖ ne PKK kendisine bu denli geniş bir alan bulabilirdi.
FETÖ’nün mağdur ettiği bir sürü ulusalcı sırf Erdoğan’a yaramasın diye yargı yoluyla FETÖ ile hesaplaşma yolunu seçmedi.
FETÖ’nün, PKK’nın dahil olduğu kampta olmayı seçti.
Ne düşmanlıkmış arkadaş!
Erdoğan gitsin de ne olursa olsun anlayışı onları da yedi bitirdi.

***

Türkiye çok zor bir coğrafyada, belirsizliklerle dolu bir çağda varoluş mücadelesi veriyor.
Türkiye düşmanları her şeyden önce bu beka meselemizi unutturmaya çalışıyorlar.
Erdoğan bu beka meselesini çözmek adına attığı adımlar dolayısıyla bu milletten destek aldı.
Almaya da devam ediyor.
Ancak Erdoğan’ın içerideki ve dışarıdaki muarızları onu bu alanın dışına itmeye, beka meselesini gündemden düşürmesini temin etmeye çalışıyorlar.
Erdoğan’a ve çevresine vermek istedikleri mesaj şu: “Artık ülkenin istiklal mücadelesinden bahsetme, millet yoruldu!” Hayır, millet yorulmadı!
Eğer ki 25 Haziran’da bu ülkenin başına bu ülkeyi Batı’ya kul köle yapmak için yanıp tutuşanlar oturursa bu millet o zaman yorulacak.
O vakit perişan olacak.
Türkiye çok büyük bir mücadele verdi.
Bu mücadele bitmeyecek.
Ancak bizi teslim aldıklarında biter bu mücadele.
O zaman ne olacak?
İşte o zaman gerçek anlamda fakirleşeceğiz.
İşte o zaman küçüleceğiz.
İşte o zaman bölüneceğiz.
Allah göstermesin zelil olacağız.
Erdoğan düşmanı cephenin içine düştüğü hal ortada.
Ülkeyi peşkeş çekmeyecekleri hiçbir güç, ittifak kurmayacakları hiçbir aktör yok.
Bunlara karşı en iyi cevabın verileceği yer seçim sandığı, tarih de 24 Haziran’dır.

[Sabah, 31 Mayıs 2018]

Etiketler: