19 Kasım 2020 | ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo (sağda) ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu. | ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İsrail işgali altındaki Suriye toprağı Golan Tepeleri'ni ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı oldu. İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Golan Tepeleri'ne askeri helikopterle gelen Pompeo’ya ziyaretinde Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi eşlik etti. Açıklamada, Pompeo’nun yetkililerden bölge hakkında bilgi aldığı ve Bental Dağı’ndan manzarayı izlediği belirtildi. Bu ziyaretle Pompeo, İsrail işgali altındaki Suriye toprağı Golan Tepeleri'ni ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı oldu. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’ın haberine göre, Pompeo ile Aşkenazi, Golan Tepeleri'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Pompeo, ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıdığını hatırlatarak, ABD ile Avrupalı kurum ve kuruluşların Golan Tepeleri'nin Suriye’ye iade edilmesi çağrılarını kınadı. Suriye’nin bölge üzerinde egemenlik kurmasının İsrail’i tehlikeye sokacağını söyleyen Pompeo, “Beşşar Esed’in bu topraklara hakimiyeti söz konusu olursa Batı ile İsrail için teşkil edeceği tehlikeyi siz düşünün.” ifadelerini kullandı. İsrail Dışişleri Bakanı Aşkenazi ise, Pompeo’ya ziyareti için teşekkür ederek, ABD’nin İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımasının öneminin altını çizdi. Aşkenazi, İsrail’in Suriye hükümetini ve Beşşar Esed yönetimini bölgede yaşanan her türlü olaydan sorumlu tutacağını ve İran’ın bölgedeki faaliyetlerine izin vermeyeceğini vurguladı. İsrail, Suriye'ye ait Golan Tepeleri'ni 1967'den bu yana işgal altında tutuyor. İsrail ayrıca iç savaşın başladığı 2011'den bu yana zaman zaman Suriye ve Golan Tepeleri'nden, topraklarına roket atıldığını ileri sürerek, İran destekli Hizbullah güçlerine ve rejime ait askeri noktalara saldırılar düzenliyor. ABD Başkanı Trump, 25 Mart 2019’da Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede "ABD'nin İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini resmen tanıdığını" ilan eden başkanlık kararnamesini imzalamıştı. (AA)

Türkiye’nin Askeri Gücü Kimi Rahatsız Eder?

Pompeo'nun ve diğer Amerikalı yetkililerin kabul edemediği işte tam bu: Türkiye'yi sürekli kontrol altında tuttukları bir ülke olarak görmek istiyorlar.

Türkiye’nin dünya siyasetindeki yeri ve önemini anlamak isteyenler Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun son sözlerine bakabilir. Pompeo Türkiye’nin askeri gücünü tehlikeli buluyormuş ve Avrupa ile ABD bir olup Türkiye’ye karşı hareket etmeliymiş.

Bu sözlere öfkelenebilirsiniz. Pompeo’nun Türkiye’ye haksızlık ettiğini de düşünebilirsiniz. Türkiye vatandaşı olarak bu en doğal hakkımız. Türkiye Pompeo’nun tarif ettiği gibi saldırgan bir ülke değil. Aksine kendisine yönelik kuşatma operasyonlarıyla mücadele edip kendi ulusal çıkarlarını kendi imkanlarıyla savunmak isteyen bir ülke.

Türkiye müttefikleriyle işbirliği temelinde çalışma gayretini hiç bırakmamış olsa da Amerikalılar başta olmak üzere Batılı müttefikleri Türkiye’ye defalarca ihanet etmekle kalmadı, Türkiye’yi her türlü sıkıştırma işinin içinde oldu. Türkiye için en büyük güvenlik sorunu olan PKK’ya göz göre göre destek verdi. Normalde hepimiz Amerika’nın Türkiye’ye değil de Rusya veya Çin gibi ülkelere karşı daha düşmanca tavır sergilemesini bekleriz. Ama Suriye’de yaşananlar bize açıkça gösterdi ki, Amerika Türkiye’yi Rusya’dan daha büyük bir tehdit olarak görme eğiliminde.

Dolayısıyla hepimiz Pompeo’nun Türkiye’ye büyük haksızlık yaptığının farkındayız. Fakat asıl mesele bu değil. Öyle ya da böyle Pompeo Türkiye’yi ABD ve Avrupa’nın beraber dengelemesi gereken bir ülke olarak görüyor. Türkiye’nin askeri gücünün farkında. CIA yöneticiliği de yapmış olan Pompeo neyi nasıl analiz edeceğini gayet iyi biliyor. Bu tür Amerikan yöneticileri Türkiye’yi Amerika’nın dış politikalarına bağımlı bir ülke olarak tanıdılar ve öyle kabul ettiler. Şimdi yeni bir gerçeklikle yüzleşme zamanı. Ama o gerçeği kabul etmek şöyle dursun, Türkiye’ye düşman olma yoluna giriyorlar. Halbuki Türkiye bir NATO müttefiki değil mi? Türkiye’nin güçlü ordusunun tüm NATO müttefikleri için bir avantaj olarak görülmesi gerekmez mi?

Ama işin aslı öyle değil. Türkiye güçlendikçe özgürleşiyor. Pompeo’nun ve diğer Amerikalı yetkililerin kabul edemediği işte tam bu. Türkiye’yi sürekli kontrol altında tuttukları bir ülke olarak görmek istiyorlar. Büyük Türk ordusu olsun ama Amerikan kontrolünde olsun. İyi güzel ama Türkiye eğer kendi güvenliğini savunmak için sizin desteğinize güvenemeyecekse ve kendini dört yıldır başarıyla savunuyorsa neden sizin kontrolünüzde olsun. Eski alışkanlıklarını bir kenara bırakıp şu işi samimiyetle düşünseler daha gerçekçi bir bakış açısına sahip olabilirler. Ancak insan da rasyonel bir makine değil işte. Amerikan dışişleri bakanı da olsanız küçük, bağımlı ve sadık ortağınız olarak gördüğünüz bir ülkenin kendi ayakları üzerine basmaya başladığını gördüğünüzde dengeniz bozulabiliyor. Umalım ki, Amerikalılar görmekte sıkıntı çekmedikleri yeni gerçekliğe duygusal olmayan tepkiler vermeyi de öğrensin. Bu kendileri için de daha iyi olur.

[Sabah, 19 Kasım 2020]

Etiketler: