Türk Tipi Başkanlığın ABC’si

Başkanlık sistemi tartışması normalleşiyor, rayına giriyor. Sisteme yönelik toplumsal destek artıyor. Peki tartışma normalleştikçe neleri müzakere edeceğiz?

Türk tipi başkanlık sözünü duyunca hop oturup hop kalkanlar var. Oturup kalktıklarıyla kalsalar o da iyi. Oturduklarında ayrı, kalktıklarında ayrı telden bağırıp çağırıyorlar.
Geçmişte olduğu gibi yine meseleyi gürültüye getirmeye çalışıyorlar. Oysa mesele mühim. Bu sefer gürültüye gelemez, gelmemeli. Gelirse millet affetmez. Millet affetse tarih unutmaz.

***

• Beş noktanın altını çizelim:
• Türk tipi başkanlık, tamamlanmış bir proje değil.
• Türk tipi başkanlık, “Türkiye için başkanlık sistemi”nden öte bir şey değil.
• Türk tipi başkanlık, geçmişin demokrasi ayıplarını yeniden üretmek hiç değil.
• Türk tipi başkanlık, yeni Türkiye ajandasının mütemmim cüzü.
• Türk tipi başkanlık, farklı başkanlık sistemi örneklerinden Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda bir başkanlık sistemi modelinin üretilmesi demek.

***

Önce korkularımızı bir kenara bırakmalıyız. Bu tartışma tüm toplumun, bütün dünyanın gözü önünde oluyor. Halkın katılımına ihtiyaç duyuyor. Bırakalım siyaset konuşsun ve Türkiye ihtiyacı olan yeni hükümet sistemine kavuşsun.

***

Türkiye için neden bir başkanlık sistemine ihtiyaç duyuyoruz?
1- Siyasal istikrarı kalıcı hale getirebilmek için.
2- Hızlı ve etkin bir yürütme organı için.
3- Halka maksimum ölçüde hesap verecek bir yürütme yapısı için.
4- Yasama, yürütme ve yargı arasında gerçek bir kuvvetler ayrılığı yapısı oluşturabilmek için.
5- Devlet başkanını halkın seçtiği bir yapıyı oturtmak için.
6- Güçlü bir siyasi liderlik yapısının tesis edilebilmesi için.
7- Vesayetçi zihniyetin kodladığı hükümet sisteminden kurtulmak ve 2007 sonrasında güçlü bir ihtimal halini alan “yürütmede çift başlılık sorunu”nu aşmak için.

***

Peki “Türkiye için başkanlık sistemi” vurgusu yaparken, ne tür bir sisteme referansta bulunuyoruz?
1- Siyasi partilere gerçek bir rekabet ortamı sağlayacak bir sistem.
2- Ülkenin üniter yapısını tahkim edecek bir sistem.
3- Yüksek temsil ve katılım imkânı sunan bir sistem.
4- Tek meclisli bir yapıyı mümkün kılacak bir sistem.
5- İyi tanımlanmış bir fren -denge mekanizmasına sahip bir sistem.

***

Güzel olan şu: Başkanlık sistemi tartışması normalleşiyor, rayına giriyor. Sisteme yönelik toplumsal destek artıyor.

Tartışma normalleştikçe neleri müzakere edeceğiz?
1- Başkanın yasama organındaki çoğunluk desteği ve bunu belirleyen anayasal tercihler neler olacak?
2- Başkanlık kararnameleri nasıl yapılandırılacak?
3- Başkanın veto yetkisinin kapsamı ne olacak?
4- Başkan fesih yetkisini hangi şartlar altında ve ne şekilde kullanacak?
5- Kamu yöneticilerinin atanması ve gerektiğinde görevden alınması süreçlerinde Başkanın rolü nasıl tanımlanacak?
6- Yasama organının yürütme karşısındaki başlıca fren-denge mekanizmalarından olan bütçenin kabulü hangi süreçlerden geçecek?

***

Ne söylerseniz ‘istemezük!’ diye cevap yetiştirenlere sözümüz yok. Onlar mazur. Ama yeni Türkiye idealine inananların bir mazereti olamaz.

Bu süreçte bütün demokratikleştirici aktörlerin zihinlerindeki teşevvüşten kurtulup, Türkiye için başkanlık sisteminin inşası sürecine var güçleriyle katılmaları gerekiyor.

[Sabah, 1 Şubat 2016]

Etiketler: