Terör Örgütü PKK ile İlgili Veriler Kodlandı

'PKK Terörünün Analizi; Türkiye Terör Olayları Veri Tabanı' kitabında, Türkiye'nin 35 yılda yaklaşık 41 bin insanın ölümüne sebebiyet veren terör örgütü PKK'nın terör eylemleri olay bazlı ve somut verilere dayalı analiz edildi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Stratejik Araştırmalar Uzmanı Dr. Hüseyin Alptekin, Türkiye’nin 35 yılda yaklaşık 41 bin insanın ölümüne sebebiyet veren terör örgütü PKK’nın terör eylemlerini olay bazlı ve somut verilere dayalı analiz etti.

Alptekin, söz konusu çalışması sırasında PKK’nın terör eylemleri ve Türkiye’nin terörle mücadele operasyonlarından müteşekkil 4 bin 579 müstakil olayı inceleyip her olayı 72 değişken üzerinden kodlayarak “PKK Terörünün Analizi; Türkiye Terör Olayları Veri Tabanı” kitabını hazırladı.

Çalışmasında, Türkiye’nin PKK mücadelesine dair verileri de kodlayan Alptekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, terör olaylarında yaşanan can kayıpları, hedef seçimi, sal­dırı, taktik ve türleri, kullanılan silahlar ve terör eylemlerinin zaman yoğunluğunu da kitapta ele aldığını anlattı.

Terör eylemlerinin kronolojik seyri, hangi hedeflerin hangi tür saldırılara maruz kaldığı, teröre karşı yürütülen mücadelede öne çıkan taktikler ve kullanılan silah türlerinin de kitapta yer aldığına vurgu yapan Alptekin, özel bir terörle mücadele aracı olan ve son yıllarda etkisini giderek artıran insansız hava araçlarının da bu kapsamda ele alındığını aktardı.

Alptekin, çalışmanın çok gizli belgelerden hareketle hazırlanmadığını belirterek, Anadolu Ajansı, Sabah gazetesi, Hürriyet gazetesi gibi ana akım medya kaynaklardan elde edilen şeffaf verilere yer verildiğini söyledi.

“PKK, Türkiye’nin artan takip kabiliyetinden dolayı büyük yaralar aldı”

PKK’nın terör eylemlerini 2015 yılından sonra tekrar başlattığını anlatan Alptekin, “2015 yazında tırmanan eylemlerden sonra terörle mücadele operasyonlarının etkinliğinden dolayı Türkiye içerisinde PKK’nın eylem yoğunluğunun azaldığını görüyoruz. Diğer taraftan mevsimsel dönüşüme baktığımızda PKK’nın özellikle mart ve nisan aylarında ve yaz sonunda ise eylül ve ekim aylarında çok aktif olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.

Terör örgütünün eylemlerini büyük oranda Hakkari ve Şırnak’ta yoğunlaştırdığını gözlemlediklerini belirten Alptekin, “Bu illerin hem sınır noktası olması dolayısıyla İran, Irak sınırlarından Türkiye’ye nüfuz etme çabası olduğunu görüyoruz. İkincisi ise bölgenin dağlık coğrafyasının PKK’nın terör eylemlerinden sonra saklanmasını ve geriye çekilmesini kolaylaştırması. Bir diğer önemli bölge olarak da Tunceli merkezi ve çevresi öne çıkıyor. Burada da PKK, bölgenin dağlık coğrafyasını avantaj olarak kullanmış görünüyor. Özellikle 2017 yılından sonra PKK’nın Türkiye’de dağlık alanlardaki avantajını kaybetmiş görünüyor. PKK’nın, Türkiye’nin artan takip kabiliyetinden dolayı da büyük yaralar aldığını söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Hüseyin Alptekin, Türkiye’nin, İHA’larla sınırın gözetlenmesi, güçlendirilmiş kalekollar ve güvenlik imkanları artırılmış karakollarla son yıllarda sınır güvenliği kapasitesini artırdığını anlattı.

Terör örgütü PKK’nın, Türkiye sınırları içinde bir polis veya askeri karakola saldırma kapasitesini tamamen yitirdiğini vurgulayan Alptekin, “Bu örgüt, çatışma kabiliyetini yitirdiği için el yapımı patlayıcı (EYP) türü patlayıcılarla, infaz gibi eylemlerle kendini göstermeye çalışıyor, sivilleri hedef alan terör eylemleri gerçekleştiriyor. PKK, eskiden güvenlik güçlerini hedef aldığında daha çok uzun namlulu silahları tercih ediyordu. Son yıllarda ise daha çok sivil ve güvenlik ayrımı yapmadan EYP, canlı bomba gibi saldırı türleri kullanıyor.” diye konuştu.

“PKK militanlarını sınır ötesinden tespit edip imha edebiliyoruz”

Hüseyin Alptekin, Türkiye’nin eskiye nazaran terör mücadelesinde çok daha farklı, çok daha stratejik, çok daha etkin bir mücadele stratejisi yürüttüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Daha önce profesyonel olmayan askerler PKK militanlarıyla karşı karşıya geliyordu. Bugün çok daha profesyonel terörle mücadele birimleri söz konusu. İHA’ların kullanılmaya başlanması ile Türkiye sınırları içerisinde askerimiz kaybolmuyor. Şehit sayısının da mümkün mertebe azaldığını söyleyebiliriz. Türkiye, daha uzak hedefleri tespit ve imha edebilen İHA ve SİHA’ları kullanıyor. Teröristler, sınırı geçmeden İHA’larla tespit ediliyor ve bazen SİHA’larla bazen de F-16’larla imha edilebiliyor. Bunlar son zamanlarda PKK ile mücadelede öne çıkan silah türlerimiz. Dolayısıyla birebir çatışmalar azaldı ve PKK militanları, askerlerimizi hedef alamadan biz sınır ötesinden bile hemen tespit edip imha edebiliyoruz.”

Türkiye’nin terörle mücadelesinde ciddi bir paradigma değişimi olduğunu ve cepheyi daha ileriye taşıdığını anlatan Alptekin, bunun en somut örneğinin ise Barış Pınarı Harekatı ile Suriye’de Tel Abyad ve Resuleyn bölgesinde gerçekleştirdiği operasyonlar olduğuna işaret etti.

Bu mücadele aynı şekilde Irak’ta sessiz sedasız, derinden ve zincir halinde süren “Pençe harekatı” operasyonları serisinin de devam ettiğini belirten Alptekin, Irak’ta, Hakurk bölgesinden İran sınırına kadar olan bölgede konumlanan Türk güvenlik güçlerinin, PKK’nın orayı eğitim kamplarıyla donatmasının önüne geçtiğini söyledi.

Alptekin, dolayısıyla Türkiye sınır güvenliğinin sınırın ötesine taşındığını ifade ederek, Türkiye’nin terörle mücadelesinde son iki yıllık verilere bakıldığında ciddi bir imkan artışı olduğunu gözlemleyebildiklerini kaydetti.

Türkiye’nin artık sınır ötesi operasyonlar yapıp geriye çekilmeyerek oralarda kalıcı bir şekilde PKK’nın geri dönüşünü engelleyecek operasyonlar düzenlediğini aktaran Alptekin, Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı’na vurgu yaptı.

Alptekin, Türkiye’nin Irak ve İran sınırında özellikle Şırnak ve Hakkari’nin karşısına denk gelen bölgelerde, PKK’nın on yıllarca at koşturduğu, çok rahat eğitim kampları kurduğu bölgelerde artık üsler kurduğunu dile getirerek, “Çünkü ne Irak merkezi hükümeti ne de Irak’ın kuzeyindeki Kürt Bölgesel Yönetimi’nin böyle bir iradesi ve kapasitesi yok. Bu yüzden hem içeride hem de dışarıda Türkiye artık kendi güvenliğini kendisi sağlıyor.” dedi.

“Türkiye denenmemiş güvenlik yöntemler deniyor”

SETA Stratejik Araştırmalar Uzmanı Dr. Hüseyin Alptekin, terör örgütü PKK’nın çok boyutlu bir sorun olduğunu ve örgütün sadece güvenlik tedbirleri ile ortadan kalkmayacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Fakat güvenlik tedbirleri de Türkiye açısından elzem ve vazgeçilmeyecek bir boyuttur. Türkiye son yıllarda güvenlik önlemleri açısından daha önce denenmemiş yöntemler denemekte. Bugün geldiğimiz noktada PKK saldırmayı, abluka altına almayı, sabaha kadar kurşun ve roket yağmuruna tutmayı bırakın, bizim sınır karakollarımıza yaklaşamıyor bile. Mümkün mertebe karakolların uzağında kalmaya çalışıyor.

Türkiye PKK ile mücadelesine teknolojinin yanı sıra basit bir şey daha yaptı ki uzun yıllar neden bunu yapmadığını sorguluyorum. Çünkü ciddi bir zafiyet. Çürük duvarlar altında, yığma karakollarda maalesef onlarca askerimizi on yıllar boyunca kurban verdik. Dağlıca’da, Aktütün’de… Şu anda ise sınır karakollarımız çelik ve demir alaşımlı çift duvarla, termal kameralarla donatılmış durumda ve son yıllarda karakollarında tek bir asker kaybı yaşanmaması da bundan kaynaklanıyor. PKK artık bir roketle darmadağın olan yığma karakolların yerine kendini ve çevresini koruyan kalekollar görüyor karşısında.”

[AA, 5 Aralık 2019]

Çalışmayı incelemek için aşağıdaki görseli tıklayabilirsiniz:

Kitap: PKK Terörünün Analizi

Etiketler: