Alman Halkı Ülkesinin Aşırı İsrail Yanlısı Politikasına Karşı

İsrail'in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı en fazla destekleyen ülkelerin başında Almanya geliyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve diğer önemli devlet görevlileri her fırsatta İsrail’e verdikleri desteği sürdüreceklerini açıklarken Almanya, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ardından İsrail’e en fazla silah veren ikinci ülke konumunda kalmaya devam ediyor.

Devamı
Alman Halkı Ülkesinin Aşırı İsrail Yanlısı Politikasına Karşı
Almanya'da Siyaset Siyonist Lobinin Tahakkümü Altında

Almanya'da Siyaset Siyonist Lobinin Tahakkümü Altında

İsrail’i korumanın “öncelikli devlet politikası” olarak görüldüğü bir ülkede İsrail'e silah ablukasıyla suçlanmanın nereye varacağını bilen Baerbock, 10 Ekim’de ne kadar İsrail yanlısı olduğunu bir kez daha göstermek istedi.

Devamı

Geçtiğimiz 7 Ekim, İsrail'in Gazze'ye en ağır silahlarıyla saldırmaya başlamasının birinci yıldönümü idi. İsrail bu bir yıl içerisinde 41 binin üzerinde Filistinli sivili öldürmüş, 100 bine yakınını yaralamış ve 1,5 milyondan fazla Gazelli Filistinliyi yaşadıkları evlerden-kasabalardan sığınma kamplarına sürmüştür. Eşine az rastlanır bu caniliğin durdurulması için uğraşan Türkiye gibi ülkelerin çabalarına rağmen, İsrail'in yanındaki Batı koalisyonun bütün insani değerleri hiçe sayarak verdikleri destek, İsrail'in daha da pervasızlaşmasına yol açmış ve açmaya da devam etmektedir.

Bu rapor uluslararası hukukun ilgili kuralları temelinde İsrail’in saldırılarını inceleme konusu yapmaktadır. Bu bağlamda İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı ve halen devam ettirdiği saldırılarının meşru müdafaa hakkına dayandırılıp dayandırılamayacağına, saldırılarla uluslararası insancıl hukukun hangi kurallarının ihlal edildiğine ve bu ihlallerden ne tür suçların doğduğuna dair tespitler yapılmaktadır. Raporun son kısmında ise İsrail’e karşı ya da İsrail ile ilgili yürüyen yargısal süreçler değerlendirilmektedir

Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in öncülüğünde, "BM Geleceğin Zirvesi" başlığı altında, 24-30 Eylül tarihlerinde, karmaşık bir jeopolitik atmosferde düzenlenmiştir.

7 Ekim günü başlayan ve halen devam eden saldırıları ile İsrail, Gazze'de ve diğer Filistin topraklarında insanlık tarihinde eşine az rastlanır bir insani kıyımı gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu kıyımı, en yakın tarihli örneklerinden birisi olan Bosna Hersek'teki kıyımlardan da farklı olarak bütün görsel kanıtları ile tüm dünya kamuoyunun gözleri önünde gerçekleştiriyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Ateşkes Kararı İsrail’i Durdurabilecek mi?

İsrail'in Gazze'ye saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'den bu yana Gazze'deki işgalin durdurulması, yani bir ateşkes sağlanması için yoğun çaba sarf ediliyor. Her gün ortalama yüzlerce sivilin katledildiği bu insanlık dışı saldırıların durdurulması şüphesiz ki hala en öncelikli mesele olmak durumundadır.

Devamı
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin Ateşkes Kararı İsrail i Durdurabilecek
Türkiye nin Soykırım Davasına Müdahilliği ve Yansımaları

Türkiye’nin Soykırım Davasına Müdahilliği ve Yansımaları

İsrail kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği eylemleriyle uluslararası hukukun temel ilkelerini ve Birleşmiş Milletler’in (BM) aldığı kararları sistematik şekilde ihlal eden bir ülke olarak bilinir hale gelmiştir. Bu algı nedeniyle İsrail’e karşı halihazırda devam eden üç ayrı hukuki süreçten çıkacak kararlara uyup uymayacağı da belirsiz görünüyor. Ancak İsrail’in eylemlerinin niteliğini göstermesi açısından önemli sonuçları olan üç ayrı uluslararası yargı süreci halen devam etmektedir.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 90. sayısı raflarda yerini aldı.

Hafta içerisinde Almanya'daki PKK yandaşlarının önce Dortmund şehrinde Türk esnafı, sonra da Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğunu hedef alan saldırıları Berlin yönetiminin terörle mücadele politikası konusunda yaşanan sorunları bir kez daha gündeme getirdi. Aslında aynı günlerde Almanya dışında Belçika, Fransa ve İsveç'te de PKK'lıların Türk vatandaşlarına ve temsilciliklerine yönelik benzer saldırılar gerçekleştirmiş olmaları sorunun sadece Almanya ile sınırlı olmadığını, Avrupa'nın büyük bölümünü kapsadığını yeniden gösterdi. Gerek Almanya gerekse diğer Avrupa ülkelerindeki güvenlik güçlerinin Türk vatandaşlarını ve temsilciliklerini koruma konusunda yetersiz kaldığı, PKK yandaşlarına toleranslı davrandıkları görüldü.