Her Yol Türkiye’ye Çıkıyor

Zeytin Dalı Harekatı sonrasında Suriye ve ötesinde yeni dinamiklerin ortaya çıktığı görülüyor.

Devamı
Her Yol Türkiye ye Çıkıyor
Zeytin Dalı Harekatı Kazananlar ve Kaybedenler

Zeytin Dalı Harekatı: Kazananlar ve Kaybedenler

Zeytin Dalı Harekatı Türkiye ve TSK adına muazzam bir başarı olarak tarihe geçti. Terör örgütü, kuruluşundan bu yana en büyük militan kaybını bu kadar kısa bir sürede yaşamak zorunda kaldı.

Devamı

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Zeytin Dalı Operasyonu’nun artan temposu ve Afrin’den sonraki hedef hakkında değerlendirmede bulundu.

Suriye iç savaşı öylesine süreçlerden geçti ki, birçoğumuz için bugün hangi aşamada olduğumuzu anlamak bile zor...

ABD’nin desteğine rağmen Menbiç’teki PKK/YPG varlığını hedefleri arasında açıklayan Türkiye’nin Afrin’de bir PKK/Esad ya da PKK/İran/Rusya ortaklığını kabul etmeyeceği açıktır.

Gelinen noktada, Cenevre ve Astana süreçlerine rağmen, ne yazık ki barıştan hayli uzağız. Vekillerin yanında asillerin (ABD, Rusya, İran, Türkiye ve İsrail) de cephede olmasını iç savaşın ancak yeni bir aşaması olarak görebiliriz. Buna "Suriye savaşı 2.0" diyorlar.

Afrin'e Sevk Edilen Profesyoneller Zeytin Dalı Harekatı'nın Başarı Sürecini Hızlandıracak

Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin'e sevk edilen polis ve jandarma özel harekat ekiplerinin, bölgenin terör unsurlarından temizlenmesini hızlandırması bekleniyor.

Devamı
Afrin'e Sevk Edilen Profesyoneller Zeytin Dalı Harekatı'nın Başarı Sürecini Hızlandıracak
Suriye'de Karmaşa Kesişen Yollar Farklılaşan Çıkarlar

Suriye'de Karmaşa: Kesişen Yollar Farklılaşan Çıkarlar

PYD, Rakka ve Deyrizzor’da ülkeyi besleyen yer altı kaynaklarına el koymuşken rejimin PYD ile işbirliği yapması kendi sonunu hazırlaması anlamına gelecektir. Türkiye’ye karşı PYD ile işbirliğinin hiçbir zemini yoktur. ABD ile bir anlaşmaya varıldığı ve bu şekilde bir karşılık verildiği yorumları ise propagandadan başka bir şey değildir.

Devamı

Türkiye'nin Zeytindalı harekatı karşısında Suriye'de varlık gösteren diğer aktörler taktiksel düzeyde yeni hamlelerde bulunmaya devam ediyor.

Türkiye’nin Zeytin Dalı operasyonunu başlatmasının ardından, ABD’nin Türkiye’nin kapısını yeniden çalması ve PYD’nin Esed rejimiyle işbirliği arayışları oldukça dikkat çekiyor.

Suriye'de halkın Esed rejimine karşı isyan etmeye başladığı 2011'den beri rejimle PYD arasında başlayan üstü örtülü işbirliği artık iyice açığa çıktı...

Ankara’nın tavrını net biçimde ortaya koymuş olmasına rağmen ABD’den gelen açıklamaların oldukça karmaşık olduğu görülüyor. Nitekim Mattis’in “YPG’yi PKK’ya karşı savaştırabiliriz” ifadesi Washington’un meseleden ne kadar uzak olduğunu gözler önüne serdi. Ancak bu karmaşıklığın bir kafa karışıklığına mı tekabül ettiği yoksa karmaşıklığın kendisinin stratejinin bir parçası mı olduğu Ankara tarafından henüz tam olarak anlaşılmış değil.

Suriye sahasının kendine has dinamizmi yeniden canlılık kazandı. Bu dinamizm hem çatışma hem de müzakerelerin birlikte yürütüldüğü bir zemin yaratıyor.

Putin'in Esed'le yaptığı görüşme, birlikte verdikleri fotoğraf Esed'in iplerini elinde tuttuğunu gözler önüne serdi. Bu tablo Esed'in Suriye'nin geleceğinde sahip olacağı rolün istim üstünde olduğuna işaret ediyor. Bu tablo bugün bazı İran gazetelerinde Putin'in Esed'i her an denklemden çıkarabileceğine dair yorumlara neden oldu. Bu sebepten dolayı ayaklanmaların başladığı 2011 yılı başından Esed'i bir kırmızı çizgi olarak gören İran'ın, Rusya ile karşı karşıya getirebileceği ihtimali de vurgulanmış.

Bu coğrafyanın ortalama insanı bugün İsrail, ABD ya da Suud eliyle İran'a yönelik bir müdahale beklentisi içine girmiş durumda. Bu beklentinin doğruluğu, yanlışlığı bir yana ama bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Heritage Foundation uzmanı Coffey, ABD'nin PKK/PYD'yi silahlandırmasını "tehlikeli bir oyun" olduğunu belirterek, Rakka'nın alınmasının bu terör örgütünün silahlandırılmasına değmediğini söyledi.

Başta ABD olmak üzere pek çok aktör, mücadelede önceliğin DEAŞ’ı yenmek olması gerektiğini ileri sürerek DEAŞ’ı var eden temel sebepleri ve örgütün Suriye ile Irak’ta gücünü pekiştirdiği elverişli zemini göz ardı etti.

Körfez bölgesinde ve Ortadoğu’da artan gerginliğin bölgedeki hiçbir aktör açısından fayda getirmeyeceği unutulmamalıdır. Bu noktada Türkiye’nin artan tansiyonu düşürme ve taraflar arasında uzlaşı sağlanması konusunda önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır.

Bölge Suriye krizine gark olmuşken bölgesel ve küresel güçlerin özellikle de Suriye’nin tatbikat alanı Lübnan pek dikkatleri çekmemişti.

Suudi Arabistan'daki gelişmeler ne anlama geliyor?

Rakka operasyonu için Türkiye’nin ortaya koyduğu planlar ve yaptığı tekliflere karşı hala cevap verilmiş değil. Bu aynı zamanda Suriye bağlamında bölgesel ittifak ilişkilerini de doğrudan etkileyecek bir aşama olarak görülebilir. Ancak el-Bab sonrası Münbiç’e yöneleceğini ve PYD’nin çekilmemesi halinde vuracağını açıklayan Türkiye’nin hareket alanını daraltmak ve Fırat Kalkanı Operasyonu’nu uluslararası hukuk bağlamında elimine etmek için adımlar atıldığını görmekteyiz.