Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor

|
Osmanlı gibi, Kanuni gibi büyük bir kültür hazinesi, bir dizi eliyle magazinleştirilerek ve tüketilerek bir nesne konumuna düşürülüyor.  Yazının başlığı aslında Marks’ın dile getirdiği ve Marshall Berman’ın moderniteden postmoderniteye geçiş sürecini eleştirel bir yolla anlatmak için kitabına isim olarak verdiği nefis bir tanımlama. Modernitede katı olan ve sabitelere dayandırılan birçok şey, postmoderniteye geçiş sürecinde adeta eriyip havaya karışmaya başlamıştı. Modernite-postmodernite tartışması bir yana, son günlerde tüm Türkiye’nin konuştuğu bir dizi sebebiyle Osmanlı ve Kanuni Sultan Süleyman üzerine büyük tartışmalar yaşandı. Belki de durumu en veciz şekilde özetleyebildiğini düşündüğüm için bu tanımlamayı kullandım; adı malum dizi Osmanlı’ya ve Kanuni’ye dair katı olarak bilinen ne varsa hepsini buharlaştıran “muhteşem” bir kültür endüstrisi ürünü olarak gündemimize oturdu.
  • Resim Yok

    Türkiye, 22 Temmuz ve sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaşırken ABD'de de seçim süreci ilerliyor. 2008 Kasım'ında yapılacak seçimlere Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin kimleri başkan adayı olarak göndereceği 2008'in ilk aylarında belli olacak.
  • Resim Yok

    Türkiye, 22 Temmuz ve sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaşırken ABD'de de seçim süreci ilerliyor. 2008 Kasım'ında yapılacak seçimlere Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin kimleri başkan adayı olarak göndereceği 2008'in ilk aylarında belli olacak.
  • Resim Yok

    Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça Türkiye’deki siyasetin tansiyonu yükseliyor. Acaba bunu doğal mı karşılamak lazım? Yoksa bu, Türkiye siyasetinin derinlerdeki bir arızasına mı işaret ediyor?Aristo “insan siyasi bir varlıktır” (zoon politikon) dediğinde acaba siyasetin de insani bir şey olması gerektiğini ima ediyor muydu? Siyaseti insanların yapıyor olması, onun özünde insani bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Siyaseti gücü yönetme sanatı olarak görenlerin, kendi başlarına bırakıldıklarında insanlığa huzur ve mutluluktan ziyade yıkım ve gözyaşı getirdiğini defalarca gördük. Farabi’nin ifadesiyle siyasete “medeni” bir boyut katılmadığında ortaya çıkan şey ancak bir siyaset parodisi olabilir.